Adana’da Mayıs ayında 11 El Kaide militanına karşı yapılan “sarin gazı” operasyonuna ilişkin iddianamede ilginç detaylara yer verildi. İddianamede, militanların “sarin gazı” yapımında kullanılan kimyasalları Türkiye’den temin ettikleri ifade edildi. Sanıklar ifadelerinde temin edilen kimyasallarla “sarin gazı” üretemediklerini söyledi. Ancak savcı şüphelilere ilişkin “Temin etmeye çalıştıkları maddelerin sarin gazı oluşturulabileceğini bilmediklerinin doğru olmadığı” değerlendirmesini yaptı. Operasyonun ardından, örgüt lideri olarak gösterilen Suriyeli 35 yaşındaki Hytham Qassap dışındaki tüm sanıklar savcılık sorgusunun ardından tahliye edilmişti.
Nusra'ya 'terör örgütü' denildi
Fırat Alkaç'ın Taraf gazetesinde yer alan haberine göre Suriye El Kaidesi olarak bilinen Nusret Cephesi’nin sansasyonel eylemler arayışında olduğuna dikkat çekildikten sonra, bu örgütün Ahrar-ı Şam örgütü ile birlikte Türkiye’den büyük miktarlarda “sinir sistemini bozan” sarin gazı ile yakıcı kimyasal madde yapımında kullanılan kimyasal madde temin etmeye çalıştığının anlaşıldığı belirtildi. Teminine çalışılan kimyasal maddelerin niteliğinin de genişçe anlatıldığı iddianamede, davaya konu şüphelilerin El Kaide ile Suriye’deki örgütler ve liderleriyle bağlantıları üzerinde duruldu. Bu bölümde, Suudi Arabistan’da yaşayıp, Suriye pasaportu taşıyan bir isimden söz edilerek, ayrıca sahte pasaport şüphelileri olduğu da kaydedildi. Yabancı bir isimden söz edilerek kimyasal silah ve patlayıcılar için parça tedarik etme ve geliştirmesi faaliyetine dikkat çekildi. Savcılık iddianamesinde gazın kullanımı ve geliştirilmesiyle, üretimleri konusundaki gelişmelere de yer verip, kimyasal silahlar ile El Kaide arasındaki bağlantı şöyle ifade edildi: “Ahrar-ı Şam ve El Nusrah/Nusra Cephesi’ne bağlı mensuplarca kullanıldığı anlaşıldığından, El Kaide terör örgütü ile kimyasal silahlar/kimyasal maddeler aralarındaki bağlantı görülmektedir.”
Şüpheliler bu gazları temin etmedeki amaçlarının Suriye’de uçakların kentleri bombaladığı esnada kimyasal maddelerin çıkaracağı beyaz duman sayesinde uçakların orayı tekrar bombalamayacağı; kimyasalların roketlerin ve tankerlerin cilalanması/parlatılması ile ilgili kullanılacağı; silahlı faaliyet yürüten kişilerin yer değiştirirken keskin nişancılardan korunmak amacıyla duman çıkarılması olduğunu öne sürdü. İddianamede ise bu durum, “Şüpheliler temin etmeye çalıştıkları maddelerin sarin gazı oluşturulabileceğini bilmediğinin doğru olmadığı, bu konu hakkında, sürekli farklı, tutarsız şeyler söylediği tespit edilmiştir” diye değerlendirildi. Sanık Hytham Qassap ile satıcılar arasında geçen telefon görüşmesinde, kimyasal madde satıcısı, istenen sekiz kimyasal maddeden ikisinin alım ve satımının devletin iznine bağlı olduğunu söylediği de iddianamede yer aldı.