Oya Başar, TV'de katıldığı bir programın canlı yayında kanseri nasıl alt ettiğini anlatırken, Ali Sunal gözyaşlarına engel olamadı.
Programda duygusal anlar yaşayan Ali Sunal, şunları söyledi:
"Biz harika bir aile olduk. Sette gerçek bir aile gibiyiz. Oya Abla'nın test sonucunu beklediğimiz günleri hatırlıyorum. Biz üzülsek de ona belli etmemeye çalıştığımız günleri hatırlıyorum. Sette hepimiz tek vücut olup Oya Abla için dua ederdik. Çok şükür, Allah Oya Abla'yı bize bağışladı.
Ben Oya Abla'yı ekrandan izliyordum, şimdi onunla aynı dizide ve aynı programda yan yanayım. Bu benim için çok kıymetli bir şey. Onunla aynı programda olmak harika, benim için başarı bu. 'Vay be, ben neler yapmışım?' diyeceğim bir ekiple yan yanayım. Bütün ekip arkadaşlarımız, herkes, o zor günlerde birbirimize destek olduk, moral verdik. Böyle bir ekibimiz olduğu için çok gururluyum."
Oya Başar ise dizinin kendisini hayata tutunmak için çok motive ettiğini belirterek" Çok güzel bir ortamda çalışıyorum. Halkın da diziyi sevip sahiplenmesi çok güzel tabii. İşinizde iyi olursanız, başarı kazanırsanız kendinizi daha güçlü ve dirayetli hissediyorsunuz. İnsanın işini sevmesi çok önemli. Ben sabah sete gitmek için, kemoterapiden çıkıyordum, 6'da yatıp uyuyordum" dedi.
İlk çocukları düşündüm
Oya Başar , kanser olduğu haberini ilk aldığında neler hissettiğini de şöyle anlattı: "İlk çocuklarımı düşündüm. Onların üzülecek olmaları düşüncesini kafamdan atamadım. İlk onlara söyledim ve "Merak etmeyin, geçecek" dedim. İnanıyordum geçeceğine. Çernobil'den sonra bu hastalıkta bir patlama oldu, çok fazla insanın başına geliyor. Ben grip olduğumu düşündüm, geçeceğine inandım. Geçti çok şükür. Bu hastalıkta en önemlisi atlatacağına inanmak. Anı yaşamak ve bunu trajik hale getirmemek."
"Erkekler zeki kadınları mı yoksa aptalları mı tercih eder?" sorusuna Oya Başar'dan net bir yanıt ve ilginç bir benzetme geldi. "Erkekler zeki kadınlardan hoşlanırlar ama uzun vadede birlikte olmak için aptal kadınları seçerler. Zeki kadını idare edemezsiniz. Ben bunu şuna benzetiyorum: Mesela masa tenisi oynuyorsunuz. Sizinle oyun oynayabilecek, attığınız topu karşılayabilecek biriyle oynamak istersiniz. Attığınız toplar hep yere düşüyorsa bir anlamı olmaz. İki taraf da haz alamaz. Kadın-erkek ilişkisi de böyle. Denge, sağduyu ve emek gerektiriyor."