Politika

'Sarkozy gelip bugünkü Türkiye'yi görmeli'

Başbakan Erdoğan Fransa'da devam eden "Türkiye Mevsimi" etkinliklerini kapatmak üzere Fransa'ya yapacağı ziyaretten önce Le Figaro gazetesine konuştu.

06 Nisan 2010 03:00

T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Fransa'da devam eden "Türkiye Mevsimi" etkinliklerini kapatmak üzere Fransa'ya yapacağı ziyaretten önce Le Figaro gazetesine konuştu, "Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy gelip bugünkü Türkiye'yi görmeli" dedi.

"Avrupa Birliği'ne (AB) girmenizdeki en büyük iki engel Almanya ve Fransa. Bu engelleri nasıl aşmayı düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, Sarkozy'nin gelip Türkiye'yi görmesi tavsiyesinde bulundu.

"Bazı Fransızlar bizim AB üyeliğimize karşılar demek daha doğru olur" diyen Başbakan Erdoğan "Bu görüş açısını değiştirebilmeniz lazım, geçmişte Jacques Chirac ile çalıştım ve durum farklıydı, aynı siyasi partinin başındaki lider değişti. Olayların neden böyle geliştiğini anlamakta güçlük çekiyorum, yapmış olduğum bu ziyaretin bu konuda yararlı olacağını umuyorum" dedi.


Merkel'in Türkiye ziyareti

Bundan öncede Almanya Şansölyesi Angela Merkel'in Türkiye'ye geldiğini hatırlatan Erdoğan bu ziyaretin kendi açısından çok başarılı olduğunu ve 2006 senesinden beri Merkel'in Türkiye'ye ikinci ziyareti olduğunu belirtti ve "Başkan Sarkozy Türkiye'ye daha gelmedi, hiç durmadan gençliğinde yapmış olduğu bir ziyaretten bahsediyor, bir kere Türkiye'ye gelip bugünün Türkiye'si neye benziyor görmeli, bu Fransa ziyaretimde kendisini çok yakın bir zamanda Türkiye'ye beklediğimizi ifade etmek istiyorum, Türkiye'nin birçok AB ülkesinin önünde olduğunu ancak yerinde görebilir" açıklamasını yaptı.

Erdoğan, Türkiye'nin AB için mali bir ağırlık olmayacağını, tam tersine AB'ye girmek isteyen ülkelerden istenen ekonomik seviyeye Türkiye'nin kendi imkanları ile geldiğini, politik ve siyasi bazı nedenler ile AB'ye alınan birtakım ülkelerde, Türkiye'de olanın  tam tersine, istenen ekonomik seviyeye gelebilmeleri için  AB'nin çok ağır yatırımlar yaptığını söyledi.


Fransızlara mesaj verdi

"Fransa ile Türkiye arasında çok güçlü kültür ilişkileri var, Fransızlara hangi mesajı vermek istersiniz" sorusuna ise Başbakan Erdoğan'ın verdiği cevap şöyle oldu:

"Fransa'ya yapacağım ziyarete çok önem veriyorum, Fransa'daki 'Türkiye Mevsimi'ni kapatacağız, iki ülke arasındaki kültürel ilişkiler çok eskilere dayanıyor, Türkiye'de bu ilişkilerin izleri açık bir şekilde belli, özellikle eğitim konusunda Fransızca eğitim veren bir çok eğitim kuruluşu var, İstanbul'da Galatasaray, Saint Joseph, Saint Benoit veya Notre Dame de Sion liseleri bunun birer örneği. Laik ve demokratik Cumhuriyet yönetim sistemimizde
Fransa'nın güçlü izini görmek mümkün"
 
Ropörtajın devamında Erdoğan'a şu sorular soruldu, işte sorular ve yanıtları:

Figaro:
Birkaç sene içerisinde bölgesinde çok önem kazanan bir ülkenin başbakanı olarak, İran'ın Cumhurbaşkanı Ahmedinecad'ı atom bombası yapmaması konusunda ikna edebilecek misiniz?

Erdoğan:
Benim hükümetim "tüm komşular ile sıfır problem" siyasetini güdüyor, bunu bölgedeki tüm ülkelere uyguluyoruz, çok değerli dostum Ahmedinecad ile her karşılaşmamızda bu ilke ile yola çıkıp bölgede atom silahları istemediğimizi belirtiyoruz.

İran'ı atom silahı yapmaması konusunda ikna edebilir miyiz? Her konuşmamızda bize atom silahı yapmak için uğraşmadıklarını atom enerjisi elde etmek için çaba gösterdiklerini söylüyorlar, Uluslararası Atom Enerji Bürosu hiçbir zaman İran'da atom bombası bulunduğunu ispatlayamadı, bölgedeki başka bir ülkede atom silahı var, neden o ülke üzerinde hiç durulmuyor anlamıyoruz, bu durum etikte değil.

Figaro: Bu krizde hangi rolü oynamak istiyorsunuz?

Erdoğan: Tabiki İran'ı ikna etmeye uğraşıyoruz, Son görüşmelerde İran zenginleştirilmiş uranyumu Amerika'ya vermeyi kabul etmiş ve uluslararası atom enerji bürosundaki görevinden ayrılmadan önce El Baraday uranyumun İstanbul'da el değiştirebileceğini belirtmişti.

Figaro: Yani İran'a gene ceza verilmesine karşısınız?

Erdoğan: Bu kriz diplomatik yollardan çözülmelidir, tabiki bir takım cezalar söz konusu, fakat öngörülen bu cezaların caydırıcı olduklarına inanmıyorum. Daha önce de ceza verilmesi kararlaştırıldı, ceza verilmesine karar verip uygulaması gereken ülkeler mallarını dolaylı yollar ile gene İran'a vererek cezaları delen ilk ülkeler oldular. Fransızlar, Almanlar, Amerikalılar, İngilizler ve Çinliler, hepsi buradalar, bu gerçeği gözardı edemeyiz, İran bize komşu bir ülke ve ikinci büyük gaz aldığımız ülke, ortak ticari hacmimiz 10 milyar dolar, 1639 senesinde imzalanan bir anlaşma ile sınırlar belirlenmiş ve o tarihten beri dostane ilişkilerimiz devam ediyor, bunları gözardı
edemeyiz.

Figaro: Çok uzun bir süre Türkiye İsrail'e dost bir ülkeydi, son zamanlarda İsrail'e karşı pozisyonunuz sertleşti, bu pozisyonunuzun İsrail ile Filistinliler arasındaki soruna yardımcı olabileceğini düşünüyor musunuz?

Erdoğan: Her şeyden önce İsrail ile ilişkilerimizin sürdüğünü hatırlatmak isterim, bölgede birileri hata yapıyorsa buna göz kapatmak doğru değil, bir Türk atasözü "dost acı söyler" der, biz acı gerçekleri söylüyoruz, şu şuralarda maalesef İsrail Ortadoğu'daki barış sürecinin yanında değil. Batı Şeria'daki yapılmak istenen inşaatları ele alalım, tüm dünya bu yapılaşmanın durdurulmasını istiyor. Barack Obama'da Hillary Clinton gibi gayet açık bir şekilde bunu dile getirdi. Avrupa ülkelerinin bu konudaki görüşleri belli, peki tüm bunlar İsrail devletini bu kararından vazgeçirebildi mi? Hayır, İsrail hiçbir şey olmamış gibi hareket ediyor, su anda İsrail devletinde 3 baş var, hangisine ve kime inanacağız?