Emek Partisi'nin Genel Başkanı Selma Gürkan Afrin’e olası operasyon’ söylemleriyle ilgili yaptığı açıklamada bölgede barış ve ülke içinde demokrasi mücadelesinde birleşme çağrısı yaptı. Gürkan, "Savaş politikaları çıkmaz yol, kendi bekaları için 'milli dava' olarak gösteriyorlar"dedi.
Evrensel'de yer alana habere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet yetkilileri tarafından yapılan açıklamalarda ‘Afrin’e olası operasyon ülkenin en önemli sorunu olarak gösterildiğini vurgulayan Selma Gürkan: “Oysa yapılan bu açıklamalara, Afrin sınırına yapılan askeri sevkiyata ve daha da ötesinde Afrin’e yönelik topçu atışlarına rağmen Afrin’den Türkiye’ye yönelik ne bir tehdit, ne de bir saldırı yapılmış değildir. Bu nedenle eğer bugün Türkiye için bir tehdit söz konusu ise bu tehdit Afrin değildir. Aksine asıl tehdit, iktidarın Suriye’deki Kürt oluşumuna karşı hak tanımaz tutumu ve bu temelde yapılması muhtemel bir operasyonla ülkeyi bölgesel savaş batağının içine çekmesidir” dedi.
Bugüne kadar IŞİD ve Suriye’deki cihatçı gruplar Reyhanlı’dan Ankara ve İstanbul’a kadar birçok kentte bombalı saldırı ve katliamlar yaptıkları halde, Suriye Kürtlerinin bunlara karşı mücadele ettiğinin altını çizen Gürkan şunları söyledi: “Ayrıca IŞİD’in Süleyman Şah Türbesi’ne saldırı girişimlerine karşı ‘Şah Fırat Operasyonu’nu yapan birliklerin geçiş güvenliğini bile Kürt güçleri sağlamıştı.
Peki, iktidar neden Suriye Kürtlerini büyük bir tehdit olarak gösteriyor?
Çünkü iktidar, Suriye Kürtleri Türkiye’yi tehdit ettikleri için değil; eğer Kürtler Suriye’de bir siyasi statüye sahip olursa ülkedeki Kürtler de haklarını ister kaygısını taşıdığı için onları tehdit olarak göstermektedir. Bu durum aslında iktidarın ülke içinde de Kürtlerin ulusal demokratik istemleri karşısında hak tanımaz baskıcı politikalarda ısrar ettiğinin itirafından başka bir şey değildir. Oysa başka bir ülkedeki Kürtlerin aynı topraklarda yaşayan farklı milliyet ve inançtan halklarla el ele kurdukları demokratik kanton yönetimlerini yıkmaya çalışarak, onlara savaş ilan ederek ülkemizdeki Kürtlerle birlik, barış ve huzur içinde yaşamamız mümkün değildir.”
Savaş ve gerilim politikaları çıkmaz yoldur
AKP-Erdoğan iktidarının ABD ve Rusya arasındaki gerilimden faydalanarak Afrin’e operasyon yapmayı bir başarı olarak görebileceğini belirten Gürkan “Ancak ülkeyi emperyalist güçler arasındaki kamplaşma ve gerilimin bir parçası yapacak böylesi bir operasyon, ülkeyi savaş batağının tam ortasına çekmek anlamına gelecektir. Üstelik böylesi bir operasyon sadece ülkenin bugün sonuçlarının öngörülmesi kolay olmayan bir savaşın içine sürüklenmesi anlamına gelmeyecek, ülke içinde de etnik çatışma ve kamplaşmaları körükleyecektir” dedi.
İktidarın Afrin’e operasyon gibi tehlikeli bir girişimde ısrar etmesinin bir yönünün de savaş politikalarını ülke siyasetini dizayn etmek için kullanmak istemesinden kaynaklandığını ifade eden Gürkan: “2019 seçimleri öncesinde ilan edilmiş bulunan AKP-MHP ittifakının hedefi, bu savaş politikalarına karşı çıkan bütün toplum kesimlerini “hainlik”le suçlayıp baskı altına almak ve “milli beka” sorunu gibi sunduğu bu savaşı tek adam iktidarının bir dayanağı haline getirmektir.
İşçi emekçilere savaşa karşı mücadele çağrısı
Açıktır ki bu politikadan ne bölge halklarının ne de ülkede Türk ve Kürt halklarının, her milliyetten işçi-emekçilerin hiçbir çıkarı yoktur. Aksine böylesi bir operasyon Suriye’de 7 yıldır süren savaşa yeniden benzin dökmek, halkları ateşin içine atmak demekten başka bir sonuç doğurmayacak yıkımı ve çözümsüzlüğü derinleştirecektir” dedi.
Kendi bekası için dayattığı Afrin operasyonunu milli bir dava gibi gösteren iktidarı uyararak savaş ve şiddet politikalarının çıkmaz yol olduğunu belirten Gürkan işçi ve emekçilere şöyle seslendi: “Emek Partisi olarak bu ülkede yaşayan halkları, her milliyetten işçi-emekçileri yaratılan toz duman içinde kendilerine dayatılan savaş ve şiddet politikalarına karşı bölgede barış ve ülke içinde demokrasi mücadelesinde birleşmeye çağırıyoruz.”