-OSTİM'E BAKANLIK TAKİBİ İSTANBUL (A.A) - 05.02.2011 - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Ostim'deki patlamalarla ilgili olarak, olayın başladığı andan itibaren uzmanların orada olduğunu ve her şeyi kayıt altına aldıklarını belirterek, ''Bundan sonra da analizlerimiz devam edecek. Hakikaten sorunu tespit edeceğiz, sonra sorumlusunu tespit edeceğiz ve gereğini yapacağız'' dedi. ''Ostim'deki patlamalardan hareketle iş sağlığı ve güvenliği konusunda Hükümet olarak ne gibi radikal tedbirler almayı düşünüyorsunuz?'' şeklindeki bir soru üzerine Dinçer, bu sorunun özel ve genel boyutunun olduğunu söyledi. Dinçer, kazaların herkesi derinden etkilediğini belirterek, ölenlere rahmet, ailelerine de başsağlığı diledi. Patlamalardan sonra sorunun çok somut bir şekilde ortaya konmadığına işaret eden Dinçer, şunları kaydetti: ''Özellikle ikinci patlamadan sonra sorunun nereden ortaya çıktığı, boyutlarının ne olduğu konusunda henüz tam tespitler yapılmadı. Bu açıdan, 'Buradaki eksiklik şuydu' demek başlangıçta ön yargı olabilir. Biz inceliyoruz. Hadise başladığı andan itibaren uzmanlarımız hep oradaydı, her şeyi kayıt altına aldık. Bundan sonra da analizlerimiz devam edecek. Hakikaten sorunu tespit edeceğiz, sonra sorumlusunu tespit edeceğiz ve gereğini yapacağız. Bu hadiseyle birlikte fark ettiğimiz başka bir durum var ki Ostim ve İvedik ile ilgili ciddi iş sağlığı ve güvenliği sorunları var. Sanayi Bakanlığı ile birlikte çalışma ekibi kurduk, tek tek orada işletmeleri gözden geçireceğiz. Onların ruhsatlarını, iş sağlığı ve güvenliği, kayıtlılık durumlarını gözden geçireceğiz ve eksikler varsa onlara göz yummayacağız. Sorunun özel boyutu dediğim bu kısmı.'' -HAYATINI KAYBEDENLERİN AİLELERİNE YÖNELİK ÇALIŞMA- Patlamalarda vefat eden ailelere yönelik bir çalışma yapıp yapmayacakları sorulan Bakan Dinçer, ''Tam olarak Adli Tıptan ölenlerin listesi bize geldiğinde gerekli tedbirleri alacağız. Özellikle ilk patlamanın meydana geldiği işletmede, elimizde işçilerin kayıtlı çalıştığına dair bilgileri var. Bunlardan hangileri vefat etmişse tedbirleri alırız çok fazla vakit kaybetmeden ailelerini mağdur etmeyiz ve maaşlarını bağlarız. İkinci işletmeden ise tam tespitler henüz gelmedi. Bu çalışanların bilgilerini henüz tespit etmedik. Onları gerçekleştirdiğimiz zaman, onları da çözeriz'' dedi. Dinçer, sigortasız çalışanların olduğu iddiasıyla ilgili bir soruyu da ''Onları ancak kayıtlar netleştiği zaman söyleyebilirim. Bunların çoğunun tahmini ve spekülatif olduğunu düşünüyorum. O yüzden çok itibar edilmemesi lazım'' yanıtını verdi. Bakan Dinçer, Ankara Büyükşehir Belediyesinin ilçe belediyesini suçlamasına ilişkin bir soru üzerine de ''Bu da doğru değil, yani herhangi bir sorun çıktığında herkesin başkasını sorumlu göstermesi, herhangi bir fayda ortaya çıktığı zaman da herkesin bunu paylaşmaya kalkması doğru değil'' dedi. Türkiye'de yerel yönetimlerin yetkilerinin, organize sanayi bölgelerinin ve merkezi idare kurumlarının yapabileceklerinin belli olduğunu ifade eden Ömer Dinçer, ''Türkiye'de onlarca, yüzlerce organize sanayi bölgesi bulunuyor. Bunlar şimdiye kadar yönetildiler. Bir yerde bu sorun çıktı, bir kaza oldu diye baştan sona yönetim modelimizi tartışmamalıyız ve bunu sorgulamaya kalkmamalıyız. Problemin niçin ortaya çıktığını, sorumlusunun ne olduğunu görmeliyiz. Ondan sonra bu sorun yönetim sisteminden kaynaklanmışsa kabul, bunu tartışalım'' diye konuştu. Dinçer, ülke düzeyinde bakıldığında da iş sağlığı ve güvenliği meselesinin sadece bir sorun ortaya çıktığında gündeme getirilen bir sorun olmaktan çıkması gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu: ''İşçi ve işveren sendikalarımız, meslek odalarımız konuyla ilgili demeçler veriyor, sonra hadise unutuluyor. Halbuki bu hadise öyle değil. Geçen yıl Türkiye'de yaklaşık 40 ilde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eğitim programları yaptım, konferanslar verdirdim. İş adamlarımız buna ilgi göstermedi. Bu bir maliyet meselesi değil, işletme olarak rekabet gücümüzü azaltan bir mesele değil. Tam aksine kalitemizi artıran, maliyetlerimizi düşüren ve uzun vadede işletmenin gücünü artıran bir meseledir. Onlara rehberlik ederek bu sorunu çözmelerini, rehberliğimizden yararlanmazlarsa denetleyerek ve belki de gereğini yaparak bu sorunu çözmelerini sağlayacak tedbirler alacağız. Bunda tereddüt yok, gücümüz yettiğince bunu yapıyoruz.''