Prof. Dr. Celal Şengör, Sözcü yazarı ve gazeteci Uğur Dündar'a beklenen büyük İstanbul depremiyle ilgili bir mektup gönderdi. İstanbul'da yaşanan 5.8 büyüklüğündeki deprem sonrasında tartışmaya açılan toplanma alanlarına ilişkin verilen rakamların gerçeği yansıtmadığını söyleyen Şengör, "Deprem geldiği zaman hiçbirimizi affetmeyecek!" dedi.
Esenler Belediye Başkanı ve İBB Meclisi AKP Grubu Başkanvekili Tevfik Göksu'nun katıldığı televizyon programındaki, "Son depremden alnımızın akıyla çıktık" sözlerini eleştiren Şengör, "Acaba, yıkılan binaları, taşınan fakülteleri, kesilen telefon muhaberesini Tevfik Bey hiçbir yerde okumamış, hiçbir televizyonda seyretmemiş mi?" dedi. Göksu'nun derdinin İmamoğlu'na yüklenmek olduğunu ifade eden Şengör, "El insaf!" dedi.
Depremden sonra en büyük tehlikenin yangın olduğunu belirten Şengör, şu soruları yöneltti:
İstanbul'un yıkılmış daracık sokaklarına itfaiye nasıl girecek?
İtfaiyenin kendisi yıkılırsa ne olacak?
Acaba havadan yangın söndürme imkanları düşünülüp planlandı mı?
Şehirde havadan söndürme ile ormanda havadan söndürme çok farklıdır. Gerekli uçan vasıtalar temin edilmiş, uçucu personele gerekli eğitim verilmiş midir?
Bu 16 milyonluk şehrin yiyeceği, içeceği nasıl temin edilecek? Sahra fırınları veya yüzen fırınlar düşünülmüş müdür?
İstanbul'a depremden sonra büyük ölçekli yardımın en kolay yapılabileceği yol, deniz yoludur. Bunun için müteharrik (yer değiştiren, hareket eden) iskeleler planlanıp yapılmış mıdır?
Yapılmışsa bunlar nerededir?
Hastanelerimizin başına 5,8'le gelenleri gördük (Tevfik Bey galiba bunlardan haberdar değil); 7,6 gelirse, onların yerine sahra hastaneleri ve/veya yüzer hastaneler planlandı mı? Planlandı ise bunlar nerededir?
Emniyetten ne haber? Yağma olacağı kesin. Buna tedbir olarak neler düşünüldü? İstanbul'daki emniyet mensupları bir yandan olağanüstü özveriyle çalışırken, diğer yandan ve haklı olarak kendi çoluk çocuklarının derdine düşecekler. Onları takviye edecek kuvvet nereden gelecek? Bu kuvvet İstanbul için eğitilmiş midir?
Yıkılan kültürel varlıklarımızı kim, hangi parayla onaracak? Bunun bir planı var mı?
"Deprem onlardan oy falan istemeyecek!"
Olası Marmara depremine ilişkin hazırlıkların yetersizliğini sorularla ortaya seren Şengör, "Görebildiğim kadarıyla İstanbul'un sorunu, depremden ziyade didişen politikacılardır. Gerek Fuat Oktay Bey'in beyanı, gerekse de Tevfik Göksu Bey'in televizyonda söyledikleri, beni çok büyük bir karamsarlığa itti. Her ikisi de bilsinler ki, deprem onlardan oy falan istemeyecek! Onların fikrini de almayacak veya ne muhteşem tedbirler aldılar onu sormayacak. Deprem gelip vurduğu zaman, ne kadar hazır olduğumuz ortaya çıkacak.
"İnsanlar aldatılabilir, ama tabiat asla aldatılamaz"
İnsanlar aldatılabilir, ama tabiat asla aldatılamaz. Bunu işletmeci Fuat Bey ne kadar bilebilir bilmiyorum, ama Tevfik Bey'in en azından lisansı harita mühendisliğidir. Tabiatı biraz olsun tanır diye düşünmüştüm. Sonraki sosyoloji merakı ve İslamcı politik yaşamı sanırım haritacıyı silmiş!.." ifadelerini kullandı.
*Uğur Dündar'ın Sözcü'de yer alan yazısı için tıklayın.