Kültür-Sanat

Özgen Acar: Müze müdürleri görevlerini yapamıyor

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Özgen Acar, büyük yankı uyandıran Herakles Heykeli’yle gündeme oturan müzecilik ve devlet müzelerini T24’e değerlendirdi.

28 Eylül 2011 03:00




Hülya Karabağlı


T24 / ANKARA -
Anadolu’dan kaçırılan kültürel ve tarihi mirasın geri alınmasında dedektif gibi sürdüğü izlerle hükümetlerin önünün açan Cumhuriyet Gazetesi yazarı Özgen Acar, büyük yankı uyandıran Herakles Heykeli’yle gündeme oturan müzecilik ve devlet müzelerini T24’e değerlendirdi.


Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı değerlendirdi müzelerle ilgili gazeteci-yazar Özgen Acar’ın çizdiği profil şöyle:


Türkiye’de 95’e yakın müze ve bu müzelere bağlı ilçelerde 40 kadar birim var. Bütçeden yeterli pay aktarılmıyor. Eserler sergilenemiyor. Personel açığı var. Çoğu müze ‘vekil’ müdürlerle yönetiliyor. Müze müdürleri kendi asli görevleri yerine ikinci işlerle uğraşıyor. Devlet müzelerinin ‘üvey evlat’ muamelesi gördüğünü söyleyen Acar, “Müze müdürlerinin asli görevleri dışında 40 türlü işi var.”



‘Çanak- çömlek tarihtir’


Avrupa’da devlet müzelerinin tepeden tırnağa olan donanımına dikkat çeken Acar, “Biz de devlet müzeleri  üvey evlat.” Dünyanın gözünü çevirdiği Marmaray kazıları için Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ‘çanak-çömlek’ değerlendirmesine dikkat çeken Acar, “O çanak çömlek tarihtir. Tarihi mirastır.”



‘Kültürel miras da Atatürk gibi bir lider gelmedi’


Cumhuriyet hükümetlerinde ilgisizliğin her zaman olduğunu vurgulayan Acar, bunun tek istisnasını Mustafa Kemal Atatürk olarak gösterdi. “Müzecilik, kazılar, kültürel, tarihi ve dinsel mirasa titizlikte ve ortaya çıkarılmasında tek  lider Atatürk’tür. Tek örnektir. Ondan sonra kimse gelmedi” diyen Acar, Atatürk’ün Dolmabahçe’de hasta yatağında Alacahöyük kazılarına gitmek için çok ısrarcı olduğunu anlattı. Acar, “Atatürk’ten sonra, hangi cumhurbaşkanı, başbakan kazılara katılmıştır.”



Tarihi yolculukta Atatürk’ün müze düşkünlüğü


- Yunan ordusu İzmir’den çıktığı, Afyon’a sarktığı, ancak henüz Polatlı yakınlarındaki top seslerinin Ankara’da duyulmadığı günlere dönelim. Savaş planları ile uğraştığı günlerde Mustafa Kemal Birinci Meclis’le göreve gelen ilk hükümete 9 Mayıs 1920’de bir talimat vererek Maarif Vekaletine bağlı Türk Asar-ı Atika (Eski Eserler) Müdürlüğü’nün kurulmasını ister.


- Bakanlığın zaten topu topu 20 memuru vardır. Savaş sürmektedir. Kuruluşundan bir yıl sonra Hars (Kültür) Müdürlüğü olarak değiştirilen kurumun başındaki Mübarek Galip Bey, Ankara’da bugün dünya çapında üne sahip Anadolu Uygarlıkları Müzesi’nin çekirdeğini oluşturmaya başlar.


- Akkale, Hacı Bayram Camii’nin yanındaki Augustos Tapınağı ve Roma Hamamı olmak üzere üç ayrı yerde eski eserler toplanmaktadır. Yunan toplarının sesleri Polatlı’dan duyulmaya başladığı günlerde ise, adı konulmamış müzenin koleksiyonu bir hayli zenginleşmiştir. O günlerde işgal altındaki Ege Bölgesi’nde, Amerikan ve Yunan arkeologları arkeolojik kazılar yapmakta, bulduklarını yurt dışına çıkarmaktadırlar.


- Cumhuriyet kurulduktan beş ay sonra, 3 Nisan 1924’te Reisicumhur Mustafa Kemal, Başvekil İsmet Paşa’ya ve Maarif Vekili Vasıf Çınar’a bir başka talimat verir: “Topkapı Sarayı’nı, Asar-ı Atika Müdürlüğü’ne bağlayıp, onarımına başlayın.” Maddi olanaksızlıklar içindeki genç Cumhuriyet’in yetkilileri, ne yapar yapar parayı bulur.


- Mustafa Kemal, İstanbul’a gittikçe onarım çalışmalarını denetler. 1935 Türk arkeolojisi için önemli bir yıldır. Atatürk, büyük önem verdiği Etileri (Hititler) araştırmak için yine Koşay ve yardımcısı Remzi Oğuz Arık’ı 21 Ağustos’ta Çorum-Alacahöyük’te kazıya başlatır.