T24 - Milliyet gazetesi ekonomi yazarı Güngör Uras, 2009 Aralık ayından bu yana artan kapasite kullanım oranıyla artan üretim miktarının şu an için yarar sağlamadığını söyledi. Uras, "Üretim artışına üzülür hale gelindi. Sebep, yanlış döviz politikaları ile üretimin ucuz dövize bağlı hale getirilmesi. Üretim arttıkça döviz açığının da artması" dedi.
Güngör Uras'ın Milliyet'te "Ne günlere kaldık? Sanayi üretimi gerilesin bekleyişi var" başlığıyla yayımlanan (11 Ekim 2011) yazısı şöyle:
Ne günlere kaldık? Sanayi üretimi gerilesin bekleyişi var
Sanayide işlerin nasıl gittiğini 2 göstergeden izliyoruz (1) İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı ile (2) Sanayi (ve de toplam sanayi içinde İmalat Sanayi) Üretim Endeksi.
Merkez Bankası tarafından yayınlanan İmalat Sanayi Kapasite Kullanımı göstergelerine göre, kapasite kullanımında artış devam ediyor. Kapasite kullanımı artışı üretim artışı demektir.
Makineler ne kadar çok çalışır ise o kadar çok üretir.
2011 Ocak ayında sanayide kapasite kullanım oranı yüzde 74.6 idi. Haziranda 76.7, temmuzda 75.4, ağustosta 76.1, eylülde 76.2 oldu.
Geçmiş yıllardaki en yüksek kapasite kullanım oranlarını hatırlatayım. Yıl için en yüksek kapasite kullanım oranları 2007 Temmuz ayında yüzde 82.0 oranında, 2008 Haziran ayında 80.3 oranında, 2009 Aralık ayında 69.8 oranında, 2010 Aralık ayında 75.9 oranında gerçekleşmişti.
Demek ki imalat sanayimizde kapasite kullanım oranı geçmiş iki yıla göre iyidir. Yıl içinde de devamlı artış göstermiştir. Yılbaşından bu yana artmıştır.
Kapasite kullanım oranı göstergelerine göre imalat sanayinde duraklama yoktur. Sanayi üretimi artmaktadır.
Sanayide durum kötü sayılamaz
TÜİK’in yayınladığı (toplam) sanayi üretim endeksi acaba ne görüntü veriyor?
2008 yılı üretimi 100 esası ile sanayi üretimindeki gelişmeleri yansıtan klasik sanayi üretim endeksi ağustos ayında 119.3 oldu. (Yıllık endeks ortalamaları 2007’de 114.8 olmuştu. 2008’de 114.2 oldu. 2009’da 102.9’a geriledi. 2011’de 116.4 oldu.)
Geçmiş yıl ortalamalarına göre ağustos ayı sanayi üretim endeksi iyidir. Fakat yıl içinde aylık üretim endeksleri daha da yukarıda idi. Mart-temmuz arası endeks 127-128’lerde dolanmıştı. Temmuz ayında 128.4 olmuştu.
Demek ki genelde sanayi üretimi önceki yıllara göre iyidir, ama önceki aylara göre gerileme vardır.
TÜİK, sanayi üretimi mevsim ve takvim etkilerinden ayırarak bir başka endeks yayınlıyor. Bu ayıklanmış endeks çalışmasına göre ağustos ayı endeksi 123.1’dir. Bu endeks sayısı da geçmiş yılların ortalamasına göre yüksek bir üretimi işaret etmekte, ama bir ay önceye göre üretimde yüzde 2.6, üretimde gerileme olduğunu ortaya koymaktadır.
Üretim demek iş ve aş demek
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış imalat sanayi (sadece imalat sanayi) endeksi ise, ağustos ayında 121.0 olmuştur. Bu endeks rakamı da 2006 yılından bu yana yıllık ortalama imalat sanayi üretim çizgisinin üzerinde bir üretim gerçekleştirildiğini belirtmektedir. Ancak yıl içindeki endeks sayılarının gerisindedir. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış imalat sanayi endeksine göre imalat sanayinde üretim temmuz ayında yüzde 1.9 artmışken, ağustos ayında yüzde 2.3 oranında gerilemiştir. (Tekrar hatırlatmakta yarar vardır. Aylık olarak gerileme vardır ama imalat sanayinde toplam üretim seviyesi geçmiş 6 yılın yıllık ortalama üretim seviyelerinin üzerindedir.)
Önemli olan üretimdir. Üretim artacak ki insanlar iş bulsun, gelirleri artsın. Ülke büyüsün. Şimdiye kadar bu tür göstergeleri “Üretim artışı var mı?” diye izlerdik. Şimdilerde büyüklerimiz bu göstergelere “Aman üretim artmamış olsun... Yavaşlasın (!)” diye bakar oldu. Üretim artışına üzülür hale gelindi. Sebep, yanlış döviz politikaları ile üretimin ucuz dövize bağlı hale getirilmesi. Üretim arttıkça döviz açığının da artması. Şimdilerde döviz fiyatı artıyor ama ucuz dövizin bozduğu üretim yapısının bir günde değişime uğraması mümkün olamadığından döviz sorunu ciddi boyuta ulaştı. Gerçekçi kur uygulaması devam ederse, buna bağlı olarak üretimde yapısal değişim gerçekleşebilir ise orta vadede üretimde döviz bağımlılığında düzelme görülecektir..