T24- Biri şehit oğlunun acısını yüreğinde taşıyan baba, diğeri çektiği vicdan azabından dolayı cezaevinden mektup gönderen PKK'lı. Aynı zamanda İzmir Şehit Aileleri Derneği başkanı olan Yavuz Alphan, cezaevindeki teröristin beş yıl önce gönderdiği mektubu hâlâ cebinde saklıyor. Alphan, "Suç işledim, beni affetmenizi istiyorum." diyen mahkûmu, cezaevinde ziyaret etmek istiyor.
Zaman gazetesinden Mustafa Yüsekl'in haberine göre, İzmir Şehit Aileleri İnsan Hakları ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Yavuz Alphan, Buca Kırıklar F Tipi Cezaevi'nden bir teröristin beş yıl önce gönderdiği mektubu hâlâ cebinde saklıyor. Alphan, "Sizden bana gelecek bir satır yazı, beni içinde bulunduğum çirkeflikten kurtarıp insan olmaya yaklaştıracaktır. Lütfen bana bu konuda yardımcı olun." diyen teröriste karşılık mektup yazmadığı için pişmanlık duyuyor. Mektubu okuduğunda çok etkilendiğini kaydeden Alphan, "Birilerinin bu çocuğa el uzatması, yardımcı olması lazım. 'Suç işledim, beni affetmenizi istiyorum.' diyor. Hatta çocuğu cezaevinde ziyaret etmek bile istiyorum." şeklinde konuşuyor.
Şehit ailelerinden özür dileyen terör örgütü üyesinin yazdıkları, kendisi gibi olan vicdan sahibi arkadaşlarına örnek teşkil edecek nitelikte. İzmir Şehit Aileleri İnsan Hakları ve Yardımlaşma Derneği'ne gönderdiği mektupta, "Sizin acılarınız anlamlı ve kutsaldır." diyen terör suçundan tutuklu O.A., son pişmanlığın fayda vermediğini belirtiyor. Teröristin şu satırları iç dünyasını anlatıyor: "Siz kendi evlatlarınızla gurur duyarken benim annem (maalesef benim yüzümden) bunu da yapamıyor. Şunu anlıyorum; artık yeryüzünde hiçbir şey insanlara evlat acısını çektirecek kadar değerli değildir. Hele hele bu, ben ve benim gibi hayvanlaşmış insanların yüzünden olmuşsa asla."
Şehit ailelerinden af dileyen O.A., 2001 yılında terör örgütüne, 6 yaşında olan oğlunu ve eşini bırakarak katıldığını ifade ediyor. Hiç düşünmeden ve sorgulamadan sadece ve sadece öldürmek için eğitildiğini itiraf eden terörist, "Bunu hangi beyin ve vicdanla yaptığımı bilemiyorum." diyor.
2004 yılında Türkiye'ye bombalı eylemler yapmak için gönderildiğini anlatan O.A., şunları yazıyor: "Çok şükür bunu gerçekleştirmeden yakalandım. Her ne kadar hiçbir eylemde yer almamış olsam da böyle bir şeye teşebbüs etmem, benim ne kadar değersizleştiğimin ve hayvanlaştığımın ölçüsüdür."
İşte o mektuptan satırbaşları:
Mektubu yazmamın nedeni, sizin şahsınızda tüm Türkiye halkından özür dileyip af edilmem ve vicdanımın bana çektirdiği acılardan birazcık da olsa kurtulmaktır...
Şehit aileleri olarak acılarınızın büyük olduğunu biliyorum... Pişmanlığımı ve özrümü yazmazsam bu utanç duygusu beni kahredecek.
Sizin acılarınız anlamlı ve kutsaldır. Ama benimkinin hiçbir anlamı yok. Çünkü son pişmanlık fayda vermiyor. Siz kendi evlatlarınızla gurur duyarken benim annem (maalesef benim yüzümden) bunu da yapamıyor. Şunu anlıyorum artık, yeryüzünde hiçbir şey insanların evlat acısını çektirecek kadar değerli değildir. Hele hele bu ben ve benim gibi hayvanlaşmış insanların yüzünden olmuşsa asla.
2001 yılında terör örgütüne (şu anda 6 yaşında olan oğlumu ve eşimi bırakarak) katılacak kadar hayvanlaşmıştım. Hiç düşünmeden ve sorgulamadan sadece ve sadece öldürmek için eğitildim. Bunu hangi beyin ve vicdanla yaptığımı bilemiyorum.