T24- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İsrail'in yardım gemilerine saldırısının ardından yaptığı konuşmasında beklenenin aksine İsrail'e yönelik her hangi bir yaptırım kararı açıklamazken, İsrail’in saldırısını sert sözlerle eleştirmekle yetindi. Başbakan Erdoğan, İsrail yönetimine yönelik olarak, “Haydut, terörist, alçak, pervasız, katil, yalancı” ifadelerini kullandığı konuşmada, “ Her kim İsrail’in tutumuna göz yumarsa bilmeli ki onlar da suç ortağıdır” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
Bütün insanlığın vicdanına seslenmek duygularımı açık yüreklilikle paylaşmak istiyorum.
Dün gecenin en karanlık anında iki kanlı saldırı gerçekleşti. Bunlardan birincisi İskenderun’daki askeri birliğimize yönelik terörist saldırıydı, bu hain saldırıda 6 askerimiz şehit oldu, 7 askerimiz yaralandı.
İçinde merhamet ve şefkat olan yardım gemiler menzillerine varamadı. Dün sabah, İsrail ordusuna ait silahlı unsurlar, Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırıda bulundu. Masum insanların kanını döktü.
SALDIRI ULUSLARARASI HUKUKA YAPILDI
İsrail'in Gazze'ye insani yardım götüren gemilere yaptığı kanlı katliam her türlü laneti hak etmiş bir katliamdır. Yapılan bu saldırı açıkça uluslararası hukuka yapılmıştır, insanlığın vicdanına yapılmış, dünya barışına yapılmıştır.
Bu saldırı uluslararası hukuka yapılmıştır. İnsanlığın vicdanına yapılmıştır. İnsanlığın vicdanına diyorum, zira o gemilerde her milletten her dinden insanlar, sadece ama sadece abluka altındaki Gazze’ye insani yardım götürüyorlardı. Gemiler hareket etmeden önce, bütün dünyaya yüklerini niyetlerini deklere etmişti. Bu yardımın şahidi olarak dünyadan ve ülkeden 60 tane gazeteci gemilere binmişti.
Açık denizde mazlum, yoksul insanlara, evleri yıkılmış Filistinlilere yardım götüren 600 insana ve 6 gemiye yapılan bu silahlı saldırının, BM’nin temel felsefesine yapılmış bir saldırı olduğu açıktır.
GEMİLER BEYAZ BAYRAĞA RAĞMEN SALDIRIYA UĞRADI
Gemilerde sivillerden, yardım gönüllülerinden başka yolcu bulunmamaktaydı. Gemilere beyaz bayrak çekilmişti. Tüm bunlara rağmen gemiler silahlı saldırıya maruz kaldı. Biz o sırada Latin Amerika programındaydık. Hatay’da meydana gelen menfur saldırı ve İsrail’in hukuksuz saldırısı nedeniyle temaslarımızı yarıda keserek Türkiye’ye döndük.
Gereken adımları, Türkiye’de arkadaşlarımla müşterek atmaya başladık. Dün sabah Bülent Arınç, ilgili bakanlarla toplantı gerçekleştirerek meseleyi ele aldı. Dışişleri Bakanlığımız, silahlı kuvvetlerimiz gelişmeleri yakından takip ettiler.
Türkiye Cumhuriyeti, uluslararası hukukun ve diplomasinin bütün imkanlarını kullanmaktadır ve bundan sonra da kullanacaktır.
SALDIRI KINANDI
Uluslararası camiayla da irtibatlar kurdum. Bu çerçevede yapılması gerekenleri tüm boyutlarıyla masaya yatırdık. Türkiye Cumhuriyeti, uluslararası hukuku kullanmaktadır. Bu çerçevede, Türkiye’nin Tel – Aviv büyükelçisi geri çağırılmıştır. Müşterek 3 tatbikat iptal edilmiştir. Dışişleri Bakanımız New York’a gitmiş, BM Güvenlik Konseyi acil olarak toplanmıştır. BM Güvenlik Konseyi saldırıyı kınamıştır.
İsrail’de bulunan genç milli futbol takımımızın yapacağı maçlar iptal edilmiştir. NATO Konseyi Olağanüstü toplantıya çağırılmıştır. Arap Birliği, AB gereken tüm kuruluşlar göreve davet edilmektedir. İslam Konferansı örgütü Pazartesi toplanacaktır.
KENDİ YARALARIMIZI SARABİLECEK KUDRETTEYİZ
İsrail yaralıları biz gönderelim demiştir, ancak biz kendi yaralılarımızı alabilecek kudretteyiz diyerek onların bu teklifini reddettik.
El konulan gemilerin serbest bırakılma çağrısı yapılmıştır. Tüm yaralıların tedavilerinin Türkiye’de yapılması için gerekenler yapılmıştır.
Olayın yaşandığı ilk andan itibaren, bilgi almayı engelleyen İsrail’i, dünya kamuoyunu doğru bilgilendirmesi gerekmektedir. İsrail bir an önce durumun vahametini anlamalı ve yanlış yapmaya devam etmemelidir. İsrail’in bu aşamada sergilediği tavır da ibretle izlenmektedir.
GAZZE'YE AMBARGO DERHAL KALKMALIDIR
Bir kez daha ifade ediyoruz. İsrail Gazze’ye yönelik insanlık dışı ambargoyu derhal kaldırmalıdır. Filistin halkına gönderilen insani yardımların yerine ulaştırılmasında engel olmamalıdır. Biz bildiğiniz gibi ispanya ile birlikte medeniyetler ittifakı çalışması yürüyoruz. Amacımız farklı medeniyetlerin kültürlerin bir arada yaşayabileceği düşüncesi için çaba göstermektir.
Üzülerek söylemeliyim ki, dün yaşananlar, insanlığın ortak medeniyeti açısından kara bir leke olmuştur. Büyük bir ayıp olarak kayda geçmiştir.
Masum insanları katletmek, sivil insanlara terörist muamelesi yapmak insanlık açısından büyük bir sükuttur, alçakça bir pervasızlıktır.
SAVAŞIN DA BARIŞIN DA BİR HUKUKU VAR
Biz biliyoruz ki savaşın da barışın da bir hukuku vardır. Savaşta çocuklara saldırılmaz, savaşta kadınlara yaşlılara saldırılmaz, savaşta sivillere din adamlarına saldırılmaz, savaşta beyaz bayrak çekenlere saldırılmaz.
Savaşta değil, barışta bunlara saldıranlar ise sadece hukuku çiğnemekle kalmazlar, insanlığı ayaklar altına alır, insanlıktan çıkmış olurlar.
Zorbalar, haydutlar, korsanlar bile belli ahlak kuralına uyarlar. Hiçbir hassasiyete uymayanları bu sıfatı yakıştırmak bile iltifat olur.
Dünya barışı çok büyük bir yara almıştır. İsrail hükümetinin bu pervasız, hak hukuk tanımayan saldırısı mutlaka ama mutlaka cezalandırılmalıdır.
Yalan söylemeyi devlet politikası hale getiren, işlediği suçtan yüzü kızarmayan bir yönetimden soruşturma beklemek yerine, uluslararası camia bu olayı soruşturmalı ve hukuki olarak sorgulamadır.
DOSTLUĞUMUZ NE KADAR KIYMETLİYSE DÜŞMALIĞIMIZ DA O KADAR ŞİDDETLİDİR
Türkiye yeni yetme köksüz bir devlet değildir. Bir kabile devleti hiç değildir. Kimse Türkiye’nin sabrını test etmeye kalkmamalıdır. Türkiye’nin dostluğu ne kadar kıymetliyse, düşmanlığı da o kadar şiddetlidir. Türkiye’nin dostluğunu kaybetmek bile başlı başına bir bedelidir.
Biz İsrail halkı ve Musevilerle her zaman dost olduk. Bu saldırıyı şiddetle eleştiren İsrailli insanlar, bu olayın ne kadar büyük bir yanlış olduğunu, dostluğa vurulmuş ağır bir darbe olduğunu çok iyi anlamaktadır.
Mesele hak hukuk tanımayan mevcut yönetiminin, şiddet uygulaması kan dökmesi, barışı tehdit eden yaklaşımlar sergilemesidir.
Bugün yeni bir gündür, bugün bir milattır. Hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacağı açıktır.
HESAP VERMEDEN KENDİLERİNİ ANLATAMAZLAR
Alanen cinayet işleyen, alanen katliam yapan saldırgan bir devletin, pişmanlık dilemeden ve hesap vermeden insanlığa kendisini anlatması mümkün değildir.
O gemiler birer merhamet gerisiydi. Kendi karasularından 72 mil açıkta, tamamen açık denizde ve uluslar arası sularda bir sivil gemiye müdahalede bulunmak, yolcuları alı koymak bile başlı başına bir suçtur. Masum insanlara silahla saldırarak, kan akıtmak, katliamda bulunmak ise açıkça devlet terörüdür.
İnkar ediyorlar, bize ateş edildi. Artık sizin bu yalanlarınızdan bıktık. Dürüst olun, dürüst. El konulan gemiler personel ve gönüllülerle birlikte derhal serbest bırakılmalıdır. Gönüllüleri ve onlarla birlikte olan AP milletvekillerini, 60 gazeteciyi, kimse insani yardım amacının dışında yola çıkmış gibi gösteremez. Bu saldırı israil’in yıllardır Filistin’e reva gördüğü insanlık dışı zulmü bir kez daha ortaya koydu.
ÖLDÜRMEYİ İYİ BİLİYORLAR
Daha önce de söyledim. Öldürmeyi iyi bildiklerini söyledim. Cinayeti katliamı ne ölçüde iyi bildiklerini bir kez daha dünyaya göstermişlerdir. Sedyede, yaralı ve onu bile kelepçeliyorsun. Bunun izahı var mı? İnsanlıktan bunların ne kadar nasibi olduğunu, artık hiçbir şekilde dünyaya anlatmak mümkün değildir. kuru kuruya lanetlemek yetmiyor. Artık netice almak durumundayız.
Bir gün gücün değil, bir gün adaletin yerini bulacağını bilmelidir. Bunu istiyorum.
BÜTÜN DÜNYANIN SORUNUDUR
Kan dökücü siyasetiyle İsrail, hiçbir gerekçeyle işlediği bu kanlı cinayeti meşru gösteremez, izah edemez. İsrail hiçbir mazeretle gerekçeyle, elindeki kanı temizleyemez. Bu saldırının ortaya çıkardığı sorun, artık bütün dünyanın sorunudur.
İsrail’in kanlı saldırılarına her kim göz yumarsa, bilmelidir ki bu kanlı saldırılarda onlar da bizzat suç ortağıdır. Meselenin teröre karşı savunma olmadığı, terörle mücadele olmadığı, meselenin bir şehri bir şehrin insanlarını katletme girişimi olduğu bir kez daha oratya çıkmıştır.
TÜRKİYE'Yİ BAŞKALARINA BENZETMESİNLER
Op insanların üzerine fostor bombaları deneyeceksiniz, hastaneleri camileri bombalayacaksınız, hatta BM Ofisini hedef alacaksınız. Bu hukuksuzluk yetmez gibi, o insanları her türlü ihtiyaçlarından mahrum bırakacaksınız.
O insanlara ilaç gıda inşaat malzemesi ulaştırmaya çalışan yardım gönüllülerinden bile insanlık dışı vahşetinizi esirgemeyeceksiniz. Herkes bu hukuksuzluğa göz yumabilir. Açık söylüyorum. Sinsice destekleyebilir. Ama İsrail, Türkiye’yi başkalarına benzetmek gibi bir hatanın içine düşmesin.
Böyle bir hataya düşmesin, bedeli ağır olur. Açık denizde cinayet işleyen İsrail, bu kanlı eylemiyle bütün dünyaya karşı yalnızlığı, tecrit olmayı seçmiştir.
Herkes sussa, gözünü yumsa, sırtını dönse bile, biz Türkiye olarak Filistin’e, Gazze’ye sırtımızı dönmeyeceğiz, gözümüzü yummayacağız.