Eğitim

Prof. Ortaylı: Eğitimciler renksiz, kitaplar sıkıcı; öğrenciler liseden saptırılmış bir şekilde geliyorlar

"İyi öğretmen yetiştirmek için Fransa’da bugün de takip edilen yöntemi yerleştirmek lazım"

22 Şubat 2017 11:37

Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlber Ortaylı, hem tarih eğitimi hem de eğitim sisteminin genelindeki sorunları değerlendirdi. "Sistematik düşünemeyen, renkli üslubu olmayan bir eğitimci kitlesi var. Dünyanın her yanında ders kitapları sıkıcı olabilir ama üslup bakımından bizimkisi kadar fakir olanı çok az" diyerek eğitimcilere ve kitaplara değinen Prof. Ortaylı, liseden gelen öğrenciler hakkında "Yeterli donanımı bırak, saptırılmış bir şekilde geliyorlar. Kronoloji nedir, senkronizasyon nasıl yapılır, tarihte belgelerin önemi nedir, tarih nasıl yapılır öğretilmemiş. Bunlar olmadığı zaman çocuk donanımsız geliyor üniversiteye" görüşünü savundu.

İlber Ortaylı: Türk tarihçileri hukuki belgeleri okuyacak kültüre sahip değil

İlber Ortaylı'nın Hürriyet'ten Yenal Bilici'ye verdiği söyleşi şöyle: 

Okullarımızdaki tarih eğitimini nasıl buluyorsunuz?

Bir nesilden diğerine, tarih derslerinin müfredatı değişiyor. Bunlar zamana ve zemine uyan, araştırmaların getirdiği yenilikleri takip eden zaruri değişimler değil. Bizim nesil ortaokulda eskiçağ ve ortaçağ tarihi; Bizans, Yunan-Roma, Osmanlı tarihi öğrendi. Lisede de bunların daha da gelişkin bir versiyonunu öğrendik. Sonra bunun yerine ‘milli’ tarih eğitimi başladı. 30-40 yıllık bir süreçten bahsediyorum. Ama şu unutuldu: Türkler olmadan Avrupa ve dünya tarihini anlamak mümkün değil. Bizi de dünyasız anlamak mümkün değil. Bir başka sorun da şu: Tarih kitaplarımızda kullanılan üslup mukayeseli bir eğitime imkân vermiyor. Dünyanın her yanında ders kitapları sıkıcı olabilir ama üslup bakımından bizimkisi kadar fakir olanı çok az.

"Eğitimciler renksiz"

Peki tarih eğitimi dışında genel olarak eğitim sistemimizde sorunlar görüyor musunuz?

Maalesef. Sistematik düşünemeyen, renkli üslubu olmayan bir eğitimci kitlesi var. Matematik ders kitapları bile rast gele bir şekilde yabancı kitaplardan derlenmiş. Matematiğin millisi olmaz elbette ama müfredatın iyi takip edilmediği açık. Talebeye aşırı ders yükleyen, matematikte, geometride düşünmeyi, temel kavramları yeterince öğretmeden doğrudan problem çözmeye sevk eden bir sistem bu.

Üniversitede karşınıza gelen öğrencileri, liseden yeterli donanımla çıkmış buluyor musunuz?

Hayır, katiyen bulamıyorum. Yeterli donanımı bırak, saptırılmış bir şekilde geliyorlar. Kronoloji nedir, senkronizasyon nasıl yapılır, tarihte belgelerin önemi nedir, tarih nasıl yapılır öğretilmemiş. Bunlar olmadığı zaman çocuk donanımsız geliyor üniversiteye.

"Lise profesörü gibi öpretmen"

Pekİ ne yapılabilir? Hem tarih eğitimi hem de genel olarak eğitim sistemi açısından soruyorum.

Liselerdeki tarih öğretmenlerini adamakıllı yetiştirmek gerekir; lisan öğrenmeyen tarih öğretmenlerini de mesleğe almamak gerekir. İyi öğretmen yetiştirmek için Fransa’da bugün de takip edilen yöntemi yerleştirmek lazım. Fransızlar felsefe, tarih, matematikte hususi imtihan açar; lise profesörü diye bir unvan vardır. Orada efsane lise profesörleri yetişmiştir. Bizim de seçkin öğretmenler yetiştirmemiz lazım.