Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Ethem Sarısülük'ün ölümüne ilişkin sanık polis memuru A.Ş. hakkındaki davanın "izin alınmadan açıldığı" gerekçesiyle "durmasına" ve "gereğinin yerine getirilmesi için dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine" karar verdi.
Kararda, Sarısülük'ün ölümüne neden olan polis memuru A.Ş. hakkında, "meşru savunmada sınırın aşılması suretiyle adam öldürme" suçundan kamu davası açıldığı hatırlatıldı.
A.Ş. ile ilgili, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca, soruşturma iznine gerek bulunup bulunmadığı konusunda cumhuriyet savcısının görüşünün sorulduğu belirtilen kararda, savcının, "Ankara Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevli sanığın yargılanabilmesi için 4483 sayılı yasa gereğince ilgili makamlardan izin alınması gerektiği" yönünde görüş bildirerek, yargılamanın durdurulması talebinde bulunduğu ifade edildi.
A.Ş'nin ceza kanunu uygulamasında "memur" olarak sayıldığı kaydedilen kararda, Anayasa'nın 129. maddesinde, "Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü kovuşturma açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari mercinin iznine bağlıdır" düzenlemesinin yer aldığı anımsatıldı.
4483 sayılı kanunda, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin, "görev sebebiyle" işledikleri suçlarda yargılama yapılabilmesinin izne bağlandığı hatırlatılan kararda, görev nedeniyle işlenen bir suçun 4483 sayılı kanun kapsamında sayılabilmesinin diğer koşulunun da görevin "idari nitelikte" bulunması olduğu belirtildi.
'Gerekirse zor kullanma görevi var'
Kararda, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nun Ek. 9. maddesinin (A) bendine göre, "önleyici, caydırıcı, düzenleyici ve koruyucu kolluk hizmetlerine dair görevlerin ifası sırasında silah kullanmak zorunda kalan polis hakkında, cezai sorumluluğun tespiti bakımından Memurin Muhakematı Hakkında Kanuna göre işlem yapılacağı", (B) bendinde ise adliyeye ilişkin vazife ve işlerle ilgili bir hizmeti yerine getirirken silah kullanmak zorunda kalan polis hakkında hazırlık soruşturmasının genel hükümlere göre bizzat cumhuriyet savcılarınca yapılacağının belirtildiğine dikkati çekildi.
Polis Çevik Kuvvet Yönetmeliği'ne göre, Çevik Kuvvet'in kanuna uygun toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin düzenini ve güvenliğini sağlamak, kamu düzenini bozabilecek nitelikteki toplumsal hareketlerin meydana gelmesi muhtemel yerlerde önleyici tedbirleri almak, kanuna aykırı sokak ve meydan hareketlerini önlemek gibi görevleri bulunduğuna işaret edilen kararda, Çevik Kuvvet'in, bu durumlarda meydana gelen kanuna aykırı olayları gerekirse zor kullanarak etkisiz hale getirme görevinin de bulunduğu belirtildi.
Dosyanın Başsavcılığa gönderilmesi karar verildi
İddianamede yer verilen olay tutanağında, İstanbul Gezi Parkı'nda meydana gelen olaylara destek vermek amacıyla yapılan eylemlerin 1 Haziran 2013'te de devam edeceği şeklinde bilgiler elde edildiğinden, gerekli "emniyet tedbirleri"nin alındığı ifade edilen kararda, şunlar kaydedildi:
"Buna göre, suç tarihinde idari nitelikteki bir görev nedeniyle olay yerinde bulunan ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nun 16. maddesi kapsamında silah kullanma yetkisine de haiz olan sanığın, idari görevi sebebiyle işlediği iddia olunan atılı suçtan yargılanmasının yapılabilmesi için 4483 sayılı kanun hükümlerine göre yetkili merci tarafından verilmiş soruşturma izni bulunması gerektiği halde, yargılama şartı olan bu izin alınmadan doğrudan soruşturma yapılarak kamu davası açıldığı anlaşıldığından, yargılama şartı gerçekleşmediği için kamu davasının durmasına karar verilmiştir."
Kararda, "gereğinin yerine getirilmesi için dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine" hükmedildiği bildirildi.