Gündem

Sabri Uzun: Başkalarına kitap yazdırtmak tetikçiliktir

Sabri Uzun, ayrıca anılarını yazdığını ancak yayınmayacağını belirtti.

28 Mart 2011 02:00

T24- Ergenekon tutuklusu gazeteci Ahmet Şık’ın yayımlanmamış kitabının arkasındaki isim olduğu iddia edilen eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun “Başkalarına kitap yazdırtmak tetikçiliktir" dedi. Uzun, ayrıca anılarını yazdığını ancak yayınmayacağını belirtti. 


Bugün gazetesinde dün yayımlanan habere göre, OdaTv  bilgisayarında bulunduğu belirtilen gazeteci Ahmet Şık'ın kitap taslağı üzerindeki notlar Sabri Uzun'a ait olabilirdi. Ancak, eski istihbaratçı Uzun'un Lale Kemal ile yaptığı röportaj bu şüpheleri yalanladı.

Lale Kemal'in Taraf gazetesinde yayımlanan (28 Mart 2011) haberine göre, Gazeteci Ahmet Şık’ın, yayımlanmadan toplatılan “İmamın Ordusu” adlı kitabında yer aldığı iddia edilen notlarda adı geçen Emniyet İstihbaratı eski Daire Başkanı Sabri Uzun yaptığı açıklamada, “Başkalarına kitap yazdırtmak tetikçiliktir. Başkalarına kitap yazdırarak adileşmem” dedi.

İmamın Ordusu adlı kitabın taslağının geçen hafta yargı yoluyla toplatılmasının ardından savcılık tutanağında Sabri Uzun’un da şüpheli olarak yer aldığı belirtiliyor. İddialara göre, kitap taslağındaki ‘*’ işaretli notların bazılarının Uzun tarafından düşüldüğünden şüphe ediliyor. Telefonla ulaştığımız ve halen Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü’nde çalışan Sabri Uzun, iddialarla ilgili yalnızca adli makamlarla görüşebileceğini ve bu aşamada kendisiyle ilgili iddiaları kamuoyu ile paylaşmayacağını söyledi.

Devam eden Ergenekon soruşturmasına konu edilen bir kitabı yazdırmasının söz konusu olmadığını belirten Uzun, anılarını kaleme aldığını söyledi ancak bunları yayımlayıp yayımlamayacağıyla ilgili de çelişkili açıklamalarda bulundu.

İmamın Ordusu adlı taslak kitapta işaretli notların bazılarının sizin tarafınızdan düşüldüğü iddia ediliyor. Buna ne diyeceksiniz?

Bu konuda yalnızca adli makamlara konuşurum. Bu makamlarla konuşmadan kamuoyu ile bilgi paylaşmam. Bana henüz adli makamlardan bir talep gelmedi.

Daha önceki konuşmamızda, “uğradığım zulümleri yazıyorum,” demiştiniz. Bu sözlerinizden bir kitap çalışmanız olduğu anlaşılıyor.

Kendi dünyamı, gördüklerimi, hissettiklerimi yazdım, yazıyorum. Yaşadığım idari soruşturmaları, gördüklerimi, insan olarak hissettiklerimi kaleme alıyorum. Geçmişte Kazım Karabekir, Atatürk de anılarını yazdı.

Bu kitap çalışması bitti mi, neler yaşadınız benimle paylaşır mısınız?

Sizinle dolayısıyla kamuoyu ile paylaşmam. Geçmişte, bazı yaşadıklarımı yargı makamları ile paylaştığım oldu. Kaleme aldığım notların kitap olması asla söz konusu değil. İzlenimlerimi biriktiriyorum.

Bu notlarınızı o zaman kamuoyu ile hiç paylaşmayacaksınız, öyle mi?

Kendimle paylaşıyorum. Yazayım bulunsun. Çoluk, çocuğa lazım olabilir, emniyet mensuplarına ışık tutabilir. Belki ileride yırtar atarım da. Kendisine saygısı olan herkes yazar.

İmamın Ordusu taslağında yer alan bazı notların sizin tarafınızdan düşüldüğü iddia ediliyor. Bu konuda bir açıklama yapar mısınız?

Hiçbir gazeteyi okumuyorum. Bu türden iddiaları bazen arkadaşlar arayıp söylüyorlar. Herkes, olayları kendi görmek istediği gibi görüyor. O çocuğu (Ahmet Şık) tanıyorum. Ama yorum yapmayacağım. Ama başkalarına kitap yazdırtma gibi (Ergenekon bağlamında hükümeti yıpratma) işleri ben asla yapmam, satılık adamlar yapar bunu. Benim olduğum yerde, adıma kitap yazacak adamları asla bulundurmam. Başkalarına kitap yazdırarak adileşmem. Başkalarına kendi adına kitap yazdırmak tetikçilik yaptırmak demektir. Kamuoyunu yönlendirme gibi basit şeylere karışmam, bunu da kendime yakıştırmam. Benim dünyam bu.