HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada ‘Hayır’ kampanyası yürütenlere yönelik baskıları gündeme getirdi.
“OHAL ‘hayır’ diyenlerin canlarını yakmak için kullanılıyor” ifadesini kullanan Kerestecioğlu şöyle konuştu:
Bugün, partilerin neredeyse hepsi kendisine "demokrat" diyor ama gerçek maalesef böyle değil. Diktatörce yönetimler copu, sopayı, tehdidi kullanırken, demokrasilerde kişiler propaganda hakkını kullanırlar. İnsanlar sopayla değil, kıyasıya fikirlerini savunarak birbirlerini ikna ederler. Fakat bugün Türkiye'de "hayır" diyorsanız propaganda yapmanız imkânsız. "Hayır" broşürü dağıtırken ya da afiş asarken "evet" mi diyor, "hayır" mı diyor fark etmeksizin her yurttaşın hakkını koruması gereken kolluk kuvvetlerinin saldırısına uğrayabilirsiniz. Kolluk kuvvetleri artık vatandaşın değil, yalnızca Cumhurbaşkanı'nın çıkarını korumaktadır. Cumhurbaşkanı Anayasa'yı çiğnerse, tarafsızlık ilkesini ihlal ederse kolluk kuvvetlerinin Anayasa'yı çiğnememesini beklemek mümkün değil.
Anayasa'da devleti temsil eden Cumhurbaşkanının, tarafsızlık ilkesine uyması gerekliliği defalarca belirtildi. Ancak, Cumhurbaşkanı aktif bir şekilde devlet imkânlarıyla "evet" kampanyası yürütüyor. "Hayır" kampanyası yürütenleri de darbe ve terör destekçisi olmakla suçluyor, 'dikili ağaçları yok' diyor. Cumhurbaşkanı bu minvaldeki açıklamalarını, katıldığı tüm programlarda def'aten dile getiriyor, Başbakan ve diğer Hükümet sözcüleri de onun peşinden gidiyorlar. Oysa, hepimizin bu ülkede bir dikili ağacı var arkadaşlar. Hepimizin bir dikili ağacı var ve demokraside bunu görmek ve kabul etmektir, ayrımcılık yapmak değil.
"OHAL ‘hayır’ diyenlerin canlarını yakmak için kullanılıyor"
Sözde darbe girişimine karşı getirilen OHAL ve KHK'ler yüz binlerce insanın canını yakarken, sabahlara kadar Meclis'i âdeta köleler gibi çalıştırıp getirdiğiniz referanduma karşı "hayır" oyları yükseldikçe OHAL, "hayır" diyenlerin canını yakmak için kullanılıyor. Anayasa değişikliğinin Meclis'te kabul edildiği 21 Ocaktan sonra, "hayır" kampanyası yürüten 70 kişi gözaltına alındı. Şimdi ise Newroz kutlamaları bahane edilerek, Newroz kutlamak isteyenler referandumda kampanya yürütemesinler diye gözaltına alınıyor. Adana, Van, Mersin, Gaziantep başta olmak üzere çok sayıda ilde her türlü eylem ve etkinlik birer ay süreyle yasaklandı. Bu yasak, ne hikmetse, sadece "hayır" kampanyası yürütenlere yönelik.
"Açgözlülük bazılarının ruhlarını zehirledi"
Ünlü bir söz vardır: "Halklar hükûmetlerden değil, hükûmetler halktan korkmalıdır". Ancak Türkiye'de halk direndikçe Hükümet halkı korkutmak için elinden geleni yapıyor. Yolumuzu kaybettik, açgözlülük bazılarının ruhlarını zehirledi, dünyalarımız nefretle kısıtlanıyor.
Şimdi, söylemek istiyorum: 15 yıldır iktidardaydınız bırakın, insanlar artık fikirlerini rahatça ifade etsinler. Tamam, hükümet ettiniz, hayırlı olsun ama artık yeter. Güç iktidarı zehirler ve artık bu zehirlenmeyle ülke yönetilemez hâle gelmiş durumda. Değişim zamanı geldi. Zaten demokrasi de bunu gerektirir, bunda korkulacak bir şey yok. Değişimdir önemli olan, demokrasidir.
