Gündem

Sabah: Paralel yapı, İstanbul İstihbarat Şube'yi ele geçirmek için Dink cinayetine göz yumdu

Sabah'ın istihbarat raporlarına dayandırdığı iddiası...

19 Ekim 2015 12:55

Sabah gazetesi, "savcılığın Hrant Dink cinayetine ilişkin gizlenmiş istihbarat raporlarına ulaştığını" iddia etti. Sabah'ın iddiasına göre, emniyette örgütlendiği ileri sürülen "Paralel Yapı", cinayete göz yumdu. Gizli istihbarat raporlarına dayandırılan iddiada, söz konusu gruba "İstanbul İstihbarat Şube'yi ele geçirmek ve Dink cinayetini Ergenekon davasına bağlayarak kumpası başlatmak" suçlaması yöneltiliyor.

Sabah'ta yer alan haberin tam metni şöyle:

Sabah İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın pek çok tanığı dinleyip delili değerlendirerek nihai aşamaya getirdiği Dink soruşturmasının detaylarına ulaştı. Savcılık, Emniyete çöreklenen Paralel Yapı'nın, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'nü ele geçirip Ergenekon operasyonlarını başlatabilmek için cinayete göz yumduğunu belirledi. 

Geçtiğimiz günlerde savcılıkta ifadesine başvurulan dönemin Trabzon İstihbarat Müdürü Engin Dinç, daha önce dosyada olmayan ve Ogün Samast'ın Hrant Dink'i öldüreceğine ilişkin bilgiler içeren bir istihbarat raporunu savcıya sundu. Savcılık da söz konusu belgenin, cinayetin işlendiği tarihten itibaren bütün soruşturma makamlarından gizlendiğini tespit etti.

 

"Yeni tetikçi bulduk" 

 

Yürütülen soruşturma kapsamında savcılığın talimatı üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı görevlilerince Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü arşivinde arama yapıldı. Arşivde Dink cinayetine ilişkin 9 klasör evrak bulundu. Evraklar arasında yine bugüne kadar resmi kayıtlarda gösterilmeyen, soruşturma makamlarından gizlenen Erhan Tuncel'in cinayet öncesindeki gelişmelere ilişkin bilgilerine ilişkin bir istihbarat raporu da vardı. 

Ortaya çıkan bu 2 yeni raporda Erhan Tuncel'in Hrant Dink cinayetini işleyecek yeni bir tetikçi bulunduğuna ve isminin 'Ogün' olduğuna dair Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerine bilgi verdiğine dair ifadelerin yer aldığı saptandı. Soruşturma makamlarından gizlenen raporların eklerinin de ortadan kaybedildiği anlaşıldı. Suikastı haber veren F/3 raporunun ekine F/4 raporu konulmadığı belirlendi. İfadesine başvurulan şüpheliler, F/4 haber raporunun var olduğu ve ancak bu bölümlerin çıkarılmış olabileceği yönünde ifade verdi. Savcılığın yaptığı araştırmada söz konusu istihbarat raporlarının eklerinin İstihbarat Daire Başkanlığı'na gönderilmediği belirlendi. Savcılık, Hrant Dink cinayetine ilişkin tetikçi ismi ve cinayete dair detay bilgilerin yer aldığı 12 Eylül 2006 tarih ve 11 No'lu F/4 haber raporunun Trabzon İstihbarat şube Müdürlüğü ve İstihbarat Daire kayıtlarından yok edildiğini tespit etti. 

Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek'in talimatı ile Erhan Tuncel'in Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde olaydan hemen sonra 14 saat alıkonulduğu, Akyürek ve eski polis müdürü Ali Fuat Yılmazer'in talimatı üzerine Bayburt'tan Trabzon'a giden Muhittin Zenit'in Tuncel ile görüştüğü, şubede bulunan ilgili evrakların düzenlendiği, bir kısmının da yok edildiği belirlendi.

 

"Amaca ulaştılar" 

 

Ramazan Akyürek'in dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı'ya cinayetin faillerinin ve yardımcı istihbarat elemanı Erhan Tuncel'in rolünü, 'cinayetin sorumluluğunun İstanbul Emniyeti'nde kalması için' İstanbul Emniyeti görevlilerine açıklamama talimatı verdiği de belirlendi. Ergenekon operasyonunun önünde engel olarak görülen İstanbul istihbarat Şube Müdürlüğü'ne Ali Fuat Yılmazer'in atanmasını sağlamak için o dönemki Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in cinayetten 6 gün önce İstihbarat Daire Başkanlığı'na çağırılıp İstanbul'u terk etmesinin istendiği, ancak dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın direnmesiyle bu amaca ulaşılamadıkları anlaşıldı. 

Dink cinayetinden 10 gün sonra Ahmet İlhan Güler açığa alındı, bir ay sonra da Ali Fuat Yılmazer'in İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne ataması yapılarak Paralel Yapı mensuplarının, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde yapılanma amacına ulaşıldığı ifade edildi.

 

"Yasadışı C-5 bürosu"

 

15 Şubat 2006'da hazırlanan İstihbarat notunda "Hrant Dink'in ne pahasına olursa olsun Yasin Hayal tarafından öldürüleceğine" yönelik net bilgi bulunurken, Ali Fuat Yılmazer'in bu bilgiyi amirlerinden gizlediği anlaşıldı. Ayrıca İstihbarat Daire Başkanlığı C şube müdürlüğünde yine Yılmazer tarafından 2006'nın haziran ayında yasal olmayan bir şekilde gizli bir yapılanma olan C-5 bürosunun oluşturulduğu, büronun Hrant Dink, Rahip Santoro, Zirve yayınevi cinayetleriyle, Ergenekon, Balyoz ve kritik olaylara baktığı tespit edildi. Yılmazer, savcılık sorgusunda bu büronun ulusalcılık akımlarını takip ettiğini belirterek varlığını kabul etti. Ali Fuat Yılmazer daha sonra İstanbul'da göreve geldikten sonra Ergenekon süreci başlamıştı. 

 

"Hayal'in izlendiğine dair rapor..."

 

Hrant Dink cinayeti tasarısını geliştiren ve gerçekleştirenlerin Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerince bilindiği, tetikçi Ogün Samast'ın olaydan 2 gün önce İstanbul'a gönderildiği gün cinayette önemli rol oynayan Yasin Hayal'in takip edildiğine dair bir istihbarat raporu da bulundu. Soruşturma makamlarından gizlenen 17 Ocak tarihli raporda Hrant Dink cinayetini tasarlayan Yasin Hayal ve Tetikçi Ogün Samast'ın izlendiği, kontrol altında tutulduğu anlaşıldı. 

 

"Paralel yapı, Dink hâkimini de dinlemiş"

 

Ramazan Akyürek'in Dink davasına bakan mahkeme başkanı Erkan Canak'ın telefonlarını terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle dinlediği anlaşıldı. Trabzon istihbarat Şube Müdürlüğü'ndeki suikast dosyalarının bulunduğu sunucunun arızalandığı, sunucunun tamir edilmediği ve Dink cinayeti öncesinde dinleme kararıyla elde edilen kayıtların tümünün yok edildiği saptandı.

 

"Ekim 2015'ten beri bildikleri halde sustu"

 

Hrant Dink cinayetinden sonra İstihbarat Daire Başkanlığı görevlilerince, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarına bir şema gösterilerek Hrant Dink cinayetinin Ergenekon davalarına bağlanmaya çalışıldı. Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Coşkun Çakar'ın emniyet içinde Fetullah Gülen Cemaati olarak tanımlanan bir yapılanmayı gerçekleştirerek sonradan kumpas oldukları anlaşılan Ergenekon, Balyoz gibi soruşturmaları başlatmayı amaçladıkları ve Hrant Dink cinayetinin araç suç niteliğinde kullanıldığı saptandı. Akyürek, Yılmazer ve Çakar'ın, Dink'in mutlak suretle öldürüleceğini, bunun için hazırlık yapıldığını 13 Ekim 2005'ten itibaren bilmelerine rağmen cinayetin gerçekleşmesini bekledikleri tespit edildi.