Dünya
Deutsche Welle

Paris Ankara'ya AB umudu vermiyor

Fransa ile Türkiye Esad rejimi ve IŞİD'le mücadele konusunda hemfikirler, ikili ilişkilerin geliştirilmesi konusunda mutabıklar ancak Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine yaklaşım konusunda hâlâ anlaşamıyorlar.

31 Ekim 2014 22:23


Türk-Fransız ilişkilerindeki bu tablo Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün Paris'teki yarım günlük çalışma ziyaretine de yansıdı. Fransa ve Türkiye, Fransız Cumhurbaşkanı François Hollande'ın iktidara geldiği 2012 yılından itibaren, bir önceki cumhurbaşkanı Sarkozy'nin ikili ilişkilerde yarattığı tahribatı düzeltmeye çalışıyor. Bu nedenle iki taraf arasında düzenli aralıklarla üst düzey siyasi temaslar gerçekleşiyor. Taraflar, görüş ayrılıkları olsa da zıtlaşarak değil konuşarak daha iyi geçineceklerini anlamış görünüyorlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu yıl haziran ayında da Paris'e gelip Hollande ile görüşmüş, bu görüşmeye Suriye konusu damga vurmuştu. Bugün de büyük ölçüde öyle oldu. Ama birkaç sürprizle beraber. İki ülke lideri Suriye'de "iki düşmanları" olduğunu söyleyip, bunları "Esad rejimi ve DAEŞ (IŞİD'in Arapça söylenişi)" olarak tanımladılar. Elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ısrarla, IŞİD yerine "DAEŞ terör örgütü" terimini kullanması kimsenin gözünden kaçmadı. François Hollande, son zamanlarda sıkça gündeme gelen "uçuşa yasak" bölge ve muhaliflere destek alanı gibi konularda Türk ve Fransız dışişlerinin beraber çalışacaklarını duyurdu.

'Hemen hemen fark yok'

Erdoğan da Irak ve Suriye konularında Fransa ile aralarında "hemen hemen fark olmadığını" söyledi. DAEŞ terör örgütüne karşı mücadelenin "uçuşa yasak bölge", "güvenli bölge ilanı" ve "eğit donat" modelinden geçtiğini, "bu üç adım atıldığı takdirde Türkiye'nin de tam olarak koalisyonla beraber hareket edeceğini" söyledi. Erdoğan; Esed rejimi ve DAEŞ'e karşı "Esed giderse ne olur, bir otokrat gidecek yerine bir başkası mı gelecek" mantığıyla hareket edildiğini, böyle olduğu sürece demokrasiden söz etmenin "gereği olmadığını" da sözlerine ekledi.

Erdoğan, Fransız ve genel olarak Batı medyasının Türkiye'yi "DAEŞ'e destek veren ülke" olarak göstermesini de eleştirdi. Bu durumu "haksızlık ve ihanet" olarak tanımladı. Türkiye'nin DAEŞ'e "asla destek vermediğini" ifade etti.

'AB konusunda görüş ayrılıkları'

Öte yandan, iki ülke arasında Türkiye'nin AB katılım süreci konusunda görüş ayrılıkları yaşandığı, Hollande ve Erdoğan'ın ortak basın açıklamaları sırasında bir kez daha su yüzüne çıktı. Hollande bu konuda, ısrarla, konunun "Türkiye'nin üyeliği olmadığını" vurguladı, AB ile Türkiye arasında "samimi diyalog" gerektiğini söyledi. Yargı, temel haklar, adalet ve insan haklarıyla ilgili müzakere başlıklarının açılmasının "mümkün olduğunu" kaydetmekle birlikte, Sarkozy döneminde "tam üyeliğe götürür" gerekçesiyle Fransa'nın tek taraflı bloke ettiği başlıklar üzerindeki engelin kaldırılmasına değinmekten kaçındı.

Erdoğan da basın karşısında bu konuyu gündeme getirdi ve Hollande'dan "müjdeli haber alamadığını" itiraf etti. Ankara, AB ile müzakerelerde neredeyse tüm başlıkları açmaya bazır olduğunu söylüyor. AB'yi bir kez daha "Türkiye'ye verdiği sözleri tutmamakla" suçlayan Erdoğan, Hollande ile görüşmesinin ardından Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nün Türkiye hakkında düzenlediği konferansın da tek konuşmacısıydı ve burada da "AB üyeliği konusunda en büyük desteği Fransa'dan beklediklerini" dile getirdi.

'Türkiye'ye yapılan başkasına yapılmadı'

Türkiye'nin 1963 yılından bu yana "kapıda bekletildiğini" söyleyen Erdoğan, Fransa'nın Jacques Chirac döneminden sonra birdenbire tavır değiştirmiş olmasını eleştirdi ve "Türkiye'ye yapılan başkasına yapılmadı" şeklinde konuştu.

Erdoğan konferansta Türkiye'deki Kürt sorununa çözüm sürecine de değindi. Paris'te üç Kürt kadının öldürülmesi gibi "provokasyonlara" rağmen, "Türkiye'nin önünde çözüm sürecinde başka seçenek olmadığını" anlattı.

Konferansa katılan Türkiye ve Ortadoğu uzmanı seçkin davetliler Erdoğan'a Türkiye'nin İran, İsrail ve Mısır'la ilişkileri, Ortadoğu'da sınırların değişme olasılığı, Türkiye'deki yatırım olanakları ve Türkiye'nin nükleer projeleri hakkında sorular yönelttiler.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle