Sağlık

Prostattan utanmayın!

Türk Üroloji Derneği açıklamalarına göre her yıl sadece Avrupa’da 346 bin yeni prostat kanseri olgusu saptanıyor.

19 Eylül 2008 03:00

Türk Üroloji Derneği açıklamalarına göre her yıl sadece Avrupa’da 346 bin yeni prostat kanseri olgusu saptanıyor. Prostat kanseri gelişmiş ülkelerde en sık ya da ikinci en sık, tüm dünyada ise üçüncü en sık görülen kanser türünü oluşturuyor. Üstelik belirtiler, ancak ileri evrelerde ortaya çıkıyor ve erken tanı büyük önem taşıyor.

Yüksek kalsiyum, prostat kanseri riskini artırıyor

Prostat kanseri

15-19 Eylül 2008 tarihleri arasında tüm Avrupa’da gerçekleştirilen Üroloji Haftası kapsamında, Türkiye için de önerilen şu:

Uzman Diyetisyen Dilara Koçak Milliyet Cafe’deki köşesinde, hiçbir şikâyet söz konusu olmasa da, her erkek için risk faktörüne bağlı olarak 40 -50 yaşın üzerinde her yıl düzenli ürolog kontrolünün şart olduğunu vurguluyor.

Erken tanı çok önemli

Prostatit (prostat bezi iltihaplanması), benign prostat hiperplazisi (iyi huylu prostat büyümesi) ve prostat kanseri... Erkekler yaşlandıkça, prostatı etkileyen bu hastalıklara, yakalanma riskleri de artıyor. Bazıları sık idrara çıkma ya da çıkmakta zorlanma gibi belirtilere neden oluyor, bazıları olmuyor, fakat zamanında saptandıklarında hepsi tedavi edilebiliyor. Prostat hastalıklarında ve özellikle prostat kanserinde erken tanı büyük önem taşıyor. Erken tanı, ancak erkeklerin şikâyetlerinin ortaya çıkmasını beklemeden, yılda bir ürolojik kontrole gitmeleriyle mümkün olabiliyor. Çoğu erkekte prostat kanserinin yavaş ilerlediği ve prostat bezinin ötesine yayılana kadar, herhangi bir soruna yol açmadığı kaydedilirken, bazı erkeklerde kanserin daha hızlı geliştiği vurgulanıyor.

Türk Üroloji Derneği, prostat tümörlerine erken tanı konulması, tümörün agresiflik (saldırganlık) düzeyinin belirlenmesi ve kanserin yayılmadan önce uygun bir biçimde tedavi edilmesinin önemine dikkat çekiyor.

İyi huylu prostat büyümesi ve prostat bezi iltihaplanması da, prostat kanseri gibi yaşamsal risk yaratmamakla birlikte, yaşam kalitesini önemli ölçüde tehdit ediyor. İyi huylu prostat büyümesi, 40 yaşın üzerindekilerin birçoğunda, 80 yaşın üzerindekilerin de yüzde 90’ında görülürken, erkeklerin yüzde 35’inin yaşamlarının bir döneminde karşılaştıkları prostat bezi iltihaplanması, özellikle cinsel yaşamı olumsuz etkiliyor.

Prostat kanseri ve beslenme

Mümkün oldukça taze ve organik yiyecekler yiyin.
Günlük beslenmenize greyfurt ekleyin( ancak kan sulandırıcı ilaç kullanıyorsanız önce beslenme uzmanı ile görüşmeniz uygun olur)

Düzenli olarak bakliyat yiyin.

Her gün taze sebze yiyin, özellikle kök ailesi sebzelerinden (brokoli, karnabahar, lahana, karalahana, Brüksel lahanası, pancar vs). Günde 4 porsiyon sebze yiyen erkeklerin prostat kanseri olma riski günde 2 porsiyondan az yiyen erkeklerin neredeyse yarısı.
Hayvansal gıda tüketiminizi, özellikle hayvansal yağ, süt ürünleri ve kırmızı et tüketiminizi azaltın. Kırmızı et yerine balık ve tavuk yiyin.

Beslenmenize avokado, yeşil çay, pancar ekleyin.
Sıklıkla domates ürünleri yiyin (likopen için mükemmel bir kaynak)
Tam tahıllı pirinç, makarna, ekmek ve kepekli kraker yiyin (haftada birkaç kez pirinç, makarna gibi tam tahılları domates sosu, zeytinyağı, sarımsak, soğan, baharat ve tofuyla birlikte yiyin)
Gereklİ yağlar, selenyum, çinko, E vitamini, besinsel lif ve fitosterol için düzenli olarak kabuklu yemiş ve tohum yiyin, özellikle keten tohumu tercih edin.

Tatlı olarak taze veya kurutulmuş meyve yiyin.
Her gün baharat kullanın, özellikle biberiye, zencefil, sarımsak, zerdeçal, fesleğen, adaçayı, kekik, köri baharatı. Taze zencefil, havuç, greyfurt ve pancarın taze olarak suyunu sıkıp günlük 1 bardak için brokoli ve domates suyu da eklenebilir.
Gerekli durumda tercih olarak en fazla iki kadeh kırmızı şarap için.

Yiyecekleri saklarken veya pişirirken alüminyum folyo kullanmak ne kadar güvenli?

Alzheimer hastalarının beyinlerinde bulunan alüminyum miktarı, bu hastalığa sahip olmayan bireyler göre daha fazla ölçüldüğünden alüminyumdan yapılan yemek pişirme aletleri (tava, tencere vb.) hep endişe yaratıyor. Alzheimer hastalığının ilerleme sürecinde beyinde fazla miktarda alüminyum depo edilmektedir.

Ancak Alzheimer hastalığının sebebi alüminyum içeren pişirme aletleri veya aliminyum folyo kullanımının fazla olmasıdır diyemeyiz. Alüminyumlu maddeler maalesef hayatımıza çok fazla girmiştir. Marketlerde bulunan aletlerin yarısından fazlası alüminyumdan yapılmıştır. Çünkü alüminyum ısıyı iyi iletir ve sıklıkla yapışmaz tava ve kapların yapımında kullanılır. Bu yüzden aşırı kullanımdan kaçınmak da fayda vardır. Özellikle yüksek asit içerikli ve tuzlu besinlerin birlikte kullanımı alüminyum için riski artırır.

Domates sosu veya turunçgil meyveleri gibi yiyecekleri uzun süreli pişirme alüminyumun emilmesine neden olabilir. Alüminyum folyo kısa süreli pişirme ve saklama için kullanılabilir ancak uzun süre ve çok sık kullanımdan kaçınılması tedbir açısından uygundur.

Peki alüminyum aletlerle yemek pişirmek tehlikeli mi?

Şu bir gerçek ki, bu tarz alüminyum tavalardan ne kadar alüminyum salındığı, ne kadarının yiyeceğe geçtiği tam olarak bilinmemektedir. Alüminyum tavalarda pişirilen yiyeceklerde alüminyum bulunma oranı yiyeceklerin, ilaçların ve bazı deodorantların bileşiminde bulunan alüminyumdan daha düşüktür. Burada önemli olan aletlerin yüzeyinin hasarsız çiziksiz vb olmasıdır.