Hülya Karabağlı / ANKARA
Türkiye Ormancılar Derneği İkinci Başkanı Ahmet Hüsrev Özkara, ODTÜ eylemcilerine, “Gidin ormanda yaşayın” diyen Başbakan Erdoğan’a, “Milyonlarca ağacın kesildiği orman katliamlarına son verin. Nereye kadar kendimizi aldatacağız” diyerek yanıt verdi. 6292 sayılı yasanın doğal orman alanlarının hızla yok edilmesine ve yasalara aykırı bir biçimde fiili işgale aracılık ettiğine dikkat çeken Özkara, “Ülkemizin yüzde 27’sini oluşturan ve 21,7 milyon hektar alanda yeralan ormanlarımızın içinin boşaltıldığı, doğal orman alanlarının kesilerek, yangına, böcek tasallutuna maruz kalarak ve açmak suretiyle hızla tahrip edildiği bir süreçten geçiyoruz” dedi.
İkinci Başkan Ahmet Hüsrev Özkara, T24’ün "Türkiye’de yaşanabilecek kadar orman var mı” sorusuna çarpıcı açıklamalarıyla yanıt verdi. Özkara’nın açıklaması şöyle:
"Millet ormancılığı adı altında tahrip ediliyor. Ormanlarımız ülkemizin yüzde 27’sini teşkil eder ve yüzde 90’ı doğal ormanlardan oluşur. Ormanların fonksiyonları ( Hidrolojik, rekreasyon, üretim, sağlık, toprak koruma) gözönüne alındığında, canlılar için en önemli ekosistemlerden biri olduğu açıktır. ‘Doğal ormanları yok ederek, ağaçlandırıyoruz' demek, yasal kılıflar oluşturmak suretiyle, millet ormancılığı adı altında ormanlarımızın tahrip edildiği, doğal kaynak değerlerimizin bilinçsizce kullanıldığı, herşeyin parlamento çoğunluğu ile açıklanmaya çalışıldığı ve dayatıldığı anormal bir süreçten geçiyoruz. Sayın Başbakan'ımızın bu açıklamasının hiç de şaşırtıcı yanı yok. Ormanlarımız, akarsularımız ve doğal zenginliklerimiz, ekolojik taşıma kapasitesini dikkate almadan bir daha geriye dönüşü olmayacak şekilde rant ve gereksiz öncelikler uğruna yok ediliyor.
Doğal ormanları yok ederek, 'karşılığında dikiyoruz, ağaçlandırıyoruz' demek, gerçekten orman ekosistemi hakkında bilgi sahibi olmamak ya da iyi niyetli olmamakla açıklanabilir. Ormanları korumak ve doğru kullanmak esas olmalıdır.
Başkent Ankara step ekosisteminin hakim olduğu bir coğrafyadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşanan hızlı yapılaşma ile birlikte ortalığın toz dumana dönmesinin önüne geçmek için başlatılan ağaçlandırma çalışmaları, 1950’li yıllarda yaşanan sel felaketleri ile hızlanmış ve bugünkü yeşil kuşak çalışmaları gerçekleştirilmiştir. ODTÜ Ormanı da bu süreçte ağaçlandırılmış yerlerdendir. Gerçekten orman tesis etmek için çok zor bir coğrafyadır.
‘Kentler ormandan yoksunsa yaşam da yoktur’
Büyük emeklere rağmen toprak yapısı ve iklim özellikleri nedeniyle yeteri kadar ormanın gelişimi sağlanamamıştır. Bu zorluklar önümüzde dururken bugüne kadar taşınabilmiş son derece yetersiz orman alanlarının, özellikle AKP iktidarı döneminde, başka alternatifler olmasına rağmen gözardı edilerek yok edilmesi gerçekten akılla açıklanabilir değildir.
Ormanlar herşeyden önceliklidir, kentlerimizin kolay kolay vazgeçilemezidir. Kentler ormanlarımızdan yoksunsa, yaşam da yok demektir.
Sel baskınları, toprak kayması, heyelan, deprem ve doğal afetlerin artan yıkım etkisi bir tesadüf değil, üzerinde önemle düşünülmesi gereken bir sonuçtur.
Sonuç olarak Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde bahsettiği doğudan batıya ülkemizin bir ucundan diğer ucuna giderken ülkemizin sık orman alanları ile kaplı olduğu bir doğal zenginlikten, içinin boşaltıldığı, işgalcilere terk edildiği ve büyük tahribatların yıkıcı etkilerinin arttığı bir ülkede zaten çok yetersiz ormanlarımızdan elinizi çekin. Milyonlarca ağacın kesildiği orman katliamlarına son verin. Nereye kadar kendimizi aldatacağız. Ortaya çıkan sonuçlar kaçınılmaz, Allah’ın sopası yok!"