T24- Bir arkadaşı "Ponpon kızlar olayı beni çok irrite etti şekerim" demiş yazarımıza; basketbol maçını izlemeye Başbakan Tayyip Erdoğan geleceği için etekleri belinde kızlardan oluşan teşvik grubunun sahneye çıkartılmamasıymış arkadaşının tepesini attıran...
Yazarımız, orduyla ve yargıyla didişmekten Kürt ve Alevi sorununa, bölünme korkusundan aşırı zenginleşmeye kadar bir dizi sebep sıraladıktan sonra, yazısının başlığındaki soruya bizi yönlendiriyor: "Neden herkes bir bir 'Hayır'a dönüyor..."
Lokantalarda, taksilerde, otellerde, hastanede karşılaştıkları 'Hayır' oyu vereceklerini açıklamış da yazarımıza...
Vay be... Yazarlık günah itirafı mesleğine dönüşmüş demek ki... Doğan Grubu yazarları için, bu, yeni bir görev alanı olmalı. Olmalı, çünkü yukarıda alıntıladığım yazının birçok benzeri yer alıyor grup gazetelerinde. Okuduğunuzda, 'Hayır' oylarının tavana vuracağını hissediyorsunuz. Baksanıza, "Taraf okurları bile" dediğine göre, bütün Türkiye, şu veya bu sebepten, 'Hayır' oyu kullanmaya karar vermişe benziyor.
Sayelerinde...
CHP'nin Kemal Kılıçdaroğlu'nun acemilikleri yüzünden bıraktığı boşluğu kapatmak Grup gazeteleri ile TV kanallarına düştüğü için kendilerini kampanyanın bir parçası olarak görmeleri doğal... Sonucunu da hayırlısıyla alacak gibiler. Ponpon kızlara getirilen engellemeye kızanlar, orduyla didişmeye, yargıyla takışmaya öfkelenenler "Benim de oyum 'Hayır' olacak" diyorlarsa şimdiden sevinebilirler bile...
Peki de, Doğan Grubu'nun Tarhan Erdem'in kurucusu olduğu Konda şirketine ısmarlayıp geleneksel olarak sandık gününden 72 saat önce Radikal gazetesinde manşet yapılan 'anket' neden bu yıl yayımlanmadı? Dün yazı günü olmasına rağmen Tarhan Erdem'in Radikal'deki sütunu neden boştu?
Hayrola?
Gruba mensup yazarlar son savletleriyle 'Hayır' cephesine omuz verirken, patronlarının parasıyla yapılmış araştırmanın farklı şeyler söylüyor olmasının bu sessizlikte rolü var mıdır dersiniz?
Konda şirketi son araştırmasını dün kendi internet sitesinde yayımladı. 4-5 Eylül tarihlerinde 38 il, 120 ilçe ve 34'ü köy olmak üzere 154 köy ve mahallede 2767 denekle konuşularak ortaya çıkmış bir tablo söz konusu. Bu tabloya göre 12 Eylül'de sandığa yansıması muhtemel sonuç şu: 'Evet' oyu vereceğini söyleyenler yüzde 56.8; 'Hayır' oylarının yekünu yüzde 43.2...
Aaaa?
Sonuç, aynı şirketin Haziran (53.3; 46.7), Temmuz (53.8; 46.2) ve Ağustos (54; 46) aylarında yaptığı önceki araştırmalarıyla tutarlı olduğu kadar, Genar (53.8; 46.2) ve Karma (53.63; 46.37) şirketlerinin son bulgularına da yakınlık arzediyor.
'Evet' oyları önde mi gidiyor, şahsen bilemiyorum. Sokakta, gittiğim lokantalarda, bindiğim taksilerde edindiğim izlenim sonucun o yönde çıkacağını gösteriyor; fakat bir-iki kişiden aldığım izlenimle nasıl emin olabilirim?
Hep bilinen bir gerçeği yeniden hatırlamanın zamanı: Grup 2002 yılından beri türdeş bir davranış sergileyip geldi bugüne kadar. İlk seçime gayretleriyle dizayn edilmiş bir politik ortamda gidileceğine kendilerini inandırdılar; ellerine-ayaklarına dolaştı herşey... 3 Kasım 2002'de yapılan seçimden CHP-MHP koalisyonu çıkmasını bekliyorlardı; MHP baraja takıldı, Ak Parti tek başına iktidar oldu. 22 Temmuz 2007'de aynı hayali kurdular; Ak Parti oyları yüzde 47'e ulaştı.
Şimdi de sandıktan 'Hayır' çıkması için bütün güçleriyle bastırıyorlar; kendilerinin, gruplarının, patronlarının itibarını riske atarak... Bekledikleri, Ak Parti'nin önce halkoylamasında teklemesi, ardından da ilk seçimde iktidarı CHP ile MHP'ye bırakması...
Ne dersiniz, bu defa başarılı olabilirler mi?
Fehmi Koru - Yeni Şafak Gazetesi ( 'Ponpon kızlara öfkelenenler 'Hayır' derse...' başlıklı 10 Eylül 2010 tarihli yazısı)