Kanal D'nin 11'inci sezonuna giren 'Arka Sokaklar' dizisinde Mesut komiseri canlandıran Şevket Çoruh, “11 yıl oldu, yaşlandım. ‘Ömrümden ömür gitti’ diyorlar ya, yahu biz ömrün bir parçasını bu sette, Arka Sokaklar ailesiyle birlikte geçirdik” dedi.
Şevket Çoruh'un Hürriyet'ten Zelal Özalp'e verdiği söyleşi şöyle:
“Arka Sokaklar” 11’inci sezona bugün merhaba diyor. Yeni sezonda neler olacak, sizden birkaç tüyo alabilir miyiz?
- Yeni sezonda aslında 10 sezondur olan polisiye olaylar devam edecek. Cinayet, uyuşturucu, kaçakçılık, insan ticareti, organ mafyası gibi başlıklarla üçüncü sayfa haberleri olarak tanımlanan suçları ekrana getireceğiz.
Dizi tatildeyken ülkemiz darbe girişimi ve çok sayıda terör olayı yaşadı. Yeni sezonda senaryo bu olaylardan etkilenecek mi?
- Türkiye’yi ilgilendiren tüm terör olayları ve darbe girişimi de işlenecek. Türkiye’nin yaşadığı sorunlarla ilgili polis teşkilatının yakından takip ettiği gündemi “Arka Sokaklar” da senaryosunda takipte olacak.
Sezon finalinde bomba patlamıştı ve komiserlerin sağlık durumuyla ilgili seyircide merak uyandı. Bu konuda tüyo alabilir miyiz sizden?
- Valla bomba nereye patladı bilemiyorum. (Gülüyor) Hani bomba dediğimiz şey ne bilmiyoruz ama bu ekibin başına bir şey gelecek mutlaka. Herhangi bir tüyo veremiyorum, bu akşam izleyelim görelim. Biz de çok fazla hakim değiliz zaten senaryoya, içiniz rahat olsun. 11 yıldır son anda öğreniyoruz her şeyi. O yüzden çalışma koşullarında emniyet teşkilatından bir farkımız yok.
11 sezonda neler değişti “Arka Sokaklar” ailesinde?
- 11 yıl oldu, yaşlandım. “Ömrümden ömür gitti bu projede” diyorlar ya, yahu biz ömrün bir parçasını bu sette, “Arka Sokaklar” ailesiyle birlikte geçirdik. Daha da geçirelim isterim, yanlış anlaşılma olmasın. Oğlumu oynayan Kerimhan Duman ortaokuldaydı, 8 yaşındaydı. Şimdi üniversitede hukuk fakültesinde okuyor. Karakterlerin şekilleri değişti, karakterimiz değişmedi ama formları değişti. Hüsnü Çoban’ın çocukları evlenilecek duruma geldi, Rıza Baba dede oldu. Günlük hayatta insanlar nasıl değiştiyse, “Arka Sokaklar” ailesi de o şekilde değişti. Bu da diğer dizilerden bizi ayıran en önemli özelliklerden biridir bence.
"Diziye girdiğimde neysem, hâlâ oyum"
Peki ya Şevket Çoruh’ta neler değişti?
- Valla bende bir şey değişmedi. Mesut komiser gibi ben de yaşlandım. Kızım liseye geçti, bitirdi, şimdi de üniversiteye geçti. Yani değişimde bir mutasyona uğramadım. Diziye girdiğimde genç bir adamdım, şimdi demlenmiş bir adam oldum. (Gülüyor) Proje başladığında karakterim neyse, hâlâ oyum.
Dışarıdan bir gözle baksanız, yıllardır canlandırdığınız Mesut komiser ile ilgili ne yorum yaparsınız?
- Tüm karakterlerde insan ve insana dayalı her şey vardır ya, Mesut komiserde olan şey benim içimde de vardı. Ama onun gibi sert, radikal bakan bir adam olmak zor. Aslında bu meslek dışında bildiği başka hiçbir şeyi olmayan bir adam Mesut. Mesleğinde fazla şiddet uygulayan bir adamla günlük hayatta anlaşılmaz. Ama konu dizi olduğu için renk katıyor. Dizide Rıza Baba onun kontrolünü yapıyor ya, gerçek hayatta Rıza Baba’sı olmayan böyle bir karaktere tahammül etmek zordur. Baksana, adam dizi başladığından beri 5-6 partner değiştirdi ama hâlâ düzgün bir kadın-erkek ilişkisi kuramadı. (Gülüyor)
"Oyunculuk mayası var bende"
Sizin de Mesut gibi sert bir yanınız var mı yoksa şefkatli misinizdir?
- Oyunculuk mayası var bende. Canlandırdığı karakterle kendi kişiliğini karıştıran biri değilim ama zor bir meslek grubundan karakterler canlandırıyoruz. Haliyle bizde de bazı duygular bazen şaşabiliyor. Öyle sert veya öyle şefkatli davranmak anlamında değil bu. Mesela eminim ki emniyet teşkilatında çalışan memur ve polis böyle davranmak zorunda kalıyordur ama evine döndüğünde normal baba, eş oluyordur. Oyunculukta da öyle; kurallarına göre sert veya eve girince şefkatliyimdir.
Yolda sizi bir polis çevirdiğinde “Komiserim nasılsın” dedi mi hiç?
- E tabii... (Gülüyor) Öyle espriler yapılıyor. Yolda, trafikte, tribünde karşılaşıyorum.
Çakallarla Dans filminin 4.’sü geliyor, Arka Sokaklar 11. Sezonda. Herhalde uzun soluklu işler konusunda şuanda rakibiniz yok değil mi?
Valla bu bilinçli yaptığım bir şey değil. Ama çok güzel bir şey bu. Benim gibi düşünen, ki düşünmeyen yoktur sanırsam her meslektaşım için temenni ederim.
"Tiyatro salonu satın aldım"
Yakın zamanda bir tiyatro sahnesi satın aldığınızı duyduk, doğru mudur?
- Herkese açık bir tiyatro binası açtım. Kadıköy’de eski Ercan Sineması, 1967’de yapılmış bir yer. Tiyatro olarak açılmış, tapusunda da tiyatro yazan bir yer. Birçok oyuncu abimize ev sahipliği yapmış, 80’lerde sinemaya çevrilmiş, arkasından farklı amaçlarla kullanılmış. Tekrar tiyatroya dönüştürülmeye çalışılıyordu. Buranın satılacağını ve başka amaçlarla kullanılacağını duydum. Ne yapabilirim derken, hem Kadıköy’e hem de İstanbul’a bir tiyatro salonu kazandırmak istedim. O tiyatro salonunu satın aldım.
Ne kadar süredir bu projenizi geliştirme odaklı çalışıyorsunuz?
- Neredeyse bir senedir. Yapım sürecinin bu kadar uzun olduğunu bilmiyordum. Ekim ayında oyunlar sahnelenecek.
Tiyatro salonuna isim belirlediniz mi?
- Baba Sahne adını verdik.
Dizi veya sinema sektöründeki oyunculardan “rağbet görmüyor” sözünü tiyatro için çok duyuyoruz. Siz bu tezi çürütenlerden misiniz?
- Rağbet görmüyor diye bir şey yok. Görüyor bence. Bakın böyle genelleme yapmak yanlıştır oyuncu arkadaşlarım için. Yeni ve çok sayıda irili ufaklı tiyatrolar açılıyor. İnsanlar küçücük mekanları salonlara dönüştürüp seyirciye ulaşmaya çalışıyorlar. Her yerde sizin için tahsis edilmiş salonlar yok çünkü. Var olanların birçoğu AKM üzerinde işliyor. Bu işe gönül vermiş birçok insan tiyatro yapmaya çalışıyor. Tiyatroya olan inanç kaybolmayacaktır. Bizim yaptığımız da bu direnci yok etmemek ve bu dirence hız kazandırmak. Ben ve arkadaşlarım bu yüzden bu oluşuma girdik. Ben tiyatronun geleceğinin çok büyük olacağına inanıyorum.
"Komedide oynamak daha zor"
“Çakallar Dans 4” geliyor. Yeni filmden bahseder misiniz?
- Bence biz “Çakallarla Dans” serisinin 10’uncusunu da çekeriz! 6-7 sene önce bu işe başladığımızla işlerin bu noktaya geleceğini düşünmemiştik. Bizim için film ekibiyle bir araya gelmek bile eğlenceli. Yaparken eğlenceli hale gelen bir iş olduğu için, ekip dışından izleyicinin de bu enerjiyi hissetmesinden mutluyuz. Şunu gördük ki, daha film montajlanmadan, kurgu yapılmadan çekerken iyi olduğunu hissettik. Bence bu film ilk üçünden daha komik ve daha eğlenceli oldu. Bazen komedinin dozunun yüksek olduğunu kestiremeyiz, komedide kestirilemeyen duygular vardır. Bu serinin en komik filmi oldu ama.
Son çektiğiniz filmlerde hep komedi türünde bir oyunculuk sergilemeniz tesadüf mü, tercih mi?
- Komediyi mesleğimin en üst noktasına koyabilirim. Komedi projesinde oynamanın daha zor ve daha mesleki açıdan üst seviye bir şey olduğunu düşünüyorum. Ama isteğim olmamasına rağmen televizyonda “Sultan Makamı” ve “Arka Sokaklar” gibi daha dramatik işlerde, sinemada daha komedi işlerde yer alıyorum. Bu biraz tesadüf ama biraz da çok istememle bağlantılı. Güldürmek de, ağlatmakla bizim işimizin bir parçası.
Keyif almak bir yana, dramatik işlerde mi daha rahat performans sergiliyorsunuz, komedi işlerinde mi?
- Ben işimi yaparken hiçbir zaman rahat değilim. Mesleğe başladığımdan beri rahat olduğumu hissetmedim. “Hangisinde daha rahatsın” diye kendime sorsam. İkisinde de kendimi rahatsız hissediyorum. Rahatsız olmayan insanların aktör veya oyuncu olabileceklerini pek düşünmüyorum.