Gündem

Otopsi raporları 'uçak nasıl düştü' tartışmasını alevlendirdi

Suriye tarafından düşürülen Türk jetinin pilotlarının otopsi raporları, füze ihtimalini ortadan kalkmasına neden oldu

16 Temmuz 2012 06:24

Suriye tarafından düşürülen Türk jetinin pilotları Gökhan Ertan ile Hüseyin Aksoy’un otopsi raporları, “Uçak nasıl düştü?” tartışmalarını alevlendirdi.

Genelkurmay Başkanlığı’nın, Türk jetinin uçaksavarla vurulmadığını açıklamasının ardından, otopsi raporlarında pilotların patlayıcı ile öldüklerini gösteren bir ize rastlanmadı. Bu durum, “Uçak füzeyle vurulmadı mı?” sorusunu gündeme getirdi.

İddiaya göe, deniz altında, 1260 metre derinlikte bulunan pilotların otopsi raporlarında, pilotların ölümünün ani düşme sonucu sert şekilde denize çakılmaları nedeniyle yaşamlarını yitirdiklerini gösteren bulgular elde edildi. Buna karşılık, vücutlarında patlayıcıdan kaynaklı parçalanma ya da yanma görülmedi. Emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş, Milliyet’e, otopsi raporundaki tespitler ve bu tespitlerle ilgili ortaya atılan iddialar konusunda, şunları söyledi:

“Tam bir sonuç vermez otopsi raporu. Füze küçük bir cisim. Ya doğrudan vurup bir parçasını oraları parçalıyor ya da şarapnel parçaları halinde gelip vuruyor. Pilotların vücudunda bu anlamda bir parçalanma olmayışı füzeyle vurulmadığı anlamına gelmez. Pilotlar o irtifada vurulmuşsa bu füzenin alttan atıldığı anlamına da gelebilir. Bu durumda, kabinini, kokpitini etkilememiş olabilir.

 

Keşke açıklama yapılmasa

 

Keşke Genelkurmay’dan bu tür açıklamalar yapılmasaydı da en son sonucu söyleselerdi. Böyle olması kafa karıştırıyor. Bu füzeler genelde küçük füzeler. Herkes balistik füze gibi sanıyor ya da uçağın darmadağın olacağını düşünüyorlar. Patlamayla, parça koparmayla uçağın uçamaz hale gelmesini sağlamak amacı bu füzelerin, paramparça etmek değil. Ağırlığı fazla olan cisimler değil bunlar. Uçağın kumandalarına ya da sistem arızasına neden olmuşsa bu füze, düşüşü böyle sağlar. Bana göre, füzeyle vurulmamış olsa atlarlardı ya da haber verirlerdi radara. Zamanları var.”