Kültür-Sanat

Pamuk'a fahri doktora

Floransa Üniversitesi, Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk'a uluslararası edebiyat ve kültür araştırmaları dalında fahri doktorluk unvanı verdi.

13 Mayıs 2009 03:00

İtalya'daki köklü eğitim kurumlarından Floransa Üniversitesi, Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk'a dün düzenlenen bir törenle, uluslararası edebiyat ve kültür araştırmaları dalında fahri doktorluk unvanı verdi.

Törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Pamuk, "Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği, ifade özgürlüğü ve demokrasi açısından önemlidir" dedi.

Pamuk için Floransa üniversitesinin rektörlük binasındaki "Aula Magna" salonunda düzenlenen törene, Rektör Prof. Augusto Marinelli ve Edebiyat ve Felsefe Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Franca Pecchioli'nin yanı sıra, yerel yönetim yetkilileri katıldı. Törende, Türkiye'nin Roma Büyükelçiliği Müsteşarı Kaya Bakkalbaşı'nın da davetliler arasında yer aldı.

Rektör Prof. Marinelli ve Dekan Prof. Pecchioli, kısa açılış konuşmalarında, kitapları otuzu aşkın dile çevrilen, İtalyan okurların da yakından tanıdığı Pamuk'a fahri doktora unvanı vermekten büyük mutluluk duyduklarını belirtti.

Prof. Marinelli, üniversite olarak Pamuk’a, "Farklı kültürler arasındaki etkileşimleri harikulade bir üslupla betimlemesi, kendine özgü ve yenilikçi bir anlatım tarzına sahip olması, Türk edebiyatının dünyada tanınmasına ve ilk kez sınırlar ötesi bir ün kazanmasına önemli bir katkıda bulunması" nedeniyle fahri doktora unvanı vermeyi kararlaştırmış olduklarını söyledi.

Tören sırasında Pamuk'un eserlerinin genel tanıtımı ise Floransa Üniversitesi'ndeki Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Görevlisi Ayşe Saraçgil tarafından yapıldı.

‘Batılılaşma Cumhuriyet’ten önce başlamıştı’

Pamuk, fahri doktora diplomasını Rektör Prof. Marinelli'den almasının ardından cüppe giyerek davetlilere hitaben konuşma yaptı. Rönesansın beşiği olarak nitelenen Floransa'da fahri doktora unvanı almaktan onur duyduğunu belirten Pamuk, konuşması sırasında zaman zaman esprilerle, dinleyicileri tebessüm ettirmekten de geri kalmadı. Pamuk, "Bu Floransa;ya benim ilk gelişim değil. Buraya 5 yıl önce kızımla gelmiş, Ufizzi Müzesi'ne girebilmek için bir buçuk saat kuyrukta beklemek zorunda kalmıştım. Umarım, yarın da aynı şey başıma gelmez" dedi.

Rönesans ile rönesans düşüncesinin aynı şeyler olmadığına değinen Pamuk, "Benim Adım Kırmızı" adlı romanını yazarken Jacob Burkhard'ın "İtalya;da Rönesans Uygarlığı" adlı yapıtından da yararlandığını anlattı.

Pamuk, Türkiye’de Batılılaşma sürecinin Cumhuriyetin kuruluşundan önce başlamış olduğunu ifade ederek, Müslüman geleneğini koruma ile Batılılaşarak Avrupa'nın bir parçası olma arzusunun günümüz Türk kültüründe de halen etkisini göstermekte olduğunu söyledi.

’AB’yi müreffeh bir ülke olmak için istiyorum’

Tören sonrasında rektörlük binasında basın toplantısı düzenleyen Pamuk, bir soru üzerine "Türkiye'nin AB üyeliği meselesinin kültürel ve siyasi pek çok boyutu var. Bana göre Türkiye'nin AB üyeliği, ifade özgürlüğü ve demokrasi açısından önemlidir. Ben, Türkiye'nin AB'ye girişini, Avrupa'yı daha iyi taklit etme imkanı doğsun diye istemiyorum. Açık toplumun güçlenmesi, demokrasinin güvence altında olması, daha müreffeh bir ülke olmamız için istiyorum. Bunların tümü, birbirleriyle bağlantılı şeylerdir" diye konuştu.

Yazar Orhan Pamuk, bir gazetecinin kendisini Doğu ile Batı arasında köprü olarak nitelemesine de tepki göstererek, "Bu klişe bir laf. Ben asla köprü olduğumu söylemedim. Ben diplomat değilim, bir yazarım. Ama benim kitaplarım farklı kültürlerin birbirini daha iyi anlamasını sağlıyorsa buna bir itirazım olmaz. Ben, (eski ABD başkanı George W.) Bush;u sinir etmek için asla oturup bir kitap yazmam. Bu konuda, bir-iki küçük espri yeter artar bile" dedi.