TRT Kanunu'nun ihlali nedeniyle televizyon kanallarına yayın durdurma cezası veren Yüksek Seçim Kurulu'nu (YSK) eleştiren Sabah Gazetesi Okur Temsilcisi (Ombudsman) İbrahim Altay, "Medya denince sizin aklınıza sadece televizyon mu geliyor? Gazeteler, internet siteleri, sosyal medya hiç ilginizi çekmiyor mu? Buralarda da acayip yanlı yayın ve paylaşımlar yapılıyor. Bu mecralarda da TRT Kanunu ihlal edilmiş olabilir. Olaya bir el atın, onlara da haddini bildirin lütfen" dedi.
Altay, yazısında "Daha önce söyledim şimdi de söylüyorum: YSK'nın yaptığı şey apaçık bir yetki gaspıdır. Durumdan vazife çıkarmadır. Otoriter bir yaklaşımdır. Temel hak ve özgürlükleri ihlaldir. Editoryal bağımsızlığı ortadan kaldırmaktır. Seyirciyi cezalandırmaktır" ifadelerine yer verdi.
İbrahim Altay'ın Sabah gazetesinin bugünkü (9 Kasım 2015) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:
Bir seçim sonrası klasiği daha izliyoruz. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) belgeseli de diyebiliriz buna.
YSK televizyon kanallarına yayın durdurma cezaları yağdırmaya devam ediyor. Olağan kurbanlar arasında başı A Haber, 24 TV ve TVNET çekiyor. Belli ki bu kanallar özel olarak seçiliyor.
Yayın durmuyor aslında. Sınıfta tek ayak üstünde durma cezası verilen kanalda kimin hangi saikle seçtiği müphem olan belgeseller yayınlanıyor. Militarizmin dik alası...
Kanunlar yıllardır aynı olduğu halde YSK'nın yakın zamanda hatırladığı tuhaf bir görev,abartılmış bir rol bu. Üstelik aldığı kararlar hem yanlış hem de saçma.
***
Neden mi?
Biliyorsunuz; YSK'nın yurt dışı oyları ve sandık birleştirme konularında verdiği kararlar eleştirildi. Bu eleştirilerin haklı olduğunu varsayalım ve YSK'nın bir sonraki seçim döneminde seçim işleriyle ilgilenmemesini yasaklayalım. Festival, şiir gecesi, konser vs. düzenlesin!
Ya da... YSK üyelerinin, varsa, sosyal medya hesaplarını inceleyelim. Seçime katılan bütün partilerle ilgili eşit paylaşım yapıp yapmadıklarına bakalım. Yapmamışlarsa bundan sonraki seçime kadar bizim belirleyeceğimiz kültür sanat haberlerini paylaşmalarını şart koşalım!
Kulağa çok saçma geliyor değil mi? Evet, tıpkı YSK'nın aldığı yayın durdurma kararları gibi.
***
Sayın YSK üyeleri! Oy pusulasında kaç partinin amblemi olduğunu, göreviniz gereği, biliyorsunuz. Hangi televizyon kanalı bütün bu partilere eşit biçimde yer vermiş? Güzelce araştırıp sonuçlarını kamuoyu ile paylaşır mısınız? Bu konuda RTÜK'teki 'zaman tutucu' dostlarınızdan yardım alabilirsiniz.
Ben mesela bağımsız adaylarla ilgili verileri merak ediyorum. Aydınlatın bizi lütfen. Ve kronometresi tutmayan kanalları temelli kapatın! Olur mu?
Sayın YSK üyeleri! Medya denince sizin aklınıza sadece televizyon mu geliyor? Gazeteler, internet siteleri, sosyal medya hiç ilginizi çekmiyor mu? Buralarda da acayip yanlı yayın ve paylaşımlar yapılıyor. Bu mecralarda da TRT Kanunu ihlal edilmiş olabilir. Olaya bir el atın, onlara da haddini bildirin lütfen!
Bekçi Murtaza sağ olsaydı eminim böyle yapardı. Sizin ondan ne eksiğiniz var?
***
Hayır, bu kadar da saf olmaya gerek yok!
Daha önce söyledim şimdi de söylüyorum: YSK'nın yaptığı şey apaçık bir yetki gaspıdır. Durumdan vazife çıkarmadır. Otoriter bir yaklaşımdır. Temel hak ve özgürlükleri ihlaldir. Editoryal bağımsızlığı ortadan kaldırmaktır. Seyirciyi cezalandırmaktır.
Medya Derneği'nin konuyla ilgili açıklamasında da belirtildiği gibi:
"Tek kanallı dönemde devletin kendi yönetimindeki televizyon kanalı için getirmiş olduğu standartların günümüzde aynı mantıkla bütün kanallar için uygulanamayacağı açıktır. Adı anılan kurumun (YSK) özel televizyon kuruluşlarına hangi doğrultuda ve nasıl yayın yapacaklarını dikte etme hakkı yoktur."
Demokrasilerde hiçbir kurum denetlenemez, itiraz edilemez, ilk ve son karar mercii değildir, olmamalıdır.
Herkes artık şunu anlamalıdır: Bir medya kuruluşunun yayın çizgisini etik bakımından değerlendirmek resmi kurumların değil izleyicinin işidir.