Medya

Sevilay Yükselir: Bir propaganda bakanlığı şart!

"Evet, zaman zaman sorunlarımız vardı imajımızla ilgili ama hiçbir dönem bu kadar yerle bir değildi"

07 Aralık 2016 15:37

Habertürk gazetesi yazarı Sevilay Yükselir,  Avrupa'da Türkiye'ye yönelik çıkan olumsuz haberleri engellemek amacıyla bir 'propaganda bakanlığı'nın şart olduğunu söyledi. Türkiye imajının Avrupa'da hiç bu kadar kötü olmadığının altını çizen Yükselir, "Tabii durumun bu hale gelmesinde yine en büyük kabahat Türkiye’nin! Çünkü bizim uçağımızla bizim Meclis’imizi bombalayan FETÖ hainleri, 20 yıldır devletimizin onlara yurtdışında bıraktığı iletişim alanını milletin aleyhine bir silaha çevirdi." diye yazdı.

Yükselir'in Habertürk'te yayımlanan yazısı şöyle:

Geçen hafta size Türkiye’nin Avrupa’daki imajıyla ilgili gözlemlerimi ve Fransa’nın Bordeaux şehrinin mahalli gazetesinde bile manşetten Türkiye karalamalarının nasıl yapıldığını aktarmıştım. Ve demiştim ki: “20 yıldır giderim gelirim bu kıtaya, ilk kez Türkiye’yle ilgili böylesi berbat bir algıyla karşılaştım.”

Evet, zaman zaman sorunlarımız vardı imajımızla ilgili ama hiçbir dönem bu kadar yerle bir değildi. Tabii durumun bu hale gelmesinde yine en büyük kabahat Türkiye’nin! Çünkü bizim uçağımızla bizim Meclis’imizi bombalayan FETÖ hainleri, 20 yıldır devletimizin onlara yurtdışında bıraktığı iletişim alanını milletin aleyhine bir silaha çevirdi.

Hainler o kadar güçlü bir lobiyle Türkiye aleyhine çalışıyor ki, dünyanın dört bir yanında bununla başa çıkmak için bir eylem planına, “gizli propaganda aracı”na acil ihtiyacımız var. Bu konuyu geçen hafta sonu bir araya geldiğimiz, AB Bakanlığı yaptığı dönemde bu ihtiyacı bireysel çabalarıyla gidermeye çalışan FETÖ iftiralarının mağduru Egemen Bağış’a sordum.

Dedi ki: “Yazdıklarına katılmamak mümkün değil. Gerçekten çok ciddi bir karalama kampanyasıyla karşı karşıyayız. Bence Türkiye, diğer ülkelerde ve uluslararası örgütler nezdinde imaj geliştirmek ve lobicilik faaliyetlerini koordine etmek ve birçok ülkenin yıllardır ülkemizde yapageldiği toplum mühendisliği ve farklı algı yaratma eylemlerine karşılık verebilmek amacıyla bir iletişim ve imaj başkanlığı kurmalı!”

Bağış’ın önerisi güzel ama nasıl olacak bu? Yani diyelim ki Türkiye propagandası yapacak böyle bir başkanlık kuruldu. Ne yapacak peki bu başkanlık? Kime bağlı çalışacak? Kimler bu yapının altında olacak?

Bir kere şunu dümdüz yazayım. Böyle bir propagandayı iktidara göbekten bağlı olduğu bilinen akademisyenlerle, yazar ya da sanatçılarla yapmanın Türkiye’ye hiçbir getirisi olmaz. Bu tür bir organizasyon “Türk’ün Türk’e propagandasının” ötesine geçmez çünkü. Bu konuda Bağış’ın önerisi mantıklı. “Bürokrasi zaten olacak ama esas olması gerekenler sivil toplum kuruluşları, TOBB ve odalar ile uluslararası kamuoyunda güç sahibi olan ülkemizdeki farklı inanç grupları ve akademik camia temsilcileri” diyor.

“Kim olur, kimlerden bahsediyorsunuz” dediğinizi duyar gibiyim. Birçok isim vardır düşünülse bulunacak. Ama hemen aklıma gelen ikisini yazayım. Mesela Fener Rum Patriği Bartholomeos böyle bir organizasyonda kesinlikle olmalı bana göre. Ya da geçen yılın Nobel Ödülü’nü alan Profesör Aziz Sancar. Ben bu iki ismin de Türkiye sevdalısı olduğuna eminim. Ve Türkiye’nin dış dünyadaki imajının düzelmesi için de ellerinden gelen fedakârlığı sergileyeceklerinden zerre şüphem yok!

Diyor ki Egemen Bağış: “Gerektiğinde Hollywood’da film yaptıracak, başka ülkelerdeki dizilerin senaryolarına katkı verecek, yabancı medya mensuplarını, diplomasi ve kanaat önderlerini ülkemizde ağırlayacak, yurtdışında konferans ve toplantılar düzenleyip aleyhimizdeki çabaları bozacak mekanizmaları kuracak bu yapı doğrudan Başbakan’a bağlı çalışmalıdır. Ama kuruluş mutlaka müstakil bir teşkilat kanunuyla yapılandırılmalıdır. Merkezi Ankara’da olacak bu başkanlık kesinlikle diğer illere temsilcilik vs. açmamalıdır. Diğer illerde yürütülecek faaliyetler, valilikler aracılığıyla sevk ve idare edilmelidir. Yurtdışında ise ilerleyen zamanda düzenli olarak çalışı- lan lobicilik kuruluşlarına geçici görevlendirmeyle (sürekli ve atama yoluyla olmamalı) temsilci yollanması bilahare düşünülmelidir.”

Bilmiyorum sizler ne düşünüyorsunuz bu konuda, ama kanaatimce Türkiye’nin acilen çözüm üretmesi gereken bu konuda en mantığa uygun öneri bu. Yani siyasetten bağımsız bir başkanlık ve bambaşka yol ve yöntemlerle Türkiye’nin imajını düzeltecek bir propaganda ekibi!