Spor yorumcusu Rıdvan Dilmen'in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için kullandığı "parkasız Deniz Gezmiş" ifadesinin "bomba gibi patladığını" söyleyen Sabah yazarı Melih Altıok, "Milli sporumuz linç olduğu için, sağcısı ayrı solcusu ayrı, sanki herkes aradığı pası bulmuş gibi gelişine çakıyor eski futbolcuya..." dedi. Altıok, "Ben Rıdvan'ın sözlerinde bunca tepkiyi hak edecek bir aşırılık görmüyorum" diye konuştu.
Melih Altınok'un, "Nedir bu şiddet bu celal; Rıdvan ne söyledi ki?" başlığıyla (18 Arlık 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Rıdvan Dilmen'in "Ben Tayyip Erdoğan beye baktığımda parkasız bir Deniz Gezmiş görüyorum. Deniz Gezmiş de 'kahrolsun emperyalizm' diyordu, Erdoğan da emperyalistlerle mücadele ediyor" sözleri bomba gibi patladı.
Milli sporumuz linç olduğu için, sağcısı ayrı solcusu ayrı, sanki herkes aradığı pası bulmuş gibi gelişine çakıyor eski futbolcuya...
Bazı Ak Partili vekillerin ve yazarların tepkilerine MHP lideri Devlet Bahçeli'ninki de eklendi...
Rıdvan'a "Sahadaki şeytanlığını siyasete taşımasın" diyen Bahçeli, ünlü futbol adamına"yalaka" bile dedi.
Rıdvan ise günlerdir süren linçe şöyle cevap veriyor:
"Ben ne şeytanım, ne de yalakayım, 15 Ağustos 1962'de Nazilli'de doğmuş onurlu bir Türk vatandaşıyım. Benim dün akşam söylediklerimin altını üstünü çıkarıp, cımbızla çekilmiş cümlelerle beni suçlayıp, halkın önüne atmasını anlamış değilim! Yıllar önce Deniz Gezmiş'in Filistin konusundaki mücadelesini, Sayın Cumhurbaşkanımızın İslam ülkeleri adına büyük bir lider olarak siyasi platformdaki Filistin mücadelesine benzetmişimdir. Sayın Cumhurbaşkanımızın; kapitalist, emperyalist, egemen güçlere, Amerika'ya, İsrail'e başkaldırıp cesaretle mücadele ettiğini bilecek kadar okuryazarım."
***
Ben Rıdvan'ın sözlerinde bunca tepkiyi hak edecek bir aşırılık görmüyorum.
Evet, Deniz Gezmiş'in idam edilmeden önceki kısa hayatındaki eylemlerinin sağ cenahın kolektif hafızasında hoş bir karşılığı olmadığını biliyoruz.
Ancak Rıdvan'ın bahsettiği, eleştirenlerin söylediği gibi Deniz ve arkadaşlarının banka soygunu ve benzeri eylemleri değil tabii ki...
Kaldı ki 12 Mart cuntasının darağacına gönderdiği bu gençlerin doğrusuyla yanlışıyla bugün kitlelere ifade ettiği değer de bambaşkadır.
Bu algıda da antiemperyalizmin ve yurtseverliğin ağır bastığı ortadadır. Eleştirilebilir, birtakım şeylerin yolunu açmak için kullanıldıkları söylenebilir, kimilerinde doğruluk payı da vardır. Netice bahsettiğimiz, darbeciler tarafından asılmadan ancak 25'ine kadar yaşayabilen "çocuklar!"
***
Ünlü spor adamımız da bir değer karşılaştırması yapıyor. Ve somut gündemin İsrail'e tepki gibi maddeleri üzerinden tavrını beğendiği bir lideri, tarihi bir karakterin temsilettikleriyle kıyaslıyor.
Doğrudur da!
Erdoğan bugün Türkiye'de dünyada antiemperyalizmin önemli temsilcilerinden olan bir devrimcidir...
15 yılda 12 seçim kazanmayı başaran bir siyasiyi de kimi bu devrimci niteliği yüzünden sever destekler, kimi de başka nedenlerle...
Yani herkesin, ülkenin merkezinde yer alan bir siyasi karakterde bulduğu farklı olabilir, bu işin bir şablonu yoktur.
Görüşlerini açıklayan insanlara üçüncü şahısların "onu böyle sev seveceksen" demeleri de anlamsızdır.
Bu arada tartışma vasıtasıyla "Deniz güzellemelerine" soyunan CHP'li vekillere de Gezmiş vearkadaşlarının idam kararını Meclis'te onaylayan CHP'li vekilleri hatırlatmadan geçemeyeceğim.