Politika

Selvi: Mit içerisinde Erdoğan ve Fidan'a karşı bir yapı var

Selvi: Servis edilenler, tarih ve sayı verilip, MİT'in resmi yazışması olarak işlem görmüş, istihbarata dönüşmüş unsurları değil

06 Aralık 2013 19:55

Abdulkadir Selvi, "Medya ve istihbarat savaşları aynı zamanda bir algı ve imaj savaşıdır. Burada amaç, dik duran Erdoğan imajını yıkıp, ikiyüzlü, yüzüne gülüp arkadan iş çeviren bir Erdoğan portresi oluşturmaktır" dedi.

Selvi çeşitli cemaat üyelerinin fişlenmesine ilişkin "Önceden mezhebinden siyasi görüşüne, cinsel tercihinden tarikatına, cemaatine kadar yalan yanlış fişlenip, hayatı karartılan insanlarla ilgili olarak Abdullah Gül'ün Başbakan olduğu ilk günlerde 2002 yılının Aralık ayında MİT'e ve Emniyet İstihbarat'a gönderilen talimatta görev birimi dışında, kişisel durumları içermeyen ve şifahi olmayıp yazılı haldeki bilgiler üzerinden güvenlik soruşturması yapılması talimatı verilmiş. Bu fişlerde yılda 450 bin soruşturma yapılan MİT'in havuzundaki bilgiler. MİT içerisinde bir yapı, bunları servis etmek suretiyle, 'Bakın Başbakan'ın en güvendiği isim olan Hakan Fidan'ın döneminde MİT'te bunlar yapılıyor' diye mesaj veriyor. Bir taşla iki kuş misali" dedi.

Abdulkadir Selvi'nin Yeni Şafak gazetesinden yayımlanan, "Sırada ne var?" başlıklı 6 Aralık 2013 tarihli yazısının ilgili kısmı şöyle:

 

Hem de asıl amaç dershane değil, Erdoğan dememizin nedeni bu.

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından yapılan açıklama ile bu bir kez daha teyit edilmiş oldu.

Dershanelerle ilgili yapılan açıklamada 2004 MGK kararları ve fişlemeler üzerinden yürütülen mücadelenin sahiplenilmesi de bunu gösteriyor.

Dershane bahane Erdoğan'la mücadele şahane...

Her mücadelenin bir dili var. Bunun da şifrelerini çözecek olursak, 2004 MGK belgesiyle, 'Bakın askeri vesayeti gerilettiği ve MGK'da Paşalara, 'Kes ulan' dediği rivayet edilen Erdoğan, MGK'da, cemaate karşı alınan kararları kuzu kuzu imzalayan bir adam.

Ayrıca iktidarı süresince Gülen hareketi başta olmak üzere dindarlara kol kanat gerdiğini düşündüğünüz Recep Tayyip Erdoğan, tam tersine cemaati bitirmek için planlar yapan ikiyüzlü bir insan.

Medya ve istihbarat savaşları aynı zamanda bir algı ve imaj savaşıdır. Burada amaç, dik duran Erdoğan imajını yıkıp, ikiyüzlü, yüzüne gülüp arkadan iş çeviren bir Erdoğan portresi oluşturmaktır.

Bir yandan Erdoğan'a karşı kirli ittifaklar içine girilirken, diğer yandan doğrudan Erdoğan'ın imajını sarsmaya yönelik profesyonel bir kampanya yürütülüyor.

Fişlemelere gelince.

Dünyanın en kirli işi.

Ama burada servis edilenler, tarih ve sayı verilip, MİT'in resmi yazışması olarak işlem görmüş, istihbarata dönüşmüş unsurlar değil.

Peki ne?

Önceden mezhebinden siyasi görüşüne, cinsel tercihinden tarikatına, cemaatine kadar yalan yanlış fişlenip, hayatı karartılan insanlarla ilgili olarak Abdullah Gül'ün Başbakan olduğu ilk günlerde 2002 yılının Aralık ayında MİT'e ve Emniyet İstihbarat'a gönderilen talimatta görev birimi dışında, kişisel durumları içermeyen ve şifahi olmayıp yazılı haldeki bilgiler üzerinden güvenlik soruşturması yapılması talimatı verilmiş.

Bu fişlerde yılda 450 bin soruşturma yapılan MİT'in havuzundaki bilgiler. MİT içerisinde bir yapı, bunları servis etmek suretiyle, 'Bakın Başbakan'ın en güvendiği isim olan Hakan Fidan'ın döneminde MİT'te bunlar yapılıyor' diye mesaj veriyor. Bir taşla iki kuş misali.

Hem Erdoğan hem Hakan Fidan vuruluyor.

Geniş bir şekilde fişleme işinin perde arkasını ve kirli ittifakı yazacaktım ama Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın açıklamasındaki, 'Önceki seçimler arifesinde denenmiş olan özel hayatın mahremiyetini ihlal edici ahlakdışı metod ve girişimlerin, tekrar denenebileceğine dair endişe verici işaretler görülmektedir' cümlesi midemi bulandırdı.

Ama şaşırmadım.

Bu bir tehdit ya da uyarı mı, yoksa kasetler savaşı öncesinde ön alma mı?

Birkaç gündür ısrarla, cemaatle hükümet arasında arabuluculuk yapmaya çalışan isimler hedef alınıyor.

İki isim vardı.

Hüseyin Çelik

Yalçın Akdoğan.

Akdoğan bir süredir, Hüseyin Çelik ise dünden itibaren hedef haline getirildi. Bir irade, savaşı sürdürmek için, 'Aracıları vuruyor'

Sonra da bu açıklama geldi.

Açıklamanın savaşın süreceğinin işareti olduğu kesin, ama bakalım bu savaş ne kadar kirli bir savaş olacak?