Gündem

PKK tek güç haline gelmek için kimleri infaz etti?

Ala Rizgari'nin kurucusu İbrahim Güçlü: PKK, 12 Eylül darbe ortamını hazırladı.

18 Şubat 2012 20:26


T24 - Doğu ve Güneydoğu'da JİTEM gibi karanlık güçlerin işlediği faili meçhul cinayetlerin yanı sıra PKK'nın iç infazları da araştırılıyor.

Diyarbakır Özel Yetkili Savcısı Osman Coşkun, soruşturma kapsamında Kürt örgütlerinden Ala Rizgari'nin kurucusu İbrahim Güçlü'nün bilgisine başvurdu.

İsmail Avcı'nın Zaman gazetesinde yer alan haberine göre; Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması yaptıktan sonra savcıya bildiklerini anlatan Güçlü, yıllardır Kürt katliamları ile ilgili yazılar yazdığını ve bu konunun açığa çıkması için gayret gösterdiğini söyledi. Daha önce Kemal Burkay'la birlikte PKK'nın infazlarıyla ilgili Meclis Alt Komisyonu'na bilgi verdiğini belirten Güçlü, özel yetkili savcılığa da gerekli bilgileri aktardığını ifade etti. Sürecin sağlıklı işlemesi için çaba göstereceğini belirten Güçlü, infazların 1974 yılından sonra devlet-PKK eliyle birkaç platformda gerçekleştirildiğini ifade etti ve bunları dört kategoride özetledi.

Güçlü, şunları dile getirdi: "Birinci aşama; Kürdistanlı siyasî örgütlerin liderlerine, kadrolarına ve üyelerine yönelik yapılan infazlardır. İkinci aşama; PKK bünyesinde muhalif olarak tanınan, aslında devletin Kürt hareketini içeriden kuşatma ve hedefinden uzaklaştırma konseptine karşı duran Kürt yurtseverlerin infazlarıdır. Bu öldürmeler Öcalan'ın ifadesiyle 15 bin civarındadır. Üçüncü aşama; Kürt kanaat önderlerinin yönetici ve egemen sınıfın temsilcisi kesimlerin, sıradan halktan insanların 'hainlik' ve 'muhbirlik' gerekçesiyle öldürülmeleri ve infazlarıdır. Dördüncü aşama ise Kürdistan'da örgütlenmek isteyen Türk sosyalist ve komünist örgütlerin yöneticileri ve üyelerinin öldürülmesi ve infaz edilmeleridir." Bu ölüm olaylarının infaz olmaktan çıktığını, Kürt katliamına dönüştüğünün altını çizen Güçlü, PKK'nın daha grup düzeyinde bir örgüt veya bir toplumsal güç değilken Kürtleri öldürmeye başlamasının tek lider ve tek parti egemenliğinin temeli olduğunu kaydetti.

Devlet-PKK-Hizbullah'ın Kürt katliamı ile ilgili Kemal Burkay ile birlikte Meclis'te açıklamalar yaptıktan sonra PKK'nın kendilerine saldırmaya başladığını dile getiren Güçlü, bu saldırıların sosyal medya üzerinden de devam ettiğini kaydetti. Güçlü, sözlerine şöyle devam etti: "PKK ve taraftarlarının bu saldırıları PKK'ya dair gerçeklerin gizlenmesi içindir. Talep edilen Hakikatleri Araştırma Komisyonu balonunun patlamış olması alternatif bir Kürt hareketinin ve örgütlenmesinin ortaya çıkmasının engellenmesi çabasıdır."

BDP Milletvekili Şerafettin Elçi'nin düne kadar PKK'yı bir devlet projesi olarak gördüğünü belirten Güçlü, Elçi'nin PKK'nın hain ve işbirlikçi Kürtleri öldürdüğünü de kabul ettiğini kaydetti. Güçlü, "Elçi bunu meşru görerek suça ortak oluyor. Elçi'nin bu gönüllü tetikçiliğinin nedeni, Öcalan'ın özel kontenjanından milletvekili olması ve buna karşılık diyet borcunu ödeme refleksidir." dedi.

 

PKK, 12 Eylül darbe ortamını hazırladı

 

İbrahim Güçlü, özel yetkili savcıya 35 sayfalık ifadesini teslim etti. PKK'dan önceki Kürt örgütlerinden 12 Eylül dönemine, Kürt siyasetçilerin öldürülmesinden PKK'nın nasıl tek güç haline getirildiğine kadar detayları anlatan Güçlü'nün ifadesinden bazı bölümler şöyle:

 

PKK, kendi dışındaki bütün yapıları düşman ilan etti:

 

PKK, kendi dışındaki tüm Kürdistanlı örgütleri gayrimeşru ve düşman ilân etti. Kendi içinde ortaya çıkan ve çıkacak muhalefeti işbirlikçi, hain, ajan olarak tanımladı. Kendisine taraf olmayan tüm toplumsal kesimleri, özellikle de toplumun üst, egemen, yönetici sınıflarını düşman kabul etti.

 

PKK'nın kurucularının büyük kısmı Türk:

 

PKK'nın öncüsü konumunda olan Öcalan ve diğer grup-parti kurucuları, 1960 sonrası gelişen Kürt ulusal hareketinin hiçbir örgütsel, fikirsel platformuyla ilişkili değildi. PKK'nın kurucularının önemli bir kesimi de Türklerden oluşmuştu. Böyle bir oluşumun kendisi dikkat çekici, endişe verici durumdaydı. Ulusal kurtuluş hareketlerinin parametreleri, gelenekleri, kültürüyle de bağdaşır bir yanı yoktu. Böyle bir yapılanma Kürt oluşumundan ziyade, yabancı bir oluşumun parametre ve verilerini sunar durumdaydı. PKK, taraftarları eliyle, faşistlerin uygulamalarına denk düşen bir zihniyetle, gittikleri her yerde korku yaydılar.

 

PKK, bütün Kürt örgütlerini yok etti:

 

PKK strateji gereği, bütün Kürt örgütlerine eşzamanlı olarak saldırdı. Öncelikle saldırdığı Kürt örgütlerinden biri Kawa oldu. Kawa'nın liderlerinden Ferit Uzun'u 22 Kasım 1978'de Siverek'te katlettiler.

 

PKK, 12 Eylül'ün darbe ortamını hazırlandı ve yargılanmadı:

 

Devlet desteğiyle PKK'nın sürdürdüğü silahlı çatışma ve iç savaş stratejisi, 12 Eylül askerî diktatörlüğün hazırlanmasında tek neden olmazsa da, bir neden oldu. 12 Eylül 1980 darbesinden önce PKK'nın Kürdistan'da Kürt örgütleriyle ve halk güçleriyle yarattığı çatışma, onlara karşı sürdürdüğü iç savaş, büyük bir can güvenliği sorunu ortaya çıkarmıştı. 12 Eylül'de asker açıkça yönetime müdahale edip yönetimi ele aldığı zaman, bu çatışmaların son bulması, halkı, istemeyerek de olsa 12 Eylül askerî darbesini destekler duruma getirdi. Kürt halkının kendi cellatlarının açık yönetime el koymasından memnuniyet duyması olağan bir şey olabilir mi? Bu memnuniyet, PKK'nın yarattığı çaresizliğin ürünüydü.