1 Kasım seçimlerinde AKP’ye yüzde 47 oy oranı ile gerçeğe en yakın tahmini yapan araştırma şirketi A&G’nin sahibi Adil Gür de artık seçim anketi yayınlamayacağını söyledi. Gür, “Ben bir daha asla bir seçim döneminde anket yayınlamayacağım. Jübilemi yaptım yani. Hiçbir araştırmacı seçime üç gün kala yayınladığı rakamla yanılmak istemez çünkü onun önümüzdeki seçime kadar iş potansiyelini etkiler. Araştırmalar bağımsız etik kurulun denetimine tabii olsun” ifadelerini kullandı.
7 Haziran’da ortaya çıkan tabloda siyasetin tıkandığını söyleyen Gür, sözlerini şöyle sürdürdü; “AKP’yi yükselten en önemli nedenler aş, iş, güvenlik ve istikrar. Suruç katliamından sonra HDP, PKK’ya sert bir şekilde diklenseydi Türkiyelileşme yolunda önemli adım atacak yüzde 20’lere gidecekti. AKP bu başarıyı toplumun yüzde 80’ine yakınına borçlu. Diğer partiler mevcut aday listeleriyle seçime gitti, 5 ay önceki seçimde hem ekonomik olarak hem fiziki olarak yorulmuş adaylarla. AKP 235 yeni aday gösterdi. Seçimin kaderini belirleyen oyu, vicdanıyla ile cebi arasında kalan seçmen. Türkiye’de suç tek başına araştırmacıların değil, siyasetçilerin ve yayıncıların. Bulduğunu yayınlayan, kendi görüşünde konuşanları ekrana çıkaran yayıncılar bunun sorumlusu. O nedenle Türkiye’de bu iş ciddi manada sorgulanıyor.”
Adil Gür, 7 Haziran'da CHP'ye verilen oyların yaklaşık yüzde 2'lik bir bölümünün AKP'ye gittiği kanısında. Seçmeni AKP’ye yönelten etkenleri değerlendiren Adil Gür, "anketlerinin en önemli nedenin ekonomi ve buna bağlı istikrar isteği olduğunu gösterdiğini" ifade etti:
"Türkiye'de son beş aydır ekonomi resmen durdu. Ticaret yapanlar alacağını alamıyor, işyeri sahipleri işyerlerini siftahsız kapatıyordu. İstikrar beklentisi vardı." Gür'e göre ikinci en büyük nedense "Terör nedeniyle 'Güçlü bir hükümet olsun bu terörün hakkından gelsin' beklentisinin oluşması."
BBC Türkçe’de yer alan habere göre, muhalefetin, "Kaosu iktidar yaratıyor" söylemini ve "Halk korkutularak tek başına iktidara razı edildi" eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Gür, AKP seçmeninin algısının böyle olmadığını söyledi:
"Hayır, seçmen ekonomik nedenler ve istikrar nedeniyle korktu. AK Parti'ye oy veren seçmenlerle MHP'ye oy veren seçmenler, ülkede yaşanan terör hadiselerinden dolayı hükümeti ve AK Parti'yi sorumlu tutmuyor. O nedenle ben bu korku paranoyasına katılmıyorum."
Gür ayrıca, "AKP'nin aday listelerinin değiştirmesinin, asgari ücret gibi vaatlerinin ve 7 Haziran'dan sonra AKP'siz bir iktidar modelinin olamayacağının görülmesinin de etkili olduğu" görüşünde.
Gür, seçmenin "cebine bakarak" karar verdiği kanısında: "Genel olarak Türkiye'de herkes seçmen davranışının ideolojik olduğunu, bu nedenle 10 tane seçim yapılsa sonucun farklı olmadığını söyler. Hâlbuki Türkiye'de seçmen davranışını belirleyen temel neden bu değil. İnsanlar cebine bakarak karar veriyor. Onlar işlerinin yerinde gitmediğini gördüler."
Özgün nedenlere bakarsak, bir önceki seçimde MHP'ye oy veren bazı seçmenlerin bu seçimde AKP'ye oy vermelerinde hükümetin PKK'ya karşı operasyonlara başlamasının ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin siyasi adımlarının etkili olduğu düşünülüyor. Adil Gür bu konuda şu yorumu yapıyor:
"Temel neden Sayın Bahçeli'nin seçimin ilk akşamından itibaren ki uzlaşmaz tutumu oldu. MHP Meclis Başkanlığı seçiminde ilk dönem muhafazar seçmenini AK Parti'ye kaptırdı, CHP'ye benzeşen seçmenini CHP'ye kaptırdı."
Gür 7 Haziran'da HDP'ye oy veren seçmenlerden AKP'ye oy kaymasını ise çatışma süreci nedeniyle tepkili muhafazakâr Kürt seçmenlerin HDP’yi PKK ile arasına mesafe koymamakla eleştirmesine bağlıyor.
AKP Kürt seçmenden nasıl yeniden oy kazandı?
Gür, HDP'den kayışla ilgili özgün nedenleri anlatırken şu görüşleri savunuyor:
"Suruç katliamı yaşandıktan sonra, Ceylanpınar'da iki polisin şehit edilmesinden sonra HDP, PKK'yla, Kandil'le arasına mesafe koysaydı, zannediyorum bugün yüzde 20'lere giden bir parti olurdu. HDP, Kandil ve terör örgütüyle arasına çok mesafe koyamadı. Bu da kendisine oy veren dindar, muhafazakar Kürt seçmenlerin bir bölümünü kızdırdı, geriye dönmesine neden oldu."