Moskova Devlet Üniversitesi Öğr. Üyesi Dr. Kerim Has, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Suriye'nin Kuzeybatısında bulunan Afrin'e yönelik düzenlediği Zeytin Dalı Harekâtı'na 'yeşil ışık' yakan Rusya'nın bu kararı arkasında birkaç neden yattığını söyledi. Dr. Kerim Has'a göre "ABD ve Rusya arasında PYD/YPG üzerinden yaşanan siyasi rekabet, Suriye sahasındaki güç dengeleri ve Moskova’nın şimdilik Suriye sahasında Ankara’ya ihtiyacı olması" nedenler arasında yer alıyor.
Birgün'de yer alan habere göre Dr. Kerim Has'ın üç başlıkta sıraladığı nedneler şöyle:
Birinci neden: ABD-Rusya’nın PYD/YPG rekabeti
ABD-Rusya arasında PYD/YPG üzerinden yaşanan rekabet bu nedenler arasında ilk sırada geliyor. Suriye’de savaşın sonuna doğru yaklaşıldığı ve barış sürecinin konuşulmaya başlandığı bu günlerde ister istemez bu rekabet daha da artmış durumda. Zira PYD/YPG, rejimle doğrudan bir savaş içine girmediği için Suriye’deki Kürt dosyası uzun bir süre hem Rusya hem ABD tarafından masada halledilebilecek bir konu olarak ele alınmıştı. Ancak Moskova ve Washington’ın Kürt vizyonları birbirinden ayrışıyordu. Moskova, PYD de dahil Kürtler için Suriye’de bir çeşit özerklik öngörse de Kürtlerin kontrolündeki bölgelerin yeni Suriye’de Şam yönetimine bağımlılıklarını maksimum düzeyde tutmak istiyor.
Öte yandan, ABD yönetiminin PYD/YPG kontrolündeki bölgeler için çok daha geniş bir özerklik tasavvuru söz konusu. Özellikle savunma/güvenlik politikalarında sınır güvenliği birimi kurulması gibi alınan son karar bunun bir göstergesi. Fırat’ın doğusunda PYD/YPG kontrolündeki enerji kaynakları da buna eklendiğinde Washington’ın bu planından Moskova’nın rahatsız olmaması mümkün değil. Dolayısıyla Moskova’nın Ankara’ya operasyon için yaktığı “yeşil ışık”, sadece Afrin’deki yönetimi değil, Suriye’deki bütünüyle PYD/YPG yönetimini Şam’la anlaşmaya zorlayacak bir çeşit “sopa”. Türkiye eliyle PYD/YPG’nin “terbiye edilmesi” ve Şam’la masaya oturtulmaya zorlanması, bununla beraber ABD’nin müttefiki Türkiye’yle yeni ve sert bir krizle karşı karşıya kalmamak adına bu zorlamaya göz yumması bekleniyor Moskova’da.
Öte yandan, Suriye krizinin tam anlamıyla çözülmesi için Kürt sorununun da bir şekilde hal yoluna koyulması gerektiğini düşünen Kremlin için Afrin operasyonunun PYD/YPG’yi masadan tamamen kaldırmayacak ölçüde ilerlemesi de önemli. Bu denklem ise Moskova’nın Ankara’ya yaktığı yeşil ışığın sınırlı bir coğrafya, spesifik hedefler ve belli bir takvim içerisinde Afrin operasyonunu kapsadığı anlamına gelir.
İkinci neden: Suriye sahasındaki dengeler
İkinci olarak, Suriye’de sahadaki güç dengeleri. Rusya, özellikle İdlib bölgesinde yoğunlaşan terör örgütleri ve muhalif grupların Suriye krizinin çözümünün önünde çok ciddi bir sorun olarak durduğu kanısında. Özellikle son bir aydır bölgede rejim ordusunu destekleyerek İdlib bölgesini Şam kontrolüne devretme stratejisi izliyor. İdlib’de Türkiye’nin Astana sürecinde kurmayı taahhüt ettiği ve en son sayısı 24 olarak açıklanan askeri gözlem noktalarının sadece 4’ünün şu ana kadar kurulmuş olması ve bu noktaların da daha ziyade Afrin’i baskılayan bölgelerde yer alması da Moskova’nın çatışmasızlık projesinden ziyade İdlib’in güç yoluyla alınması stratejisini gündeme alması için bahane oluşturuyor. Muhtemel ki Ankara’nın Afrin operasyonuyla bölgede Tel Rifat üzerinden açılabilecek bir koridorla İdlib’deki bu muhalif grupların Türkiye’nin kontrolündeki bölgelere nakli ve muhalifler sorununun coğrafi olarak ötelenmesi söz konusu olacak. İdlib’de kalacak El-Nusra, Tahrur eş Şam gibi terör örgütlerinin ise Halep’tekine benzer bir şekilde elimine edilmesi mümkün. Bu durumda bir anlamda Suriye’de Rus üslerine yakın bir bölge olan İdlib’in güvenliğinin Şam’ın kontrolüne geçmesi ve muhalif cihatçı grupların ise doğrudan Türkiye’nin hakimiyeti altındaki bölgelere ötelenmesi şu dönemde Moskova’nın çıkarlarına uygun düşüyor.
Üçüncü neden: Moskova’nın şimdilik Ankara’ya olan ihtiyacı
Son olarak ise Türkiye’deki siyasi iktidarın elinin kuvvet kazanmasının istenmesinin de Rusya’nın en azından şu sıralar arzu edeceği bir durum olduğunun altı çizilmeli. Zira Suriye krizinin çözümünde ve cihatçı grupların etkisiz hale getirilmesinde Ankara’ya ihtiyacı olan Moskova, son yıllarda Türkiye üzerinden bölgedeki enerji ve savunma alanındaki nüfuzunun artmasına da ciddi kafa yoruyor. Rusya’nın oldukça önem verdiği Türk Akımı projesinde Avrupa’ya gidecek ikinci hattın Türkiye’nin Karadeniz’de münhasır ekonomik bölgesinde inşasına dair verilen iznin Zeytin Dalı’ndan sadece bir gün önceye denk gelmesi tesadüf olmasa gerek. Normal zamanlarda enerji projelerinde Moskova’dan alınabilecek bir tavizin böylelikle Afrin için kullanılmış olması mümkün. Hattın Türkiye’deki kara kısmının inşası için ise verilmesi planlanan izinde daha ciddi bir taahhüdün verilmiş olması ihtimal dahilinde. Öte yandan, ABD’de devam eden Zarrab-Atilla dava süreci ve mahkemenin alabileceği yaptırım kararları, yine S-400’ler yüzünden uygulanabilecek ambargolar öncesi de Moskova Afrin’e yaktığı yeşil ışıkla Ankara’ya ABD’den gelebilecek bir baskılamaya karşı bir çeşit “ön alma hamlesi” imkanı da sunmuş olabilir. Türkiye’de başkanlık seçimleri öncesi siyasi iktidarın ülke içinde artması pek muhtemel milliyetçilik duygularıyla elini kuvvetlendirebilecek bir tabloya kavuşması da en azından kısa vadede Moskova’nın da işine gelen bir durum.