GÜLER YILMAZ / Ankara
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma 28 Şubat Alt Komisyonu’nda, Eski Anayasa Mahkemesi Üyesi Sacit Adalı, 28 Şubat sonrası askerler tarafından yüksek yargı organlarına verilen brifinge davetli olmamasına rağmen katılma gerekçesini açıkladı. Adalı, “Utanarak söylüyorum korktuğum için katıldım. Sizi yönlendiriyorlar nasıl hareket edeceğinizi biçimlendiriyorlar. Ancak, korktuğum kadar bir cesaretimi de söyleyeyim. Brifingde ayakta alkışlamalara katılmayan 5-6 kişiden biriyim” diye anlattı.
Eski Anayasa Mahkemesi Üyesi Sacit Adalı, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma, 28 Şubat Alt Komisyonu’na bilgi verdi.
Musa Öğün'den 'haddini aşıyorsun' fırçası
Adalı, 6-7 Eylül olaylarını yaşadığını dönemde Ermenilerin, Yahudilerin çektiği sıkıntıyı anlattı. Böyle bir sürecin kendiliğinden olamayacağını, birçok şeyin güdülerek yapıldığını sonradan öğrendiğini söyledi. Henüz bir asistanken Erzurum Ordu kolordu komutanının (Musa Öğün) kendisini çağırıp “Haddini aşıyorsun dikkat et” diye azarladığını söyleyen Sacit Adalı, o günden sonra da hayatı boyunca hiçbir askerden emir almadığını kaydetti. Sacit Adalı, 1980 sonrası tarafların sükunete erdiğini, 4-5 sene sükunet dönemi olduğunu ifade etti.
'Askere müteşekkirim, iyi ki bu işler oldu'
Açık veya yakın tehlike durumunda devletin tedbir alabileceğini ifade eden Sacit Adalı, şöyle konuştu:
“Ama iş bir yerden sonra insanda korunma içgüdüsüne gelir ki o zaman her şey biter. Bu içgüdünün ortaya çıkarılması toplum mühendisliği hesabıdır. Ben bu baskıyı yüzde yüz hissettim. Refah Partisi’nin kapatılması sonrası koruma vermek istediler, kabul etmedim. Biz kimsenin kimseden korkmadığı bir zemin arıyorduk. Ama askerlere de müteşekkirim. İyi ki bu işler oldu. Türkiye’nin yenilenmesi, reformlara tabi tutulması için böyle bir kargaşa olması lazımmış.
Korku salma hadisesi
Ne 1960 ne de 1980 darbesinin tek başına yapılamayacağını ifade eden Sacit Adalı “Askerin niçin içe döndüğünü sormak lazım. İçeriyi koruması gereken bir teşkilat içerdekilere neden korku salıyor. 28 Şubat belli ellerdeki sermayenin tehlike olarak görülüp daha doğmadan boğulması operasyonudur. Hiç kimse kaynağını Anayasa’dan almayan bir yetki kullanamaz. Peki gözbebeğimiz ordu bunu birilerinin kara kaşı kara gözü için mi yaptı. Korku salma hadisesi son derece abesti” diye konuştu.
