Sağlık

Otizmin genleri ilk kez tespit edildi

ABD'li bilim insanlarının gerçekleştirdiği araştırmalar sonucu otizmin genlerin mutasyona uğramasıyla oluştuğu ortaya çıktı

05 Nisan 2012 19:50

Bağımsız çalışan bir grup bilim insanı, tıp dünyasında ilk kez, çocuklarda otizme neden olan birçok genetik mutasyonu tespit ettiklerini açıkladı.
 
Nature dergisinde yayımlanan araştırmalar, geçmişteki sayısız bulguya da göz önüne alarak, beyin gelişiminde yüzlerce, hatta binlerce genetik farklılığın olumsuz rol oynayabileceğini gösterdi.

ABD’nin Yale, Harvard ve Washington Üniversiteleri tarafından gerçekleştirilen üç ayrı araştırmada ayrıca, çocuklarda otizm görülme riskinin anne-babanın yaşı ilerledikçe arttığını ve özellikle 35 yaş üstü babalar için bu riskin daha yüksek olduğu belirtildi.

Bilim insanları yeni araştırmanın, otizmin biyolojik temelini anlamak adına doğru bir strateji kurmakta kendilerine yardımcı olacağını, geçmişte böyle bir imkanları bulunmadığını ifade etti. Ayrıca, otizmin kalıtımsal riskleri ve çevre faktörleriyle olan bağlantısı üzerinde on yıllardır süren tartışmaların ardından, otizmin güçlü bir genetik temeli olduğu anlaşıldı.

Araştırmacılar, söz konusu genetik mutasyonlara çok nadir rastlandığı ve araştırmalarda yer alan çocukların çok azında bulunduğunu belirtti. Çok nadir genetik mutasyonların deşifre edilmesiyle, tüm otizm vakalarının yüzde 15-20’sinin anlaşılabileceği, beyin gelişiminde yaşanan sorunların anlaşılmasında yeni mekanizmalar elde edilebileceği ifade edildi.


Üç araştırma, aynı sonuç


Otizm araştırmalarına dönüm noktası olabilecek üç araştırmada da, de novo mutasyonlar olarak bilinen ve nadir görülen genetik bozukluklara odaklanıldı.

Kendilerinde otizm belirtisi olmamasına rağmen, çocukları otizm olan çiftlerin kanlarındaki genetik materyal analiz edildi. Böylece, anne ve babadan gelmiş olabilecek genetik özelliklerin incelenmesi yerine, otizme neden olabilecek ilk mutasyonların tespit edilmesi amaçlandı.

De novo mutasyonları kalıtsal olmasa da, gebeliğin başlarında veya gebelik süresince doğal olarak ortaya çıkabiliyor. Birçok insanda bulunan de novo mutasyonlarının çoğu, beden ve zihin sağlığına tehdit oluşturmuyor.

Çalışmalardan ilkinde, Yale Üniversitesi’nde genetik mühendisi ve çocuk psikiyatri olan Dr. Matthew State, otizm ön teşhisi konulan ve otzim olduğu halde belirtisini göstermeyen anne-baba ve çocukların oluşturduğu  200 kişide de novo mutasyonlarını saptamaya çalıştı. Araştırmada, birbirleriyle akrabalığı olmayan, otistik iki çocuğun aynı genlerinde de novo mutasyonları tespit etti. Otizm ön teşhisi olmayan kişilerde ise benzerlik saptanmadı.

Sate, “Bu sonuç, üzerinde 21 bin nokta bulunan bir dart tahtasında aynı noktayı iki defa vurmaya benziyor... Mutasyonun tespit edildiği genin otizme neden olma ihtimali yüzde 99.9999” dedi.

State ve ekibi, otizm olan bir üçüncü çocuğun farklı bir geninde de de novo mutasyonu tespit etti. Ancak bu genin otizme sebep olma ihtimalinin daha düşük olduğu ifade edildi.


İkinci araştırma ilkini doğruladı


Washington Üniversitesi’nden Dr. Evan Eichler’in başını çektiği araştırmacılar, Yale Üniversitesi’ndeki araştırmanın benzerini 209 aile üzerinde yaptı. Aynı sonucu veren bu araştırmada, otizm olan bir çocukta, aynı gende genetik bozukluk tespit edildi.

İki araştırmadaki benzerlik bununla sınırlı kalmadı. Araştırmacılar, akraba olmayan iki otistik çocukta, aynı gende de novo mutasyonu olduğunu tespit etti. Otizm teşhisi olmayan insanlar üzerinde yapılan incelemelerde ise benzer bir duruma karşılaşılmadı.


Üçüncü doğrulama


Üçüncü ve benzer bir araştırma, Harvard Üniversitesi’nden Mark Daly ve ekibi tarafından gerçekleştirildi. İlk iki araştırmadaki üç geni bulmaya çalışan Daly, bu genleri taşıyan daha çok vaka buldu.

Daly, “Her insanda genel olarak en az bir de novo mutasyonu bulunuyor. Ancak bu araştırmada, otizm olan çocukların bu mutasyonları daha yüksek bir oranda bulundurduklarını ve mutasyonun etkilerinin çok daha güçlü olduğunu gördük” dedi.


Yaş arttıkça risk artıyor


Her üç araştırma, otizm riskinin anne-baba yaşınının ilerlemesiyle arttığını gösterdi. Dr. Eichler, 51 de novo mutasyonu üzerinde yaptığı analizde ise erkeklerdeki DNA’nın kadınlara kıyasla genetik bozukluğa neden olma ihtimalinin dört kat daha fazla olduğunu tespit etti. Otistik bir çocuğa sahip olma riskinin, 25 yaşındaki erkeklere kıyasla 35 yaşındaki erkeklerde artması, yaş faktörünün etkisi iyice gözler önüne serdi.

Bilim insanları yaş farklıyla ortaya çıkan etkiyi, “yaşlı erkeklerin spermlerinin beyin gelişimini etkileyebilecek genetik bozukluklara neden olabileceği ihtimaline” dayandırdı.


Tedavi üretilmesi uzun sürecek


Elde edilen bulgular, geliştirilecek yeni tedavi yönteminin oldukça uzun zaman alacağına işaret ediyor. Ancak hem Eichler, hem de Daly, yüksek risk içeren genlerin, paylaşılan biyolojik süreçlerde etkileşim göstermesinin, tedavi bulunma sürecini azaltabileceğini belirttti.

Eichler, “Henüz, buzdağının ucunu görüyoruz... Ama herkes nereden başlamamız gerektiği konusunda emin” ifadesini kullandı. Dr. State ise “Bence çok önemli bir yerdeyiz, çünkü yıllardan beri bu alanda çalışıyorum ve otizme neden olan bir geni bile bulamamıştık” dedi.


Uzmanlar temkinli


San Diego Üniversitesi’sinde molekület tıp alanında akademisyen olan Jonathan Sebat, “Bu araştırmaların bir atılım olduğuna inanmıyorum, çünkü benzer sonuçlar elde edilmesini bekliyorduk... Yine de bir dönüm noktası olabilir. Gelecek bir iki yıl içinde, 20-30 veya daha fazla genetik mutasyon keşfedebileceğimizi söyleyebilirim” dedi.

Diğer uzmanlar ise konuya daha şüpheli yaklaşarak, çok nadir görülen mutasyonların genetiğinin deşifre edilerek, bu mutasyonların belli genler üzerindeki etkisi hakkında kesin açıklamalar yapılmayacağını savundu.

Johns Hopkins Üniversitesi Genetik Tıp Enstitüsü’nden Dr. Aravinda Chakravarti, “Bu çok iyi bir başlangıç ancak nadir görülen mutasyonların nedenini, hatta genel popülasyondaki seviyesini bilmiyoruz... Daha çok çalışılması gerek” ifadesini kullandı.