Resesyondan etkilenen ilk Euro Bölgesi üyesi İrlanda, hızla artan işsizlik ve ülkeyi terk eden işgücüne karşı çıkar yol arıyor.
Avrupa'nın
en iyi performans gösteren ekonomisiyken geçen eylül ayında Euro
Bölgesi'nin resesyona ilk giren ülkesi olan İrlanda'da 90'ların başında
yaşanan beyin göçü küresel krizle yeniden patladı. Küresel krizde sona
gelindiği umutları ile piyasaların son 6 aydır bayram yaptığı bir
dönemde İrlanda'da temmuz ayı işsizlik oranı yüzde 12,2 ile son 14
yılın en yüksek seviyesine fırladı. İşsizlikte görülen bu tedirgin
edici yükseliş ise beraberinde giderek büyüyen bir göç sorunu yaratmaya
başladı. 1990'ların başında İngiltere'nin "patates tarlası" olduğu
düşünülen ve ekonomisi tarım üzerine dayalı olan İrlanda o dönemde
verdiği göçü, 90'ların sonunda yakaladığı emlak patlaması ile geri
almıştı. Şimdi ise rekor işsizlik oranı, düşen ücretler ve azalan iş
olanakları ile İrlanda yeni bir göç dalgasının tam ucunda. İnsan
kaynakları şirketi Deloitte'un Dublin'deki direktörlerinden Mark
O'Donnel'a göre İrlandalı şirketler için potansiyel çalışan adayı olan
20 bin İrlandalı yöneticinin yüzde 10'u artık ülke dışında iş arıyor.
Oysa ki bu oran daha bir önceki seneye kadar yüzde 0 düzeyindeydi.
Uzmanlar kriz yüzünden hızlanan göçün yılda 40 bin kişiyi, yani ülke
işgücünün yüzde 2'sini bulabileceğini belirtiyor.
Öte
yandan kriz nedeniyle izlenen kantitatif gevşetme politikaları yüzünden
bütçe açığının bu yıl gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 10,75'ine
kadar çıkması bekleniyor. Hükümetin bütçe açığını kapatmak için son
dönemde harcama kesintilerinde gaza basması ise ekonomik toparlanma
için bir risk. Bu nedenle de kimilerine göre yeniden başlayan bu göç
dalgası, ülkede işsiz sayısının dolayısıyla da devlet tarafından ödenen
işsizlik maaşlarının azalması anlamına geleceği için bütçe üzerinde
olumlu bir etki bile yaratabilir.
ABD'ye iş için vize başvurusu patladı
İrlandalıların
iş bulmak için akın ettikleri ilk merkez ise İngiltere'nin başkenti
Londra. Londra'ya göç edenler arasında İrlandalı futbol oyuncuları da
var, üst düzey yöneticiler de. ABD de çekici rotalardan biri.
Dublin'deki ABD Başkonsolosluğu'nun yaptığı açıklamaya göre İrlanda
vatandaşlarının geçen yıl ABD'de kısa süreli çalışma izni için
yaptıkları başvurularda patlama görüldü. ABD'deki İrlanda göçmen
büroları ise yeni başvuruların gelmeye devam ettiğini bildiriyor.
Oysa
ki İrlanda yıllar yılı uyguladığı düşük vergi politikaları ile yabancı
doğrudan yatırımcıyı çekmiş, bu sayede özellikle ilaç sektörü merkezli
bir kalkınma sürecine girmişti. 1996-2007 yılları arasında AB
ortalamasından 3 kat daha hızlı büyüyen İrlanda bu sayede "Kelt
Kaplanı" lakabını kazanmıştı. Şimdi ise durum tam tersi. Ülke
ekonomisinin önümüzdeki sene yüzde 0,75 daralması bekleniyor. Merkez
bankasının tahminlerine göre ülkede ekonomi bu yıl sonunda yüzde 8,3
daralacak. Time dergisi geçen bahar yayınlanan bir sayısında İrlanda'ya
geniş yer vermiş, ülkenin kendi başarısının kurbanı olduğunu iddia
etmişti.
Artan
gelirler ile beraber hükümetin izlediği yanlış politikaların ülkede
krizle beraber hızla sönen bir emlak balonunun şişmesine neden olduğu
düşünülüyor. ABD'den sonra emlak sektörünün en sert çakıldığı
ülkelerden biri olan İrlanda'da zincirleme olarak inşaat sektörü de bu
durumdan olumsuz etkilenmişti. 19'uncu yüzyılın ortalarında "Patates
Kıtlığı" olarak bilinen kriz sırasında ülke nüfusunun 3'te 1'i göç
etmişti. Ülkenin 1921 yılında İngiltere'den bağımsızlığını kazanmasıyla
göç hızlanmış, 1970'lerdeki büyüme sürecine kadar sürmüştü. 1990'ların
sonunda şaha kalkan İrlanda ekonomisi, bu kez göç almaya başlamıştı.
Özellikle AB'ye yeni üyelerin katılımı sonrası İrlanda bir çok Doğu
Avrupalı'nın göç haritasında yer aldı.
Futbolcular da göç etti, sahalar oyuncusuz kaldı
Göç sorunu öyle bir noktaya geldi ki,
ülkenin geleneksel futbol sporu bile göç dalgasından darbe almaya
başladı. Öyle ki, işsizlik tavan yapıp ücretler bir türlü yükselmeyince
futbol takımları, kulüplerini ve ülkeyi terkedenler yüzünden oyuncusuz
kaldı. Ülkenin daha çok kırsal kesimlerinde oynanan ve futbol ve rugby
karışımı bir oyun olan İrlanda futbolunun merkezi olan Ballycroy adlı
kasaba 50 yıldır ilk kez 15 kişilik takım kurmak için oyuncu bulamıyor.
Ülkenin en büyük kulüplerinden Ballina'dan 2008'den bu yana tam 8
oyuncu ayrıldı. Ata sporunu yöneten Gaelic Atletizm Birliği'nin
verilerine göre ülkede 2 bin 500'den fazla futbol kulübü var. Bu
kulüplerin bir çoğu ise maddi imkansızlıklardan ötürü oyuncu transfer
edememeye ve varolan oyuncuların da paralarını ödeyememeye başladı.