Birleşmiş Milletler’in düzenlediği “Kadına Yönelik Şiddete Son” başlıklı toplantıda kız çocuklarının evlendirilmesine dur denilmesi kararı alınırken, kadınların sekse hayır deme haklarının olduğunun paylaşıldığı Sasa isimli proje sonrası bu hakkı kullanma oranının yüzde 94 arttığı belirtildi. Etiyopya’dan Rasing Voices kuruluşu temsilcisi Natsnet Ghebrebrhan “Sasa” (şimdi) isimli projesini tanıtırken Türkiye’den projeye katılma teklifinin henüz gelmediğini belirtti. Projenin, uygulanan ülkelerde kadına şiddeti yüzde 76 oranında azaltmış durumda olduğu dile getirildi.
Cumhuriyet’ten Damla Yur’un haberine göre Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi ve BM Nüfus Fonu (UNFPA) işbirliğinde ilk defa 1995’te bir araya gelen Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu kuruluşunun 20. yılında birçok ülkede toplantılar düzenleyerek kat edilen yolu ve ihtiyacı kayıt altına alıyor. Bu toplantıların bir başlığını da küresel bir sorun olan “şiddet” oluştururken ülke olarak da her gün en az 5 kadının öldürüldüğü Türkiye seçildi.
Açılışını Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, kapanışını ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun yaptığı toplantılarda Türkiye’den katılımın oldukça az olması özellikle de Davutoğlu ve Ramazanoğlu’nun bu paylaşım konferanslarının hiçbirinde yer alamamaları dikkat çekti. Uluslararası zirvede 2 gün boyunca şunlar tartışıldı:
Etiyopya’dan Rasing Voices kuruluşu temsilcisi Natsnet Ghebrebrhan “Sasa” (şimdi) isimli projesini tanıttı. Eşitsizlikle mücadele eden bu proje güce, erke odaklanarak işliyor. Gücün kimin elinde olup, nasıl kullanıldığının anlatıldığı bu projede hükümet desteği alınarak şiddet yüzde 76 oranda azaltılmış durumda. Kadınların sekse “hayır” deme haklarının olduğunun paylaşıldığı bu proje sonrasında bu hakkı kendilerinde görme oranının ise yüzde 94 arttığı belirtiliyor. Sasa şu anda 20 ülkede, 60 kurumda uygulamada. Türkiye ile paylaşımı sorduğumuzda ise projenin mimarı Ghebrebrah’tan aldığımız yanıt şöyle: “Birtakım işbirlikleri gerekiyor. Ortadoğu’da, Afrika’da ve Irak’ta çalıştık. Türkiye’den teklif henüz gelmedi. Eşitlik mücadelesi veren her ülke ile çalışmaya hazırız.”
Medya dili sorunu
Avustralya’da kadına ve kız çocuklarına yönelik şiddetle mücadele etmek için yapılanları ise Lara Fergus paylaştı. Kadına yönelik şiddetin önüne geçmek için “cinsiyet eşitliği” temel ilkesine bağlı kaldıkları belirtildi. Fergus en büyük anahtarlarının ise medya olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı: “Medyayı kullanıyoruz, dil sorunu aşılmaya başlandı. Üst düzey yöneticiler, siyasiler, gazeteciler hepsini hedefimize koyuyoruz.”
Vietnam Çalışma Bakanlığı Sosyal Hizmetler Birimi temsilcisi Nguyen Thi de medyanın geniş kesimlere hitap için önemli olduğunu, diğer ülkelerin de medyayı aktif bir şekilde kullanması gerektiği görüşünü vurguladı.
Şiddet, devlet tarafından önlenebilir
Guatemala Kamu Bakanlığı Başsavcısı Thelma Esperanza Aldana Hernandez, şiddetin devlet tarafından önlenebilir bir durum olduğunu, bunun için de politika üretilmesi gerektiğini söyledi.
Bölgelerinde hukuki anlamda bu olaylara ihtisas mahkemelerinin baktığını anlatan Hernandez, heyetteki tek kadının kendisi olduğuna dikkat çekti. Yargı sisteminde kadın hukukçuların da bulunması gerektiğinin önemine değindi. Hernandez, Türkiye’de “Kırmızı mont giydi tahrik oldum” gibi ifadeleri sonrası kadın katillerinin cezai indirim almasına yönelik bir sorumuza yanıtı ise “Bunlar evrensel kriterler değil, hatalıdır” oldu. Zirvede sokak tacizlerinin önüne geçmek için çok sayıda ülkede yerel örgütlerle işbirliği içinde olunduğu paylaşıldı. Öncelikle kadınların kamusal haklarını bilmesinin sağlanmasının, ardından başlarına bir şey gelirse yetkililere bildirimde bulunmalarının gerektiği bir kez daha yinelendi. Bu bildirimlerle sokak taciz haritasının çıkarılmasının suçun önüne geçmek için önemli bir rol oynadığı vurgulandı.
BM 'bomba' korkusuyla ısrarcı davrandı
İstanbul Marriott Otel’de gerçekleşen, 150 ülkeden aralarında bakan ve milletvekillerinin de olduğu katılımcıların yer aldığı zirvede kadınlar çoğunluktaydı. Zirve boyunca oturumlarda ve yemeklerde katılımcıların bir kısmı oturacak yer bulamadı. Kulislere yansıyan kimi iddialara göre, Davutoğlu son dönemlerde yaşanan şiddet olayları, terör saldırıları nedeniyle toplantının bu otelde düzenlenmesini istemedi ancak BM burada yapmakta ısrarcı davrandı.