T24 - Azadiya Welat gazetesi çalışan Metin Alataş'ın Adana'da 3
Nisan 2010'da kaybolduğu ve ertesi gün bir ağaca asılı olarak
bulunduğunu hatırlatan Avrupa Türk Gazetecileri Birliği (ATGB), aradan geçen sürede bu olayla ilgili sorulara yanıt
bulunamadığı ifade etti.
Adana'da 3 Nisan 2010'da kaybolan Metin Alataş'la ilgili sürecin açıklığa kavuşturulması gerektiğini vurgulayan ATGB, Türkiye'de hala 40'a yakın gazeteci ve yazar, tutuklu ya da hükümlü olarak hapiste bulunduğunu hatırlattı.
400 gündür tutuklu bulunan Mustafa Balbay'ın içinde bulunduğu durumun "tutuklu gibi" olduğunu ifade eden ATGB, Türkiye'de basın özgürlüğü açısında endişe edici durumlar olduğunu ancak aynı zamanda basın ve düşünce özgürlüğü içim mücadele olduğunu da ifade etti.
Metin Alataş sürecinin aydınlanması ve "siyasi tavır ve eylemleri, bizzat yazdıkları ya da sorumlu oldukları
yazılar nedeniyle haklarında dava açılan gazetecilerin tutuksuz olarak
yargılanması" gerekliliğini dile getiren ATGB'nin gerçekleştirdiği açıklamanın tam metni şöyle:
"Metin Alataş'in ölüm nedeni en kısa zamanda açıklığa kavuşturulmalıdır
ATGB üyelerinin ve kamuoyunun bilgisine
Türkiye'de faaliyet gösteren "Tutuklu Gazeteciler Dayanışma Platformu"nun basına ve kamuoyuna yönelik 8 Nisan 2010 tarihli bildirisinde, Azadiya Welat gazetesinin Metin Alataş isimli çalışanının Adana'da 3 Nisan 2010'da kaybolduğu ve ertesi gün bir ağaca asılı olarak bulunduğunu, aradan geçen sürede bu olayla ilgili sorulara yanıt bulunamadığı belirtiliyor...
Daha önemlisi bildiride Metin Alataş'ın öldürülmüş olma olasılığının yüksek olduğu vurgulanıyor. Çalıştığı gazeteden yapılan açıklamada da Metin Alataş'la ilgili olarak "öldürüldü ya da ölüme süreklendi" deniliyor. Ailesi de Metin Alataş'ın öldürüldüğüne inanıyor.
Yetkilileri en kısa zamanda bu olayı aydınlatmaya çağırıyoruz.
Maalesef ülkemiz, muhalif gazetecilerin, yazarların, medya çalışanlarının öldürüldüğü, faili meçhul cinayetlere kurban gittiği ülkeler arasında yer alıyor. Bu nedenle "Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu"nun açıklamasında yer alan "Bu topraklarda 1909 yılından bu yana öldürülmüş olan 83 gazeteciye bir yenisinin daha eklenmesi kaygısı" haklıdır.
Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB), ülkemizdeki diğer meslek örgütleri gibi, Metin Alataş'ın ölümüyle ilgili soruşturmanın sözkonusu iddialar ciddiyetle ele alınarak yürütülmesini ve en kısa zamanda sonuçlandırılması gerektiğini savunuyor.
Bu vesileyle Türkiye'de tutuklu ve hükümlü gazetecilerle ilgili karanlık tabloya da dikkat çekiyoruz. Ülkemizde halen 40'a yakın gazeteci ve yazar, tutuklu ya da hükümlü olarak hapiste bulunuyor.
Birçok gazetecinin tutuklu kaldığı süre, fiilen cezaya dönüşüyor.
Cumhuriyet gazetesi Ankara eski Temsilcisi Mustafa Balbay'ın durumunda olduğu gibi. Tutukluluk süresi 400 günü aşan Balbay'ın ve diğer tutuklu gazetecilerin durumu artık cezaya dönüşmüş gibidir.
Bu nedenle daha önceki çağrımızı yineliyoruz:
Siyasi tavır ve eylemleri, bizzat yazdıkları ya da sorumlu oldukları yazılar nedeniyle haklarında dava açılan gazetecilerin tutuksuz olarak yargılanması esas olmalıdır. Sadece gazeteciler için değil, herkes için geçerli olmalıdır bu. Elbette kimsenin yazıları ve yayınları nedeniyle yargılanmayacağı günler gelene kadar...
Türkiye'de basın ve düşünce özgürlüğü açısından endişe verici bir durum var..
Ama aynı zamanda Türkiye'de düşünce ve basın özgürlüğü için mücadele var. Bu mücadeleyi veren gazeteciler var.
ATGB, bu mücadeleyi ve bu mücadeleyi verenlerin yanındadır.
Avrupa'daki tüm meslektaşlarımızı, Türkiye'deki düşünce ve basın özgürlüğü mücadelesini, bu mücadeleyi veren gazetecileri desteklemeye çağırıyoruz.
Gürsel Köksal
ATGB Başkanı
www.atgb.info"