T24 - Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, ilerleyen yaşlarda gerileyen hafızaya dikkat çekti. Müftüoğlu, dinç bir hafızaya sahip olmak için birkaç öneride bulundu.
Müftüoğlu'nun Hürriyet'te "Nerede o eski bayramlar" başlığıyla yayımlanan (7 Kasım 2011) yazısı şöyle:
Nerede o eski bayramlar
Yaşı sekseni geçenlerse, bir taraftan eski bayramların hasretiyle yanıp tutuşurken, diğer taraftan kırk, elli yıl önceki bayramları hatırlamakta zorlanmaktadır. Bu, belleğimizin bize oynadığı, olması gereken, şaşırılmaması lazım gelen tatlı bir oyundur. Oyunun nedenine gelince...
Biliyorum ki, yaşı altmışı geçen bazı okurlar eski bayramların hasretiyle yanıp tutuşmakta ve şu cümleyi sık sık derin bir özlemle tekrarlamaktalar: “Nerede o eski bayramlar!” Bu özlemin nedeni anılarla ilgili duygusal bağlarımızdır. Çünkü anılar var olmanın güneşi, suyu, toprağıdır. Ayrıca, saklamaya da gerek yok! Yaşı sekseni geçenlerse, bir taraftan eski bayramların hasretiyle yanıp tutuşurken, diğer taraftan kırk, elli yıl önceki bayramları hatırlamakta zorlanmaktadır. Bu, belleğimizin bize oynadığı, olması gereken, şaşırılmaması lazım gelen tatlı bir oyundur. Oyunun nedenine gelince...
Nasıl ki, yaşımız ilerledikçe kulaklarımız eskisi kadar iyi duymaz, gözlerimiz eskisi kadar iyi görmez, kalbimiz eskisi kadar iyi pompalamaz ise beynimiz de eskisi kadar iyi hatırlayamaz. Makul düzeyde bellek kaybının sağlıklı yaşlanmanın beklenen bir sonucu olduğunu da biliriz. Ne var ki, bu sonuncuya hiçbirimiz razı olmayız.
Ömür uzadıkça bellek kısalır
Yanlış bir tepki de değildir bu. Çünkü, geçmiş gözlemlerimizle, pek iyi biliriz ki bellek kaybının bizi de, çevremizi de üzebilecek tatsız sonuçları vardır, konu “bellek zayıflaması” olunca endişelenmekte haklıyızdır... Ömrümüzün uzaması nedeniyle bellek kaybına eskisinden daha fazla ilgi gösteriyoruz. Ömür uzadıkça bellek kaybına yol açabilecek hastalıklarla karşılaşma ihtimali artıyor. Örneğin, yaşı 80’i geçenlerde bellek sorunlarına sık rastlanıyor, ne Alzheimer ne de Parkinson gibi belleği bozabilen nörolojik hastalıklar, 40’lı, 50’li yaşlarda pek görülmüyor. Bu hastalıklarla karşılaşma ihtimali yaş 60’ı geçince artmaya başlıyor, 80’den sonra tavan yapıyor!
Neticede, ömürler uzadıkça, bellek kaybını önleme konusunda müthiş bir çaba başlıyor. Tavsiyeler alınıp veriliyor. Yemeler, içmeler, kullanılan vitamin benzeri destekler buna göre planlanıyor. İlaçlar birbiri ardına piyasaya veriliyor. Donepezil, Rivastigmin, Takrin, Memantin bunların en ünlüleri. En az bunların iki katı ilaç da satış için onay bekliyor. Tavsiye edilen destekler listesi de bir hayli kabarık: Fosfotidilserin, Lesitin, glutamin, Huperzin-A, Ginkgo Biloba, Omega-3 yağları, B12 vitamini bunların en ünlüleri...
Sağlam belleği güçlendirmek...
Belleğimize gösterdiğimiz itina sadece yaşa bağlı bellek kaybından korunmakla da sınırlı değil. Belleğimiz iyi, güçlü ve sağlam da olsa, biz onu daha da iyileştirmenin, daha çok güçlendirmenin çarelerini arıyoruz. Çevremizdeki pek çok insanın belleğini güçlendirmek umuduyla, bitkisel destekler (mesela ginkgo biloba), B 12 vitamini, Omega-3 kullanmasının sebebi budur. Bu aslında kötü bir fikir de olmasa gerekir. Bu doğal maddelerden bazılarının belleği gerçekten de destekleyip güçlendirdiklerini düşündüren gözlemler çünkü.
Sağlıklı ve güzel bir ömür sürme yanında, düzenli ve bol omega-3 kazanıp, B12 vitamininden faydalanmanın, özellikle bu iki maddenin eksikliği söz konusu olduğunda belleği olumlu yönde etkilediği biliniyor. Ginkgo biloba bitkisi de bu amaçla kullanılıyor ama bu konudaki mevcut bulgular ne yazık ki hala çelişkili. Sağlıklı birinin sadece belleğini güçlendirmek amacıyla ginkgo kullanmasının işe yarayıp yaramadığı henüz tam olarak yanıtlanabilmiş değil.
Zinde beyin tavsiyeleri
Eğer belleğinizi güçlendirmek ya da mevcut halini korumak için bir şeyler yapmak istiyorsanız ben özellikle “beyin zindeliği” ile tavsiyelerinden faydalanmanızı öneririm. Bunlar en az B vitaminleri, vitaminler, Omega-3 yağları ve bitkisel destekler kadar faydalı olabilecek basit ve kolay uygulanabilen şeylerdir. Üstelik sadece belliğinize değil, genel sağlığınıza da faydaları olacaktır. İkinci önerim de şu: Bellek kaybı ile dalgınlığı birbirine karıştırmayın ve sağlam bir belleğin ilk şartının huzurlu bir beyin olduğunu sakın unutmayın. Belleğin en güzel ilacı HUZUR’dur.
Beyin zindeliği için 10 altın öneri
- Düzenli açık hava egzersizleri yapın, mümkünse her gün açık havada 30-40 dakika yürüyün.
- Her gece iyi bir uyku uyumaya dikkat edin.
- Hayata bağlılığınızı sürdürün. Keyifli ve huzurlu bir hayatınızın olmasına gayret edin.
- Stresten korunmaya, mümkünse iyi bir stres yöneticisi olmaya çalışın. Her şeyi dert etmeyin, depresyondan korunun.
- Alkolü kullanmayın ya da azaltın.
- Her gün yeni bir şey öğrenmeye, bilişsel fonksiyonlarınızı aktif tutmaya gayret edin.
- Sigarayı bırakın.
- Tansiyonunuzu, şekerinizi, kolesterolünüzü, daha da önemlisi genel sağlığınızı dikkatle izleyin.
- Toksik kimyasallardan uzak kalmaya, doğal beslenmeye, temiz hava soluyup, sağlıklı su içmeye özen gösterin.
- Belleğe zarar verebilecek ilaçlardan uzak durun.
Unutkanlığa yol açan sorunlar nelerdir?
Geçirilen felçler, kafaya alınan ciddi darbeler, Alzheimer hastalığı, Parkinson hastalığı ilk akla gelenler. Damar sertliği ile ilgili bunama da önemli bir risk olarak kabul ediliyor. Stresin her türlüsü, bellek için kötü bir faktör. Ama özellikle depresyon, uyku sorunları en etkili bellek bozucular olarak kabul ediliyor. Eğer şeker hastalığı, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, aşırı alkol kullanımı gibi sorunlarınız varsa, tiroit tembelliğiniz –hipotiroidi- mevcutsa bunların da bellek zayıflamasına yol açabileceğini unutmayın. Demir eksikliği, B12 vitamini eksikliği de belleği olumsuz yönde etkiliyor. Multiple Skleroz’da bellek sorunları ortaya çıkabiliyor. Aynı risk Epilepsi hastaları için de söz konusu olabiliyor.
Bellek destekleri işe yarıyorlar mı?
Eğer beyin hücrelerinizin ihtiyaç duyduğu herhangi bir besin maddesinin eksikliğini çekiyorsanız o maddeyi içeren destekleri kullanmanız işe yarayacaktır. Beyninizdeki hücrelerin sağlıklı kalabilmeleri ve işlerini doğru dürüst yapabilmeleri için vitaminlere, özellikle de B6, B12 ve folik asite, minerallere en çok da demire, sağlıklı yağlara özellikle de Omega-3 yağ asitlerine ihtiyaçları vardır. Eğer bu maddelerle ilgili bir eksiklik söz konusuysa destek olarak kullanmanız faydalı olabilir. Bazı araştırmalarda düşük dozlarda E ve C vitamini desteği kullanmanın bunamaya karşı koruyabileceği, yaşa bağlı bellek kaybının tedavisinde yardımcı olabileceklerini gösteren işaretler var. Bana göre vücudunuza takviye etmek amacıyla kullanacağınız akılcı bir vitamin desteği programı bellek fonksiyonlarınızı korumada da işe yarayacaktır.
Yeni şeyler öğrenin!
Belleğinizi güçlendirme işini sadece vitamin, mineral veya bitkisel desteklere havale etmeyin! Sizin bazı görevleriniz var. Bunların ilk sırasında da bilişsel fonksiyonlarınızı desteklemek için daha çok öğrenmek, ezberlemek ve araştırmalar yapmak geliyor. Bu gayretler beyninizdeki hücreler arası haberleşme bağlantılarını güçlendirdiği gibi bağlantıların sayısını da arttırıyor. Bu nedenle “belleğimiz sağlam kalsın hatta daha da güçlensin” istiyorsanız sürekli öğrenmeye, yeni bilgiler edinmeye ve beyninize daha çok bilgi depolamaya gayret edin. Edindiğiniz bilgiler, öğrenmeler farklı alanlarda olsun. Hatta mümkün olduğu kadar yeni, değişik ve şaşırtıcı şeyler olsun.