Gündem

Prof. DR. Taner Akçam: AİHM'in 301 kararını Cemil Çiçek’e armağan ettim

Prof. DR. Taner Akçam, “ Cemil Çiçek, Hrant Dink cinayeti olmak üzere Türkiye’nin aydın ve entelektüellerine...

28 Ekim 2011 03:00

T24 - Prof. DR. Taner Akçam, “ Cemil Çiçek, Hrant Dink cinayeti olmak üzere Türkiye’nin aydın ve entelektüellerine karşı kampanyalarına gerekli manevi desteği vermekten geri kalmamıştı, bu onun özür borcudur, o nedenle AİHM'in 301 kararını Cemil Çiçek’e armağan ettim” dedi.

A Haber’de Bi Sormak Lazım programının yayınına katılan Prof. DR. Taner Akçam, AİHM’in 301. Madde hakkında verdiği karar hakkında konuşmadan önce Van’daki deprem nedeniyle üzüntülerini dile getirdi ve deprem sonrası ırkçı nefret söylemleri içinde olanlara karşılık MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin sözleri için “ vatandaş olarak bildirmek isterim son derece sağduyulu çağrıda bulundular” dedi.  

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Profesör Akçam’ın başvurusuyla açılan davada,i 2008 yılında madde üzerinde yapılan değişiklik yeterli değildir ve ifade özgürlüğü önünde engeldir sonucuna ulaşan kararını A Haber’de Selin Ongun’a değerlendiren Akçam, kararı Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e hediye ettiğini söyledi ve “Kendisi şu an Meclis başkanı, zannediyorum artık bu katil maddenin TCK’dan kaldırılması için gerekli inisiyatifi gösterir, başta Hrant Dink cinayeti olmak üzere Türkiye’nin aydın ve entelektüellerine karşı bu tür kampanyalarına karşı gerekli manevi desteği vermekten geri kalmamıştı, bu onun özür borcudur, o nedenle Cemil Çiçek’e armağan ettim. Bir kanununuz var, bu kanununuzu işletmiyorsunuz. Adalet Bakanı kendisi önümde rakamlar var 2008- 2009 arasında 1000 başvurudan 77’sine Türklüğe hakaretten dava açılması için müsaade etmiş. Böyle miş gibi davranarak kanun yapılmaz. Bu miş gibilikten vazgeçeriz. Kürt meselesinde de yıllardır miş gibi yapmakla meşgulüz. Bir an önce parlamentoda gerekli adım atılmalı. 301 maddesini, nefret ve kin kampanyasına hizmet eden bu maddenin Meclis’te ele alınmasını istiyorum. Türkiye’de hala insanların tarih konusunda konuşmayı bir suç kategorisinde görmesidir.  Ben mahkemeye başvurumda kullandığım belgelerden biri 2008’deki Adalet Bakanlığı’nın açıklamasıdır, açıkça bizim devlete hakaret eden insanlar olduğumuz ve bu nedenle maddenin işletilmesi gerektiğinin ifadesidir. 1915’te 1 milyon kişinin imha edilmesine dair konuşmanın suç olmadığını öğrenmemiz gerekiyor. Bu fikir özgürlüğü içinde olduğunu konuşabilir hale gelmemiz gerekiyor” dedi.