Gündem

Şahin Alpay'dan "Bu arkadaş Türk mü?" diyen Bakan Yıldız'a cevap

Zaman yazarı Şahin Alpay, 'Japonya ile Türkiye arasında imzalanan nükleer santral anlaşmasında amaç nükleer bomba yapabilmek' sözleri sonrası Enerji Bakanı Yıldız'ın eleştirisine yanıt verdi

18 Ocak 2014 15:26

Zaman gazetesi yazarı Şahin Alpay, Japonya ile yapılan nükleer anlaşmayı eleştirmesine "Bu arkadaş Türk vatandaşı mı?" diye tepki gösteren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'a "Demek artık bu hükümetin nezdinde yurttaşlara hükümetten farklı düşünme hakkı da yok. Nükleer konuya, anlaşma Japonya meclisinde görüşüldükten sonra döneceğim" dedi.

Alpay, bugünkü köşesinde AKP ve Gülen cemaati arasındaki gerginlikte iktidarın tutumunu eleştirerek, "Bu hükümet kendisiyle çıkar bağı içindeki patronlar aracılığıyla kamuoyunu yanıltmak, dikkatleri yolsuzluk soruşturmalarından uzaklaştırmak için büyük bir dezenformasyon kampanyası başlattı" ifadelerini kullandı.

Şahin Alpay'ın Zaman gazetesinde "Herkesi, her zaman aldatamazsınız" başlığıyla (18 Ocak 2014) yayımlanan yazısı şöyle:

İlk iki döneminde Türkiye’ye her alanda büyük hizmetler yapan, her ortamda takdirle desteklediğim bir başbakanın “Ben milli iradeyim, ben devletim…” diye diye kendisini ve ülkeyi büyük bir badireye sürükleyişine tanık oluyoruz.

Başbakan, dört bakana uzanan, bizzat kendisinin nüfuz ticareti yaptığını ima eden büyük yolsuzluk skandalının soruşturulmasını örtbas etmek amacıyla, bunu Batılı müttefiklerin Hizmet Hareketi aracılığıyla kurduğu bir tuzak olarak göstermeye çalışarak yapmadığı tahribat bırakmıyor; ülkenin ekonomi, demokratikleşme ve uluslararası saygınlık alanında son on yıldaki tüm kazanımlarını tehlikeye atıyor. Bu hükümet, geleceğini kurtarma telaşı içinde, hukuk devletini güçlendirmek amacıyla çıkardığı yasaları, öncülük ettiği anayasa değişikliklerini tersyüz ediyor. Yolsuzluk soruşturmasının “Fethullahçı paralel devlet” tarafından kendisine atılan bir iftira, kurulan bir tuzak olduğu iddiasıyla yargı ve emniyeti hallaç pamuğu gibi atıyor. Gelinen noktayı TBMM Başkanı açıkladı: Bağımsız yargı çöktü.

Bu hükümet kendisiyle çıkar bağı içindeki patronlar aracılığıyla kamuoyunu yanıltmak, dikkatleri yolsuzluk soruşturmalarından uzaklaştırmak için büyük bir dezenformasyon kampanyası başlattı. “Fethullahçı paralel devleti bitirin!” diye haykıran kökten laikçiler ve İslamcılarca da desteklenen bu kampanya sayesinde neredeyse suç işleyen herkes aklanmanın yolunu bulacak. Hükümet kendi kendini inandırmaya çalıştığı “komplo” nedeniyle tam bir paranoya nöbetine tutuldu. Dışişleri Bakanı bakın ne diyor: “Öyle bir hale geldik ki, kime güvenebileceğimizi bilemiyoruz. Sağımıza solumuza şüpheyle bakmaya başladık…”

Geleceğini kurtarma telaşı içinde olan bu hükümet, Türkiye’ye eğitim, ekonomik büyüme, demokratikleşme, toplumsal dayanışma, uluslararası saygınlık dahil, hemen her alanda çok değerli katkılar yapan, inanç temelli bir sivil toplum hareketi olan Hizmet hareketini “Paralel devlet, örgüt, çete, ihanet şebekesi, gözü dönmüş Haşhaşiler…” ve sair ağza alınmayacak ithamlarla, topluca cezalandırma arayışında. Bu bağlamda Hizmet hareketine yakınlığıyla tanınan yurtiçindeki eğitim kurumlarını ve ticarî kuruluşları çökertme çabalarına ek olarak hareketin yurtdışındaki okullarını ve onlara bağlı faaliyetlerini hedef almakta.

Yaklaşık yirmi yıldır Hizmet’in birçok ülkedeki okullarını ziyaret etmiş, kültürel ve ticari faaliyetlerini yerinde görmüş biri olarak, hareketin gerek Türkiye toplumu gerekse dünya ile etkileşim içinde artık sadece ülkemize değil tüm insanlığa hizmet eder bir nitelik kazandığı kanısındayım. Kimi üyelerinin Hizmet hakkında söylediklerini, hükümetteki paniğin vardığı noktayı göstermesi bakımından kayda değer buluyorum. Başbakan, büyükelçilere talimat veriyor: Yolsuzluk soruşturmasının bir iftira, bir darbe girişimi olduğunu dünyaya anlatın! Örgütü deşifre edin! Büyükelçileri sorumludur!.. Ne aklı başında büyükelçilerin, ne de muhatabı oldukları hükümetlerin bu masala kulak asacaklarına ihtimal veriyorum. Bu hükümetin yaptıkları, aklıma bir Amerikan özdeyişini getiriyor: “Bazılarını bir süre aldatabilirsiniz, ama herkesi her zaman asla.”

Enerji Bakanı Taner Yıldız, benim için “Bu arkadaşımız Türk vatandaşı mı?” diye sormuş. Demek artık bu hükümetin nezdinde yurttaşlara hükümetten farklı düşünme hakkı da yok. Nükleer konuya, anlaşma Japonya meclisinde görüşüldükten sonra döneceğim.

NOT: Değerli okurlarım, bir seyahat dolayısıyla bir hafta süreyle izin kullanıyorum. Dönüşte görüp öğrendiklerimi sizlerle paylaşacağım.