Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, "Suriye’deki iç savaşın patlak vermesinin onuncu yıldönümü ile Avrupa Birliği’nin Türkiye ile ilişkilerin geleceğini görüştüğü son zirvesi öncesindeki hazırlık müzakereleri aynı günlere denk geldi geride bıraktığımız haftalarda. Bu konuları eşzamanlı bir şekilde izlemeye çalışırken, aslında her iki dosyanın bugün itibarıyla ne kadar iç içe geçmiş olduğunu bir kez daha gözlemek birçok bakımdan düşündürücüydü." değerlendirmesini yaptı. Ergin, "Suriye’deki iç savaşın bizim için daha hangi sürprizleri bünyesinde sakladığını bilmiyoruz, parantezin kapanmasına daha çok var" görüşünü savundu.
Ergin yazısında, "İç savaşın, Suriye dışındaki bölgelerde ve uluslararası politikada beraberinde getirdiği devasa sonuçların muhasebesi geniş hacmi itibarıyla değişik başlıklar altında birçok akademik çalışmanın, konferansın konusudur. Benzer bir gözlem, Türkiye’de 3.6 milyonun üstündeki Suriyeli sığınmacının neden olduğu köklü sosyal, ekonomik ve demografik sonuçlar hakkında da öne sürülebilir. Suriye’deki kriz, ayrıca birçok ülkenin dış ilişkileri ve güvenlik politikaları üzerinde de kalıcı değişikliklere neden olmuştur. Örneğin, Suriye iç savaşının tetiklediği sürecin bir uzantısı olarak Fırat’ın doğusunda ABD’nin himayesinde özerk bir Kürt yönetim yapısının şekillenmekte oluşu, bugün Türkiye ile ABD arasında yaşanan güvensizliğin en önemli nedenlerinden biridir." düşüncesini dile getirdi.
Ergin şu ifadeleri kullandı:
"Girilen türbülans Irak’taki kaotik ortamın dinamikleriyle birleşince, Suriye coğrafyasının azımsanmayacak bir bölümü bir ara DEAŞ’ın eline geçmiş, ardından bu tehdide nasıl bir karşılık verileceği sorusu gündeme gelmiştir. ABD, bu amaçla PKK’nın Suriye’deki temsilcisi olan YPG ile işbirliğine yönelmiş, bu ittifak Türkiye ile ABD arasında giderilmesi çok güç derin bir anlaşmazlığın yerleşmesine yol açmıştır.