Yaşam

Özgür Mumcu: Örgütü gizleyemeyeceksiniz

Radikal gazetesi yazarı Özgür Mumucu, Hrant Dink'in 12 Ocak 2007'de bahsettiği birilerini 17 Ocak 2012'de Türk adaletinin bulamadığını yazdı.

23 Ocak 2012 02:00




T24 - Radikal gazetesi yazarı Özgür Mumucu, Hrant Dink'in 12 Ocak 2007'de bahsettiği birilerini 17 Ocak 2012'de Türk adaletinin bulamadığını yazdı. Mumcu, "Dink'in ölümünden beş sene sonra ortaya çıkarmamak, bu memlekete ömür boyu yetercek utançtır" dedi.


Mumcu'nun, Radikal'de "Örgütü gizleyemeyeceksiniz" başlığıyla yayımlanan (23 Ocak 2012) yaızısı şöyle:

Hrant Dink öldürülmeden bir hafta önce Agos gazetesindeki yazısının başlığını ‘Neden Hedef Seçildim’ koydu. Bugün yargının bulamadığı örgüt, o günlerde Dink’in etrafındaki kıskacı iyice daraltıyordu.

Şöyle yazıyordu öldürülmeden bir hafta önce:

“Birileri karar verdi ve ‘Bu Hrant Dink artık çok olmaya başladı... Ona haddini bildirmek gerek’ diyerek harekete geçti.Kabul ediyorum, kendimi ve Ermeni kimliğimi çok merkeze alan bir iddia bu. Abarttığım öne sürülebilir. Ne var ki benim ruhsal algılamam bu. Elimdeki veriler ve yaşadıklarım bana bu iddiam dışında bir seçenek bırakmıyor.”

Hrant Dink’in 12 Ocak 2007’de bahsettiği bu birilerini 17 Ocak 2012’de Türk adaleti bulamadı. Yasin Hayal ve Ogün Samast ve bir iki arkadaşının başka kimsenin dahli olmadan bu cinayeti işlediğine inanan kimse yok. Bırakalım müdahil avukatlarını. Örgüt olmadığına mahkemenin hâkimi, Yasin Hayal’in ve Erhan Tuncel’in avukatları dahi inanmıyor. İnanmıyor inanmamasına ama karar da işte öylece duruyor.

Dink’in ölmeden bir hafta önce bahsettiği örgütü, Dink öldükten beş sene sonra ortaya çıkaramamak, yürütmesinden yargısına bu memlekete ömür boyu yetecek utançtır. Lafı dolandırıp, şurada ya da burada bulunan siyasi müttefiklerini korumak için bu çıkan kararı hazmetmenin ya da hazmettirmeye çalışmanın kabul edilebilir bir tarafı yok.

Hrant Dink, İstanbul Vali Yardımcısı tarafından çağrıldı ve iki MİT görevlisinin nezaretinde uyarıldı. Bu uyarıdan iki gün sonra Ülkü Ocakları’nın AGOS önünde düzenlediği bir gösteride ‘nefretimizin hedefidir’ diye tehdit edildi. Daha sonra medyada başlayan bir kampanyayla aslında Ermeni toplumunun Türk takıntısını eleştirdiği bir yazısı nedeniyle iyice hedef yapıldı. Bilirkişi raporlarına, Yargıtay savcısının görüşüne rağmen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun da onayıyla mahkûm oldu. Daha sonradan bu mahkûmiyet, Türkiye’nin utanç verici savunmasına rağmen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından ifade özgürlüğünün ihlali olarak değerlendirilecekti.

Bu hedef gösterme kampanyası Dink’in öldürülmesiyle neticelendi. Dink’i hedef gösterenlerden bir kısmı şu anda Ergenekon davasında sanık. Ancak hiçbiri Dink cinayetiyle ilgili olarak yargılanmıyor.

Dink öldürülmeden bir sene önce, Trabzon Emniyeti’nin İstanbul Emniyeti’ne Yasin Hayal’in Dink’i öldüreceğini bildirdiği anlaşıldı.Yapılıp yapılmadığı bile anlaşılamayan bir inceleme neticesinde bu ihbar hasır altı edildi. Yasin Hayal’in eniştesi Coşkun İğci’nin jandarmaya yaptığı ihbar hakkında ise hiçbir şey yapılmadı. Bu konuda sadece hareketsiz kalan jandarma komutanı ve bazı subaylar hakkında görevi ihmalden az bir cezaya hükmedildi.

Şubat 2006’daki ihbarın üzerine yatan, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’le gayet yakın ilişkileri olan ve Erhan Tuncel’i McDonald’s davasında yargılanmaktan koruyan polis yetkilileri hakkında hiçbir işlem yapılmadı.Ogün Samast ile bayrak önünde ‘cinayet hatırası’ fotoğrafı çeken polis memurları ise sadece uyarı cezası aldı. Dink’e gözdağı veren vali yardımcısının amiri AKP’den milletvekili oldu. Dink’i hedef alan süreçte Genelkurmay’da misyoner karşıtı konferanslar verdirilen Ergenekon sanığı Sevgi Erenerol’a plaket veren general de AKP’den milletvekili oldu. Dink’in mahkûmiyetini onaylayan Yargıtay üyeleri ödüllendirildi.

Polis ve jandarmanın Dink’i öldürenlerle ilişkisi ortaya çıkartılmamış ve hatta gizlenmiştir. Dava sırasında sanıklar arasındaki önemli bazı telefon kayıtlarının silindiği öğrenilmiştir. TİB raporları son anda gelmiş ve mahkemenin hâkiminin ifadesine göre davayı uzatmamak için yeterince incelenmemiştir. Olay yeri kamera kayıtlarında görülen bazı şüpheli kişilere, yok muamelesi yapılmıştır. Dink’i hedef gösterenler davaya dahil edilmemiştir. Polis ve jandarma yetkilileri tanık olarak dahi dinlenmemiştir.

Hrant Dink cinayeti, birbiriyle anlaşamayan birimlerin bile dilediklerinde beraber çalışabildiğinin en iyi göstergesidir. Bunun başka bir göstergesi ise misyoner cinayetleridir.

Her şey ortada. Gizleyemeyeceksiniz. Ergenekon sanıklarından jandarmaya, polisten medyaya dokunan bu ağ ortaya çıkacak. Hükümet karşıtlarıyla hükümet yanlılarını beraber hareket ettiren sebep her ne ise saklı kalmayacak.