Saklı Haç belgeseli, Müslümanlaştırılmış Ermenilerin son kuşakları hayattan göçmeden ve ortak hafıza yok olup gitmeden tüm bunları kayıt altına alma çabası ile ortaya çıktı. Diyarbakır'ın Eğil ilçesini merkeze alarak doğan projenin temel hedefi ise belgeselin kamuoyu ile paylaşılması ardından gelecek dönüşler ile birlikte projeyi tüm Türkiye'de uygulamak.
Belgeselin yönetmeni Altan Sancar, Saklı Haç isminin hikâyesini şöyle anlatıyor:
'Yaşlı bir kadın, hikayesini anlattıktan sonra bizlere ninesinin annesine, annesinin de kendisine bıraktığı ve yıllardır sandıkta sakladığı haçı gösterdi. Uzunca yıllardır bir aile emaneti gibi kadınlar birbirlerine devrediyorlar. Kendisi de kızlarından birine devredecekmiş. O saklı haçın sandıktan çıktığı anda ‘Belgeselin adını bulduk’ demiştik. O andan itibaren adı Saklı Haç oldu.'
Belgeselin çekim aşamasında dahi ekibe Türkiye'nin çok farklı bölgelerinden 'Burada da Müslümanlaştırılmış Ermeniler var', 'Benim de büyüklerim Müslümanlaştırılmış Ermeni' telefonları ve mesajları geldiği belirtiliyor. Ekip tüm çağrı ve mesajları araştırmak üzere not alarak, ileride çok daha büyük bir proje için hazırlık yapıyor. Ancak öncelikli hedef, Saklı Haç belgeselinin tamamlanmasını sağlamak.
Ekip, çekimlerine Ağustos ayında başlanan belgeselde onlarca saatlik çekim yapmış ve bu çekimler için gerekli tüm masraflar ekip arasında imece usulü ile karşılanıyor. Çekim aşaması tüm kaynaklarını kullanan ekip, bu aşamada ise montaj için desteğe ihtiyaç duyuyor. Belgeselin yönetmeni Altan Sancar, 'Tüm kaynaklarımızı ve ilişkilerimizi zorlandık. Ancak bu aşamadan sonrası bizler için de zorlu oldu. Profesyonel bir gözün onlarca saatlik görüntüleri montajlaması gerekiyor. Bu oldukça pahallı bir iş ve desteğe ihtiyaç duyuyoruz' diyor.
Belgeselin montaj aşaması için başlatılan destek kampanyası ise devam ediyor. Son günlere giren kampanyada şu an itibariyle yeteri kadar desteğe ulaşılabilmiş değil. Desteğin hedefine ulaşmaması halinde daha önce verilen desteklerin de kampanya sitesi tarafından sahiplerine iletileceğine dikkat çeken Sancar, 'Son dokuz gün ve bizler gerçekten bu projeyi insanlara ulaştırmak istiyoruz. Bu birlikte yaşamın, geçmişe dair bir özrün sembolü olabilir. Bu ülkede toprak altına gömülen geçmiş ile yüzleşmek ve bunun üzerinden gelecek inşa etmek gerekiyor. Bizler de bu yola böyle bir katkı sunmak istiyoruz. Ve bu katkı için de kalan dokuz günde büyük bir desteğe ihtiyacımız var' diyor.
Belgesele buradan destek olabilirsiniz: