Dünya
Deutsche Welle

'Radikalleşmeyi Müslümanlar önleyebilir'

Sosyal medyayı aktif biçimde kullanan İslam Devleti örgütüne karşı Amerikalı yetkililer de atağa geçti. Amaç genç Amerikalıların internet aracılığıyla radikalleşmesini önlemek.

11 Eylül 2014 12:23


ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yayınladığı caydırıcı amaçlı video her ne kadar destek görse de Heritage Vakfı’nın Dış Politika Araştırmaları Direktörü Steven Bucci "Amerikalılar ülke içerisinde propaganda konusunda çok hassas. Bu videonun ABD dışındaki kitleleri hedef aldığını düşünüyorum" dedi ancak bunun da ne kadar başarılı olacağı konusunda endişeli olduğunu ifade etti.

Bucci, esas desteğin ABD'deki Müslüman topluluklardan gelmesi gerektiğini savunuyor. "Dışişleri Bakanlığı dünyadaki Müslümanlar için çok da güvenilir bir kaynak değil. Batı’nın bir uzantısı olarak görülüyorlar. Bu tarz mesajların Müslüman topluluklardan gelmesi lazım. Bunu biz talep edemeyiz çünkü eyalet bazında imamlar bulunmamakta, öyle bir sistemimiz yok" açıklamasında bulundu.

Amerika'daki Müslümanların haklarını savunan en büyük sivil toplum kuruluşu olan Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi'nin (CAIR) Yönetim Kurulu Başkanı Nihad Awad "Kimse bizimle bağlantıya geçmedi. Biz herzamanki gibi görevimize devam ediyoruz. Buradaki toplum içerisinde radikalleşme büyük bir oranda değil. Abartılmaması gerektiğini düşünüyorum. Elbette bazı radikal faktörlerin varlığını inkar etmiyoruz ancak bu kişilerin rakamları düşük" dedi ve Amerika'daki Müslüman topluluklarda radikalleri savunan hiçbir liderin olmadığını söyledi.

İslam Devleti örgütünün bölgedeki boşluktan faydalanarak ortaya çıktığını belirten Awad, Irak ve Suriye'deki sorunların çözülmesi için bu örgüte katılmanın yanlış bir karar olduğunu ve özellikle gençlerin bunu anlaması gerektiğini belirtti.

ABD'deki Müslümanlar ılımlı

ABD'de yaşayan Müslümanları Avrupadakiler ile kıyaslayan Steven Bucci "Amerika'da çok şanslıyız çünkü buradaki Müslüman topluluklar ılımlı gruplar. Bu Avrupa'daki, özellikle de İngiltere'deki durumdan çok daha farklı. Bizim Müslüman topluluklarımız diğer Batı kültürlerine kıyasla en fazla asimile olmuş topluluklar" dedi ve bunu ABD'nin özgün yapısına bağladı.

Ancak 11 Eylül saldırılarının etkileri ABD'de hâlâ yankılanıyor. Bucci "Amerika içindeki radikalleşmeyi engelleme çabaları yerel hükümet ve yerel güvenlik güçleri tarafından yapılıyor. Bu Müslüman topluluklarıyla irtibata geçilerek yapılıyor. Ancak 11 Eylül saldırıları sonrası oluşan güvensizlik bu alanda işimizi çok zorlaştırıyor. Yetkililer bu güvensizliği ortadan kaldırmaya çalışıyor" yorumunda bulundu.

Amerikan güvenlik birimleri internet üzerinden radikalleşme sorununu yakından takip etmeye devam ediyor. Nefret içeren siteler kapatılsa dahi, bunun hemen akabinde yeni internet sitelerinin açılması yetkililer için büyük bir sorun. Gençlerin radikal gruplara katılmaması için ise, topluma entegrasyonları büyük önem taşıyor.

Nihad Awad CAIR'in hem sosyal medyada aktif olduğunu hem de Müslüman Liderlik Programı çerçevesinde gençlere ulaştıklarını söyledi. Awad, Bu tarz programlar sayesinde toplumdaki karar alıcılar ve önemli yöneticiler ile bir araya gelen gençlerin radikal gruplardan uzak durduklarını savundu.

Vatandaşlık hakları iptal edilmemeli

ABD ve Avrupa'dan İslam Devleti örgütüne katılmak için Irak ve Suriye'ye giden vatandaşların ülkelerine geri dönmek istediklerinde ne yapılacağı konusunda henüz bir fikir birliği sağlanmış değil.

Çarçamba günü Amerikan Girişimcilik Enstitüsü'nde (AEI) konuşan ABD eski Başkan Yardımcısı Dick Cheney, İslam Devleti örgütünün çok ciddi bir tehdit oluşturduğunu söyledi ve bu örgüte katılan yüz kadar Amerikalının eğer pasaportları iptal edilmez ise ABD'ye geri döneceklerini öne sürdü.

Ancak CAIR Yönetim Kurulu Başkanı Awad, "Yüz kişinin İslam Devleti'ne katıldığına dair resmi bir rapor yok. Anayasal haklarımızı korumakla birlikte, ulusal güvenliğimizi de göz önünde bulundurarak hareket etmemiz lazım" dedi.

Heritage Vakfı’ndan Bucci ise, bu kişilerin hepsinin radikalleşeceğini düşünmediğini söyledi ve "Bu kişilerin tümü İslam Devleti'ne katılmasa da Amerika'dan tahmini 100 kişiden 10'unun, Avrupa'dan da 2000'den 20'sinin, terörist saldırı taraftarı olma ihtimali var. Bu kişiler bölgede askeri yeteneklerini kanıtlamış, bir çok şey öğrenmiş, tehlikeli şahıslar olacak" dedi.

Bucci İslam Devleti örgütünün ABD'ye sıçramadan durdurulmasının şart olduğunu söyledi ve "Pentagon'daki 11 Eylül saldırılarını bizzat yaşamış biri olarak bunu ne ben yeniden yaşamak istiyorum ne de diğer vatandaşlarımızın yaşamasını istiyorum" yorumunda bulunda.

Sıra Türkiye'de

İslam Devleti örgütü sadece Irak ve Suriye için değil Türkiye de dahil olmak üzere bölgedeki ülkeler için büyük bir tehdit teşkil etmeye devam ediyor.

Bucci'ye göre Türkiye'nin oynaması gereken iki rol bulunmakta. Biri NATO şemsiyesi altındaki sorumluluğu yerine getirmesi. Diğeri ise, ulusal güvenliğini koruması. Steven Bucci ikinci noktaya değinerek "Türkiye her ne kadar eskisi kadar laik olmasa da ideolojik yönden İslam Devleti ile aynı çizgide değil. Rehineler ve İslam Devleti'ne coğrafi yakınlıktan ötürü elbette zor bir durumda. Ancak bunun aslında Türk vatandaşlarını ve de Türk hükümetini bu sorunun çözülmesine katkıda bulunması için motive etmesi lazım" dedi.

Bir sonraki hedefin Türkiye olacağını belirten Bucci "İD örgütü zaten Ürdün'ü hedef gösterdi, Lübnan'da bazı operasyonlar yaptı. Bunlardan sonra sıra Türkiye'ye gelecek. Ancak benim Türk ordusu ile deneyimimde gördüğüm, ordunun savaşmaktan ve kendini savunmaktan çekinmediğidir" yorumunda bulundu.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle