Sabah gazetesi yazarı Şebnem Bursalı, uyuşturucu kullanırken görüntülenen ve lüks yaşamıyla dikkat çeken AKP Genel Merkezi Büro personeli Kürşat Ayvatoğlu'na ilişkin olarak, "Bu çapsızı iktidar partisinin ana karargâhına kadar sokanlara da hesap sorulmalı" düşüncesini dile getirdi.
Bursalı yazısında, "Sosyal medyada ve muhalefet cephesinde bu çapsızdan siyasal bir sonuç çıkarmak için zorlayanlar; siyaset ve devlet ciddiyetiyle atılan adımları ısrarla görmezden gelen ve çarpıtmak için ellerinden geleni yapanlardır. Ama şunu da eklemeliyim ki, bu çapsızı iktidar partisinin ana karargâhına kadar sokanlara da hesap sorulmalıdır. Ve eğer bunu bilip de bugüne kadar susan ya da bu çapsızı kullananlar varsa, onlardan da hesap sorulmalıdır." görüşünü savundu.
Bursalı şu ifadeleri kullandı:
"Amma velakin... Bu süreçte en fazla sesi çıkanlar kim diye bakıyorsunuz; hayrete düşmemek mümkün değil. İl başkanı, meclis üyesi, ilçe başkanı ve belediye başkanlarının, kendi partilisi kadınlara, genç kızlara yaptıkları taciz, tecavüz, şiddet ve mobbing eylemlerine ses çıkarmayan, gereğini yapmayan, hatta sahip çıkan CHP'li isimler, mal bulmuş mağribi gibi veryansın ediyor.
Bakınız a dostlar; yüz kızartıcı eylem, partiye ve kişiye göre değişmez. Balık baştan kokar misali; CHP içinde olan biten her tür çirkinliğe suspus olan, gereğini yapmayan, sahip çıkan Kılıçdaroğlu'nun bu olaylar karşısındaki tutumu ile kadına şiddet başta olmak üzere bağımlılıkla mücadele konularındaki tutumu ve yaptıkları apaçık ortada olan Tayyip Erdoğan'ın ve yönetimindeki partinin son olaydaki tavrının değişmediği yine görüldü.
Kendi evinin içindeki pislikleri temizlemeyip halının altına süpürmeyi tercih eden ama içindeki pisliği derhal kapı dışarı atan bir diğer parti için algı yaratmaya çalışanlar için söylenecek tek söz var: Siyaset ile ahlakı ayıranlar ikisinden de bir şey anlamamış demektir."