Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan Doğu Perinçek’in eski avukatı ve Aydınlık Dergisi yazarı Avukat Emcet Olcayto’nun evinde Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar hakkında bilgi ve belgeler içeren bir dosya ele geçirildi. Savcıyla ilgili çok sayıda bilgi ve veriyi toplayan Olcayto, diğer Ergenekon zanlıları gibi dosyanın “haber amaçlı” olduğunu savundu.
Taraf gazetesinde yayımlanan habere göre, önceki gün akşam sevkedildiği İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanan Emcey Olcayto’nun evinde yapılan aramada Ergenekon savcılarıyla ilgili kişisel bilgi ve verilerin bulunduğu bir klasörün ele geçirildiği ortaya çıktı. Sorgu hakiminin yasalara aykırı bir şekilde kişisel bilgi toplamayla suçladığı Avukat Olcayto, diğer Ergenekon zanlıları gibi bu verileri “haber arşivi” olarak kullanacağını öne sürdü. Olcayto, hakkındaki suçlamalara mahkemede şu yanıtı verdi: “Hakkımda üç klasörlük suçlamalardan birincisi telefon kayıtlarına aittir. Bu konuşmalar suç teşkil etmiyor. Diğer klasörlerde dijital verilerden aktarılan yazılar ile evimde el konulan evraklar mevcuttur. Hatta soruşturma yapan cumhuriyet savcısı ile ilgili bilgiler vardır. Bu belgeler Aydınlık dergisinde ileride yayınlanması düşünülen belgelerdir. Ben aynı zamanda derginin yazarlığı yanında hukuk danışmanı olduğumdan yayınlanmadan hukuken değerlendirilmek üzere bana tevdii edilmektedir. Bu nedenle evimde ele geçmişlerdir. Bu tür örgütle mensubiyet ilişkim mümkün değildir.”
İtibarım zedelendi
Önceki gün tutuklanan Ergenekon zanlısı Emekli Askeri Hakim Tanju Güvendiren mahkeme ifadesinde uzun yıllar Sıkıyönetim Mahkemeleri ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde hakimlik yaptığını belirterek kendisini şöyle savundu: “Meslek geçmişim ve ticari durumum ortada iken örgütle bağlantım söz konusu değildir. Hiçbir delile dayanmayan iddialar karşısında kendimi savunmama aczi içindeyim. Adımın bir harfinin bu örgütle anılması zül azlediyorum. İtibarım zedelendi, dava açacağım” dedi.
Örgütle bağlantım yok
Tutuklanan Doktor Hüseyin Nazlıkul mahkemeye verdiği ifadede Cumhuriyet Gazetesi yazarı İlhan Selçuk ile Almanya’da bir kitap fuarında çevirmen olarak yardımcı olduğunu, 2003-2004 yılları arasında Kanal Türk’ün kuruluşu sürecinde sağlık programları yapmak için Tuncay Özkan ile irtibatı olduğunu söyledi. Nazlıkul, PKK ile bağlantısının olduğu yönündeki iddiaları kabul etmeyerek “Almanya’da bulunduğum zamanlarda Alman polisinin bu örgüt hakkında telefon dinlemelerinin çözümlerini yapmaktaydım. Terör örgütünün eylemlerini TV kanallarındaki oturumlarda kınadığım için tehdite maruz kaldım. Türkiye’ye geldim askerliğimi yaptım. Bu örgüt askerliğini yapanlara hain gözü ile bakmaktadır” diyerek suçlamaları kabul etmedi.
Özkan ve Saçan Metris'te
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan Kanalturk’ün eski sahibi gazeteci Tuncay Özkan, eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan ve eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan’ın da aralarında bulunduğu altı kişi tutuklandı. “Ergenekon terör örgütüne üye olmak ve örgüt adına faaliyette bulunmak’’ gerekçesiyle tutuklanan Özkan ve diğer beş kişi önceki sabah Metris Cezaevi’ne gönderildi.
Ergenekon soruşturması kapsamında beş gün önce gözaltına alınan Tuncay Özkan, Adil Serdar Saçan, Gürbüz Çapan, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu Üyesi emekli Hakim Albay Tanju Güvendiren, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in eski avukatı ve Aydınlık dergisi yazarı Emcet Olcaytu, tıp doktoru Hüseyin Nazlıkul önceki akşam tutuklanmaları talebiyle sevkedildikleri nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı. Mahkeme tıp doktoru Mesut Özcan’ı ise serbest bıraktı. “Ergenekon terör örgütü üyesi olmak ve örgüt adına faaliyette bulunmak’’ suçundan tutuklanan Özkan ve diğer beş kişi geniş güvenlik önlemleri altında Metris Cezaevi’ne götürüldü.
Gözaltında işlemleri süren “Biz Kaç Kişiyiz Derneği’’ Genel Başkanı Selim Utku Gümrükçü ve Evrim Baykara da tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevkedildi.
Tutuklu sayısı 70 oldu
Ergenekon davası çerçevesinde aralarında emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de olduğu 46 tutuklu bulunuyor. Devam eden soruşturma kapsamında ise emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile geçen hafta tutuklanan 3 teğmenin de yer aldığı 18 kişinin tutukluluğu sürüyordu. Bu kişiler dışında bugün tutuklanan gazeteci Tuncay Özkan, eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan, eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu Üyesi emekli Hakim Albay Tanju Güvendiren, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in eski avukatı ve Aydınlık dergisi yazarı Emcet Olcaytu ve tıp doktoru Hüseyin Nazlıkul ile dava ve soruşturma kapsamındaki tutuklu sayısı 70’e çıktı. Olayla ilgili tutuklanan ve aralarında Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün ile İP Genel Başkan Yardımcısı ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever’in de olduğu bazı kişiler ise tahliye edilmişti.
Örgütü ben açığa çıkardım
İstanbul’da Organize Suçlar Şubesi’ni kuran ve beş yıl müdürlüğünü yapan Saçan hakkındaki suçlamalarla ilgili olarak şunları söyledi: “Kamu hukuku ile ilgili doktoram vardır. Örgütlü suçlarla ilgili kitaplar yazdım. İçinde bulunduğum iddia edilen örgütle ile ilgili ilk çalışmayı 2001 yılında Devlet Güvenlik Mahkemesi’nden aldığım proje izni ile başlattım. Soruşturmayı daha sonra İstihbarat Şube’ye bıraktım. Bugün bu soruşturmaya ve davaya esas olan tüm bilgi ve belgeler benim zamanımda toplanmıştır. Çekirdek yapıyı o dönemde çözdüm ve benim Tuncay Güney ile Ümit Oğuztan’dan elde ettiğim bilgi ve belgelere dayanmaktadır. Ancak o tarihte Devlet Güvenlik Mahkemesi savcısı soruşturma izni vermedi. Ancak ben bu bilgi ve belgeleri muhafaza ettim.”
Tanıkken şüpheli oldum
Saçan, Ergenekon soruşturmasının başladığı Tuğgeneral Veli Küçük’ten kendisi aleyhine istihbarı belgelerin ortaya çıkmasının ardından soruşturma savcısına davaya müdahil olmak için dilekçe verdiğini ancak şu ana kadar kendisine bir cevap verilmediğini söyledi. Fatih Adliyesi’ne de dilekçe verdiğini ve soruşturmanın devam ettiğini söyleyen Saçan, “Yine mensubu olduğum iddia edilen örgütün üyeleri olduğu belirtilen Sedat Peker, Drej Ali, Yakup Kürşat Yılmaz, Veli Küçük, Yaşar Öz, Hayrettin Ertekin hakkında soruşturmalar yaptım. Bu dahi soruşturma ile çelişmektedir” dedi.
Ben kitap yazdım, demokrat biriyim
“Ergenekon terör örgütü üyesi olmak ve örgüt adına faaliyette bulunmak” suçundan tutuklanan gazeteci Tuncay Özkan mahkemeye verdiği ifadede suçlamaları kabul etmeyerek Anayasal haklarımı kullandığını söyledi. “O zaman darbeye ve tehditlere karşı koymuş biri olarak bugün darbe yaptırmaya teşebbüs ile suçlanmaktayım” diyen Özkan, “Bir Gizli Servisin Tarihi” isimli kitabı nedeni ile tehditlere maruz kaldığını hatta 1993 yılında Genel Kurmay’ın ilgili birimine çağrılarak kitabı yayınlamaması konusunda uyarıldığını söyledi.
Hayatının son 25 yılını birçok kitabı yayına hazırlayarak geçirdiğini ve terör örgütleri ile hiçbir ilişkisinin olmadığını söyleyen gazeteci Tuncay Özkan, “Terörü kabul etmedim. Kendim tehditlere maruz kaldım. 1996 yılında hakkımda koruma kararı alındı. Aleyhime delil olarak mahkemeye sunulan telefon görüşme tutanakları belli bir döneme ilişkindir. Benim tüm gazetecilik hayatım boyunca tüm görüşmelerim kayıt edilseydi, bunlardan yüzlerce hatta binlerce ortaya çıkardı. Ben özgürce düşüncelerini ifade eden bir kişiyim. Bunu demokratik hak olarak yasalara uygun bir şekilde dile getiriyorum. Bu şekilde baskı ve dinlemelerle benim gibi özgürce düşünen ve düşündüklerini dile getiren insanlar susturulursa o takdirde Türkiye çölleşir” dedi.
Sabıkasızım
Bugüne kadar “sabıkasızım, gazeteci ve yazarım” diyerek övündüğünü belirten Özkan “ 50 saattir ayaktayım. Önüme tabela asılarak, fotoğraflarım çekildi. Parmak izlerim alındı. Terör örgütü ile özdeşleştirildim. Ben son 4-5 yıl içerisinde 908 konferans, 53 miting sayısız TV programı 12 kitap yazdım ve hepsinde demokrasiyi savundum” diyerek suçlamaları reddetti.
Veli Küçük'ten haberim yoktu
Cumhuriyet Gazetesi’nin ekonomik sıkıntıya girdiği süreçte kardeşi ile birlikte gazetenin kurduğu bir finans şirketine ortak olduğunu söyleyen Çapan “İddia edilen örgütün bu gazete çevresinden yapılandığı belirtildiğinden benim de bu örgütün içerisinde olduğum iddia edilmektedir” diyerek suçlamaları kabul etmedi. Gençliğinde Dev-Yol sempatizanı olduğunu ve 1979 yılında örgütten ayrıldığını belirten Çapan “DHK/C örgütünün bizim hakkında düşünceleri bellidir. Bizi sevmezler Ben cezaevinde bulunduğum zaman zor durumda bulunan gençlere yiyecek ve kitap yardımında bulunmuştum. Daha doğrusu cezaevi kantininde onların ihtiyaçlarını karşılamıştım. Bu cezaevinde ekonomik durumu iyi olanların yaptıkları bir durumdur, bir örgütü destekleme anlamında değildir” dedi.
Haberi yoktu
Çapan’ın avukatı ise müvekkilinin Ergenekon örgütü ile bağlantısının olmadığını savundu. Çapan’ın avukatı, müvekkilinin Ergenekon örgütüyle ilişkisinin Cumhuriyet gazetesinden dolayı kurulduğunu, ancak Çapan’ın siyasi kişiliği nedeniyle Tuğgeneral Veli Küçük, Ferit İlsever, Kemal Özden ve Ümit Ülgen ile bir yemekte biraya geldiklerini söyledi. Hatta Çapan’ın yemekte Veli Küçük’ün olduğundan da haberi olmadığını ifade etti.
Hizb-ut Tahrir'in liderine gözaltı
Ergenekon örgütünün bağlantılı olduğu ortaya çıkan dinci Hizb-ut Tahrir örgütünün Türkiye sorumlusu olduğu iddia edilen Yılmaz Çelik Ankara’da gözaltına alındı. Ergenekon operasyonunun altıncı ve yedinci dalgasında gözaltına alınıp tutuklanan bazı zanlılar ile Hizb-ut Tahrir üyeleri arasında ilişki olduğu saptanmıştı.
Ergenekon soruşturmasında tutuklanan Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin, gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Hizb-ut Tahrir üyeleriyle askeri liseden atılan Doğukan Yorulmaz aracığıyla bağlantı kurduğu ve Yorulmaz’a “İrtibatı koparmayalım. Büyük işlere imza atacağız” dediği belirlenmişti.