T24 - Kadir Topbaş’ın İstanbul’un Anayasası olarak nitelendirdiği 2009 yılında onaylanan Çevre Düzeni Planı, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları’nın sert muhalefetine hedef oldu. 3. Boğaz Köprüsü Projesi’nin de plana eklenmesi Şehir Plancılarını tekrar ayaklandırdı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi tarafından 2009’da onaylanan Çevre Düzeni Planlaması’nda İstanbul’a ilişkin birçok düzenleme var. Bu düzenlemede 2B alanlarının tamamen yapılaşmaya açılmasından, orman alanları ve su havzalarının yerleşime açılmasına kadar pek çok konu yer alıyor.
“3. köprü de trafiği rahatlatmaz”
TMMOB Şehir Plancıları İstanbul Şubesi, İstanbul’da yapılması planlanan 3.Boğaz Köprüsü güzergâhının İBB Meclisi tarafından onaylandıktan sonra, 2009 Çevre Düzenlemesi Planı içerisinde bir hüküm bulunmamasına rağmen acil bir kararname ile plana eklendiğini açıkladı.
3. Boğaz Köprüsünün Garipçe-Poyrazköyü birbirine bağlayacağını söyleyen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, “ Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılacak olan 3. köprüyü içine alan Kuzey Marmara Otoyolu, kamulaştırma bedelleri dahil 6.5 milyar doları bulacak ve 4-5 yıl sonra tamamen hayata geçirilecek,” dedi.
3.Boğaz Köprüsünün plana eklenmesinin hukuka ve şehircilik ilkelerine aykırı olduğunu söyleyen TMMOB Şehir Plancıları İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, “Özellikle transit geçen araçlar için yapıldığı söylenen 3. köprüyü günlük olarak İstanbul’dan geçmek için kullanacak olanların oranı yüzde 2.86. Geri kalan yüzde 97’sinden fazlasını İstanbul’da şehir içinde seyahat eden kişiler oluşturuyor,” dedi.
Kahraman, “Bizim TMMOB Şehir Plancıları olarak belirlediğimiz kriterlere uygun bir plan değil. Kentin 30 km. kuzeyine yapılması planlanan bu köprüyle birlikte amaçlanan, yeni yerleşim yerleri açmaktır. Bu yerleşim yerleri İstanbul’un orman alanları ve su havzalarında yer alıyor. Bu resmen bir cinayet,” diye konuştu.
“İstanbul’un son doğal kaynaklarını da kaybedeceğiz”
İstanbul’da yapılması planlanan 1275 metre uzunluğundaki 3. köprünün yeşil alanlara en az zarar verecek şekilde planlandığını belirten İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Mimar Kadir Topbaş ise, köprünün tünel ve viyadüklerle havzalara zarar vermeyecek şekilde planlandığını, güzergâhtaki orman vasfını kaybetmiş toprakların da rehabilite edilerek İstanbul’a kazandırılacağını savunuyor.
Topbaş’ın görüşlerinin aksini savunan Kahraman da, “Köprünün yapılması planlanan güzergâh, birçok doğal zenginliğin bulunduğu bir yer. İstanbul trafik ve ulaşıma kolaylık sağlayacağı düşüncesiyle, siyasiler tarafından yaşanılmaz bir kent haline getiriliyor,” diye konuştu.
3. köprünün inşasıyla birlikte kentin güneyde doğu-batı eksenli gelişiminin kuzey eksenine kayacağını belirten Kahraman, “3. köprü, ulaşım sorununu çözmekten öte kısa süre içinde yeni yerleşim alanlarının açılmasına ve kuzeyde yer alan orman alanları ve su havzalarının tamamının onarılamaz bir şekilde tahrip edilmesine neden olacaktır. Siyasiler bildikleri bu gerçek karşısında plansızlığı savunmakta ve 3. köprüyü doğrulamayan bilimsel çalışmaları görmezden gelmektedirler,” dedi.
Kahraman ayrıca hiçbir fizibilite raporunun bu projeyi doğrulamayacağını ifade etti.
“Rant adına İstanbul gözden çıkarıldı”
Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ise, İstanbul Büyükşehir iletişim sitesinde yayınlanan yazısında, 3. köprü projesinde zorunlu hallerde bakanlıkla koordineli çalışarak, lokal değişiklikler yapılabileceğini belirterek, “Bugüne kadar rant oluşmasın diye ketum davrandık, konuşmadık. Güzergah üzerinde kamulaştırılacak alanın yüzde 75’i kamuya ait. Dolayısıyla bir rant söz konusu değil,” diyor.
Uzmanlar, 2. köprünün açılmasıyla birlikte yaklaşık 75-80 bin hektarlık toprağın kentsel alana devredildiğini belirtirken, 3. köprünün inşasıyla birlikte yaklaşık 50 bin hektarlık bir alanın daha kentleşeceğine dikkat çekiyorlar.
“Ekonomik krizden çıkmak için kurtuluşu İstanbul’un rantına bağladılar”
TMMOB Şehir Plancıları İstanbul Şubesi BaşkanıTayfun Kahraman, “Hükümet, 3. köprünün, İstanbul trafiğinde çözüm değil aksine kaos yaratacağını bildiği halde ekonomik kriz içindeki bir ülkenin kurtuluşunu yine İstanbul’un rantına bağlamıştır. Böylesine büyük bir yanlışı çözüm olarak gösterenlerin tek amacı, yarattıkları rant ile yandaşlarını zengin etmektir,” diye konuştu.
(MİHA - Gül Öztürk, Ebülfez Demirdaş)