Gündem

Pehlivan: Darbe karşıtı gazeteciyim

Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, ''Darbeye teşvik eden faaliyetlerde bulunduğu'' iddiasının saçma olduğunu belirterek, ''Bunu hakaret kabul ediyorum'' dedi.

04 Ocak 2012 02:00

 

 T24- ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalar sonrasında gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın'ın da aralarında bulunduğu 12'si tutuklu 14 sanık hakkında açılan davanın 7. duruşması savunmalarla devam etti. Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, ''Darbeye teşvik eden faaliyetlerde bulunduğu'' iddiasının saçma olduğunu belirterek, ''Bunu hakaret kabul ediyorum'' dedi.


İstanbul Adalet Sarayı'ndaki özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Prof. Dr. Yalçın Küçük, eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Soner Yalçın, Şükrü Doğan Yurdakul, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Muhammet Sait Çakır, Coşkun Musluk, Müyesser Uğur ile tutuksuz sanık İklim Ayfer Kaleli katıldı. Diğer tutuksuz sanık Ahmet Mümtaz İdil ise sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya gelmedi.
Davanın tutuklu sanıklarından Kaşif Kozinoğlu ise cezaevinde rahatsızlanarak 12 Kasım'da hayatını kaybetmişti.


Duruşmada savunma yapan Odatv adlı internet sitesinin haber müdürü Barış Terkoğlu'nun avukatlarından Serkan Günel, sanıklar hakkındaki suçlamaların örgüt değil, gazetecilik faaliyeti olduğunu öne sürerek, ''İddianamede örgüt üyeliğiyle suçlanıyorlar. Henüz örgütün varlığı bile belli değil. Belli olmayan bir örgüte üyelikten tutuklu yargılama yapılamaz. Ayrıca iddianamede sanıkların cebir ve şiddet içeren bir eylemleri veya teşebbüsü yer almıyor. O zaman sormak istiyorum. Yargılama neden özel yetkili mahkemede yapılıyor?'' dedi.


Dijital verilerin korsanlık ürünü olduğunun üniversiteden alınan bilirkişi raporlarıyla tespit edildiğini savunan Günel, müvekkilinin tahliyesini talep etti.


Günel ayrıca, iddianamede özel hayatın gizliliğine dikkat edildiğini, ancak iddianamenin ek klasörlerinde özel hayatla ilgili her şeyin yazıldığını söyledi.
Terkoğlu'nun diğer avukatı Celal Ülgen de iddianamede ''Odatv'nin kara propaganda yaptığının'' iddia edildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:


''Kara propaganda sinsice ve kurnazca yapılır. Odatv, neyi sinsice ve kurnazca yapmıştır? Odatv'de iftira, fitne ve sinsilik yoktur. Odatv, yayın hayatına girdikten sonra büyük bir hız ve ivme yapmıştır. Odatv, gazetecilik evrenimizde hep bir örnektir. Sadece tıklama ile okunan yayın organıdır. Odatv'nin kara propaganda yaptığı iddiası iftira ve yalandır.''
Duruşmaya, tutuklu sanık Barış Pehlivan'ın savunmasıyla devam ediyor.
Bu arada, CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner de duruşmayı izleyenler arasında yer aldı.


Çağlayan'daki İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan Odatv adlı internet sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, bir gazeteci olarak bu davada sanık sandalyesinde olmaktan ülkesi adına utanç, kendi adına ise onur duyduğunu söyledi.
Gerçek gazetecilik yapmanın bu topraklardaki bedellerinden birinin hapse girmek olduğunu savunan Pehlivan, düşünceden, fikir hürriyetinden, yazıdan, kalemden, kağıttan korkan, ona öcü muamelesi yapan, yetmeyip terör faaliyeti yaftasını yapıştıran bir ülkenin vatandaşı olduğunu dile getirdi.


Tutkuyla bağlandığı gazeteciliği yaptığı için hapse atıldığını ifade eden Pehlivan, ''Sadece kendim için değil, bu topraklarda yaşayan herkes için hapiste olduğumu biliyorum. Çünkü bir gazetecinin kaleminin elinden alınması, onu hapse atmak sadece kendisini değil, gerçekleri öğrenme hakkı olan her vatandaşı ilgilendirir. Ben halkın gerçekleri bilmesinin engellenmesi amacıyla susturulmak istendim, bu yüzden dört duvar arasına atıldım'' diye konuştu.


Pehlivan, 2005 yılında tutuklu sanıklardan Soner Yalçın'la birlikte çalışmaya başladığını, Türkiye'nin yakın tarihine yansıyan olayları tanıklarıyla ekrana getiren ''Oradaydım'' adlı belgesel programını, 2010 yılına kadar Yalçın ile birlikte hazırladığını belirterek, Türkiye tarihinden yüzlerce olayla ilgili birebir yaşayanlarla röportaj yaptığını, o belgesellerde 27 Mayıs'ı, 12 Mart'ı, 12 Eylül'ü, 28 Şubat'ı, yani askeri darbeleri tanıklarıyla televizyona taşıdığını anlattı.


'Darbe karşıtı gazeteciyim'


Darbe karşıtı bir gazeteci olduğunu ifade eden Pehlivan, ''İddianamede benimle ilgili, 'darbeye teşvik eden faaliyetlerde bulunduğum' gibi saçma bir iddia var. Bunu hakaret kabul ediyorum'' diye konuştu. Belgesellerinin çoğunun darbe karşıtı olduğunu dile getiren Pehlivan, ''Polisler Odatv'ye baskın yaptığında Oradaydım Belgeseli'nin kasetlerine de el koydular. Benim nasıl bir gazeteci olduğum o belgesellerde net olarak görünüyor. Anlattığım bölümlerin hepsi darbe karşıtı belgesellerdi. Polisler, savcılık makamı izleseydi elindeki kasetleri, hem benim darbe karşıtı bir gazeteci olduğumu hem de darbeler tarihini öğrenebilirlerdi. Ama belli ki ya izlememişler ya da görmezden gelmişler'' şeklinde konuştu.


Gazetecilik sicilinin belli olduğunu belirten Pehlivan, yaptığı belgesellerin bugün bir bir başına geldiğini, sadece aktörlerin ve işin şeklinin biraz değiştiğini, o günden bugüne değişmeyen düşüncenin, yazının, kitabın hala ''suç delili'' olarak karşılarına çıktığını kaydetti.


'Yaptığım haberler suç olarak gösterilmiş'


Tutuklu sanık Pehlivan, daha sonra şunları söyledi:
''3 yılı aşkın zamandır Odatv'nin genel yayın yönetmeniyim. Odatv'de yaptığımız on binlerce haberden yolsuzluk haberleri, Meclisteki milletvekillerinin demeçleri, ekonomi analizleri, hatta şehit haberleri bu iddianamede suç olarak gösterilmiştir. Bir haberin tartışılacak yanı doğru olup olmadığıdır. Kaldı ki bu tartışma sözde bir terör örgütü davasının konusu olamaz. Savcılık makamı kendisini sanki gazetecilik ödülü veren bir jüri yerine koymuş, haberlerimizle ilgili asılsız yorumlarda bulunmuştur. Bizim habercilik anlayışımızda, kimseye beğendirme gibi bir kriterimiz yoktur. Dediğim gibi önemli olan haber içeriğinin doğruluğudur. Savcılığın 'suç delili' diye koyduğu haberlerimizin içerikleri doğrudur. Odatv'de haber yaparken, her gazeteci gibi haber kaynaklarımızla konuşur, manşetine kadar kendi aramızda tartışır, en yalın, en etkileyici biçimde nasıl kamuoyuna sunacağımıza karar veririz.''


Odatv'deki mesai arkadaşlarıyla yaptığı telefon görüşmelerinin ek klasörlerde olduğunu, orada da görülebileceği gibi herkesin her haberle ilgili aynı görüşte olmadığını, beyin fırtınası yaptıklarını, birbirlerini eleştirdiklerini ifade eden Pehlivan, ''Bu durum, ek klasörlere konan görüşmelerde görülüyorken, bizlerin 'örgütsel talimatla' haber yaptığımızı söylemek en hafif deyimiyle gülünçtür. Bizim genel kültürümüze, yaşam tarzımıza, zekamıza, gazeteciliğin kendisine hakarettir'' şeklinde konuştu.


-''Gazeteciyim, herkesle görüşürüm''-


Tutuklu sanıklardan Yalçın Küçük'ten ''örgütsel talimat'' alıp Odatv'de haberler yaptığı iddiasının asılsız olduğunu belirten Pehlivan, ''Yalçın Küçük benim haber kaynaklarımdan biridir. Gündemdeki konularla ilgili görüşlerine başvurduğum onlarca isim arasındadır'' dedi.
Küçük'ün ''terör örgütü yöneticisi'' olduğu varsayımının kanıtlanmamış bir iddia olduğunu belirten Pehlivan, şunları kaydetti:
''Benim kendisiyle görüşmem örgüt ilişkisi olarak gösterilmektedir. Savcılık makamı, iddianameyi hazırlarken bir basın savcısından görüş alsaydı, gazetecilerin nasıl çalıştıkları konusunda bir fikir sahibi olabilirdi. Ben gazeteciyim. Herkesle görüşürüm. Görüştüğüm kişiden de adli sicil kaydı almam. Önemli olan kafamdaki soruları sorabilmem ve yanıtlarını alabilmemdir. Örneğin, Adalet Bakanlığı izin verse İmralı'daki Öcalan ile de röportaj yaparım. Röportaj yapmam beni terör örgütü yapmaz. Başbakan'la da görüşürüm, ana muhalefet partisi lideriyle de. Ben röportaj yaptığım, görüşlerini aldığım kişilerle aynı görüşte olmak zorunda değilim. Ben aynayım, neyse onu yansıtırım.''
Barış Pehlivan, 2011 Türkiye'sinde tıpkı diğer arkadaşları gibi sadece gazetecilik yaptığı için mahkeme karşında ''terörist'' suçlamasıyla bulunduğunu ifade ederek, ''11 aydır tutukluyum. Sizden talebim, bu ayıba ortak olmamanız ve herkes için basın özgürlüğünün gereğini yerine getirmenizdir'' diyerek savunmasını tamamladı.