Hürriyet yazarı Sedat Ergin, İdlib’deki son durumu bugünkü köşesinde değerlendirdi. Ergin, “Olayların akışı -Rusya ile müzakerelerde krizi durdurma yönünde bir mutabakata varılamadığı takdirde- İdlib sahasında bir tarafta TSK ve desteklediği silahlı muhalif gruplar, karşı tarafta Esad ordusu, İran yanlısı milisler ve Rusya hava kuvvetleri olmak çok aktörlü ve çatışmanın çok daha geniş bir alana yayılabileceği oldukça kırılgan bir potansiyel taşıyor.” Görüşünü savundu.
Ergin, “Bu arada, Türkiye eşzamanlı olarak mevcut 12 gözlem noktasını takviye etmek ve ayrıca yeni ‘mevzi bölgeler’ tesis etmek üzere İdlib’e emsali ender görülen büyüklükte bir askeri sevkiyat da başlattı.” ifadesini kullandı.
Ergin yazısında şunları kaydetti:
Altını çizmemiz gereken çok kritik bir husus, TSK’nın İdlib’e ay başından beri sürmekte olan asker sevkıyatının büyük bir tempoda devam etmekte oluşudur. Sahadan verdiği inandırıcı raporlarla tanınan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, dünkü bir raporunda 2 Şubat’tan itibaren Türkiye’den İdlib’e giriş yapan TIR ve askeri araç toplamını 1.300 olarak verdi. Aynı raporda bu sevkıyatla birlikte İdlib’e takviye gelen Türk askerlerinin sayısı da 5 bin dolayında gösterildi.
Sahada gözlenen önemli bir başka gelişme, TSK’nın İdlib’de güneybatıdan kuzeydoğu istikametinde M-5’e paralel gidecek bir şekilde tesis ettiği mevzi bölgelerle bir stratejik hattı yerleştirmekte oluşudur. Sahadaki hareketlere baktığımızda İdlib şehir merkezinin güneyindeki Kaminas, kuzeyinde dün saldırı alan Taftanaz ve daha kuzeyde Maarat al Nassan’da kurulmakta olan mevzi bölgelerin öncelikle rejimin batıya doğru daha fazla genişlemesini baskılamayı amaçladığı düşünülebilir.
Yerleştirilmekte olan bu stratejik hat, aynı zamanda İdlib’de güneyden kuzeye doğru gelen göçmenleri iskân etmek için oluşturulması tasarlanan ‘güvenli bölge’nin sınırlarını belirlemeye dönük bir hamle olarak da görülebilir.
Yazının devamı için tıklayın