Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, müzik dehası Gustav Mahler'ın ''Diriliş'' başlıklı ''2. Senfoni''si ile 16 Ocakta seyirci karşısına çıkacak.
Teması ''ölüm ve yaşam'' olan eserde, soprano Feryal Türkoğlu ve alto Ferda Yetişer ile kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu da sahne alacak Mahler'ın yakın dostu orkestra şefi Von Bülow'un cenazesinde hissettiği acıyla ortaya çıkan yapıt, bestecinin en popüler ve
başarılı eseri olarak kabul ediliyor.
Avusturyalı müzik dehası Gustav Mahler'ın ''ölüm ve yaşam'' temalı dev eseri, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın (CSO) yorumuyla izleyici karşısına çıkacak. CSO, 16 Ocakta vereceği konserde Mahler'ın en popüler ve başarılı yapıtı olarak kabul edilen ''Diriliş'' başlıklı ''2. Senfoni''sini seslendirecek.
Orkestrayı CSO Genel Müzik Direktörü Şef Rengim Gökmen'in yöneteceği konserde, Ankara Devlet Opera ve Balesi solist sanatçıları soprano Feryal Türkoğlu ve alto Ferda Yetişer de sahne alacak.
Konserde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu da orkestraya eşlik edecek.
Konser biletleri, CSO bilet gişesinin yanı sıra, ''www.mybilet.com'' internet adresinden de edinilebilecek.
Bestecilik hayatı üç dönem
Avusturyalı besteci ve orkestra şefi Gustav Mahler, on senfonisi ve romantizmin farklı birçok türünü bir araya getiren orkestra eşlikli şarkılarıyla müzik tarihine geçti.
Ölümünden sonra müziği 50 yıl görmezlikten gelinen, ancak daha sonra 20. yüzyıl bestecilik tekniklerinin öncülerinden biri olduğu ve Arnold Schoenberg, Dmitri Şostakoviç ve Benjamin Britten gibi bestecileri etkilediği kabul edilen Mahler, bestecilik hayatını oluşturan üç dönemin her birinde birer senfoni üçlemesi üretti.
İlk döneminin üç senfonisi de planlı müzik örnekleri olan Gustav Mahler'ın, o dönemdeki geleneksel dört bölümlü senfonilerden daha fazla bölüm içeren senfoniler bestelemek için Beethoven'ın ''Pastoral Senfoni''si ile Berlioz'un ''Symphonie Fantastique''ini örnek aldığı belirtiliyor.
Sanatçının, yapıtın süresini uzatmakta, müziğindeki orkestral kaynakları geliştirmekte ve engellenmemiş duyguları ifade etmekte Wagner'ın müzikli dramlarından, solo ve koronun seslendirdiği sözlü metinleri aktarmakta ise Beethoven'ın ''Koral Senfoni''sinden etkilendiği de besteciyle ilgili yapılan yorumlar arasında yer alıyor.
Yapıtlarında dini motifler üzerinde duran Mahler, çalkantı içinde geçen çocukluk hayatı ve bu dönemde işlenen Musevilik öğeleri nedeniyle kendini meta fizik bir dünyanın içinde buldu. Bu fırtınayı Hristiyanlığa sarılarak atlatmayı deneyen besteci, 1897 yılında kendi talebiyle vaftiz oldu.
Viyana Devlet Operasında 10 yıl geçiren Mahler, bu yıllar içinde sanatının daha dengeli orta dönemini yaşadı. Benimsediği yeni inanç ve görev, kendine güven duymasını ve olgunlaşmasını sağlarken, sanatçının 1902'de evlendiği Alma Maria Schindler'den 1902 ve 1904 yıllarında 2 kızı oldu.
Ölüm saplantısı
Bestecinin en önemli yapıtları arasında yer alan ''Diriliş'' başlıklı ''2. Senfoni'', 1888-1894 yılları arasında yazıldı.
Ölüm saplantısıyla başlayıp ölümsüzlük inancını hissettirerek zirveye ulaşan beş bölümlük yapıt, ilk olarak 1895 yılında seslendirildi.
Mahler'ın yaşamı boyunca meydana getirdiği en başarılı ve popüler eser olarak tanımlanan 2. Senfoni'nin öyküsü, bestecinin Hamburg Operasında iken orkestra şefi Hans Von Bülow ile tanışmasıyla başladı. Birlikte çalışmalar da yaptığı Von Bülow'un ölümüyle birlikte çok sarsılan Mahler, cenazede Friedrich Gottlieb Klopstock'a ait ''Ölümden Sonra Diriliş'' adlı odu (kişi ya da toplumun yaşamindaki kişisel duygulari genel düşüncelerle birleştiren lirik şiir türü) işitti.
Orkestra şefi Anton Seidl'a bu şiirle ilgili olarak bir mektubunda, ''Sanki aydınlanma gibiydi, öyle geldi bana...'' diye yazan besteci, bu yapıtla ilgili iki ayrı versiyon üzerinde çalıştı. Eserin görkemli finalini de tamamlayan Mahler, ilk olarak bunları dostlarıyla paylaştı.
Bir cenazeyi işleyen ve ''ölümden sonra hayat var mı'' sorusuna yanıt arayan ilk kısım, yaşamın mutlu anlarını anlatan ikinci kısım, yaşamın anlamını gözler önüne seren üçüncü kısım, bazı anlamsızlıkların hayattaki yerini aktaran dördüncü kısım ile bütün bu soruları tekrar işleyen ve şüpheler üzerinde duran beşinci kısımları ele alan Mahler, yapıtın finali olan beşinci bölümde soprano, alto ve koronun katılımıyla ''mahşer günü''nün gelişini de anlattı.
Yapıtın bu son bölümü, klasik müzik tarihinin en görkemli finalleri arasına ismini altın harflerle yazdırdı.