Venezuela’daki krizin tırmanması ve Rusya ile ABD arasında yeniden silahlanma yarışı tehlikesinin baş göstermesi Alman basınından seçtiğimiz yorum konularını oluşturuyor.Süddeutsche Zeitung Venezuela'daki iktidar mücadelesinde Maduro'nun kolay havlu atmasının beklenemeyeceği görüşünde:
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ne kadar alaycı olabileceğini hafta sonunda bir kez daha gösterdi. Aralarında Almanya'nın da bulunduğu bazı Avrupa ülkeleri en geç Pazartesi günü erken seçim ilan etmesi için Maduro'ya ültimatom vermiş ve aksi takdirde ABD, Kanada ve çoğu Latin Amerika ülkesi gibi Juan Guaido'yu geçici devlet başkanı olarak tanıyacaklarını duyurmuşlardı. Maduro onlarla alay eder gibi muhalefetin 2015 yılından beri ezici çoğunluğu oluşturduğu parlamentonun yeniden seçileceğini açıkladı. Diktatörün elindeki bütün imkânları kullanarak muhalefet partilerinin yeniden başarıya ulaşmasını önlemeye çalışacağına kesin gözüyle bakılabilir. Avrupa ülkeleri aslında Maduro'nun 2018'de şaibeli bir oylamayla kazandığı devlet başkanlığı seçiminin tekrarlanmasını kastetmişlerdi. 60 devletin bu seçimi tanımaması Guaido'nun uluslararası alanda desteklenmesinin yolunu açmıştı. Ancak hafta sonundaki gösterilere rağmen Maduro'nun hak ettiğini savunduğu devlet başkanlığı makamını kolay boşaltmayacağı anlaşılıyor.”
Frankfurter Rundschau gazetesi Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler (INF) anlaşmasının imzacı devletler ABD ve Rusya Federasyonu tarafından karşılıklı feshedilmesini konu alan yorumunda yeni bir silahlanma yarışından Avrupa ülkelerinin zararlı çıkacağına dikkat çekiyor:
"ABD'den sonra Rusya da anlaşmayı yırtıp çöpe attı. Şimdi Avrupalıların tedirgin bakışları altında karşılıklı suçlamalar gidip geliyor. Savaş durumunda nükleer silahlarla tahrip olacak yer Avrupa'dır. Bu tehlike karşısında Avrupa hükümetlerine diplomatik gayretlerini artırmak düşüyor. Paris, Berlin ve Londra seslerini duyurabilmek için birlikte hareket etmelidirler. Polonya ve Baltık ülkelerini de yanlarına alarak süper güçleri silahlanmanın kontrolüne ikna etmeli ve bunu yaparken Asya'nın nükleer silah sahibi ülkelerini de unutmamalıdırlar. Bu hayalcilik olabilir. Ancak iki süper güç arasındaki anlaşmazlıkta hedef tahtası durumuna gelme tehlikesine seyirci kalınamaz.”
Mittelbayerische Zeitung 1988 yılında yürürlüğe giren ABD ile Rusya arasındaki silahsızlanma anlaşmasının feshedilmesine şu satırlarla değiniyor:
"Avrupa, ABD ile Rusya arasındaki silahlanma yarışının yeniden alevlenmesine 1970 ve 80'lerdeki gibi seyirci kalmayıp, aktif politika yapmalıdır. Son derece zor da olsa Avrupa bu anlaşmazlıkta taraflar arasında bölünmeyi göze alamaz. Putin Avrupalıları birbirine düşürmeyi amaçlıyor. Avrupa'da görüş ayrılığı çıkması Trump'ın da işine gelir. Tarih daha fazla silahın, barışı garanti altına almak yerine daha istikrarsız hale getirdiğinin örnekleriyle doludur. Nükleer çıkmazdan kurtulmanın yolu mutlaka bulunmalıdır.”
Rhein Zeitung gazetesinin yorumunda Avrupa'nın savunma gayretlerini artırması gerektiği belirtiliyor:
"Avrupalılar suçu Doğu'ya ya da Batı'ya atmak yerine güvenlik politikasındaki kış uykusundan uyanmalı ve menfaatlerine sahip çıkmalıdırlar. Bunu yaparken Trump ile Putin'in Avrupa'nın zararına anlaşabilecekleri ihtimalini de hesaba katmalıdırlar. ABD'nin koruyucu şemsiyesinin eskisi gibi sağlam olmadığı idrak edilmelidir. Avrupa'nın güvenlik kimliğine kavuşturulması her zamankinden fazla aciliyet arz etmektedir.”
DW, dpa, afp/AG, BK
© Deutsche Welle Türkçe