Gündem

ODATV'YE ''HACKER'' İDDİASI İSTANBUL (A.A)

18 Şubat 2011 17:21

-ODATV'YE ''HACKER'' İDDİASI İSTANBUL (A.A) - 18.02.2010 - ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında Odatv'nin yöneticisi gazeteci Soner Yalçın ve Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ile birlikte tutuklanan Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu'nun avukatı Hüseyin Ersöz, ''Odatv deki bilgisayarlardan bir tanesine gönderilmiş olan bir spam virüs e-postası, o bilgisayarda birtakım dosyalar bırakmıştır. Bunları teknik incelemeyle biz ortaya çıkardık'' dedi. Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine gelen Ersöz, burada müvekkili Barış Terkoğlu ile Soner Yalçın ve Barış Pehlivan'ın tutuklanma süreciyle ilgili basın mensuplarına açıklama yaptı.  ''Gazeteciler Yalçın, Terkoğlu ve Pehlivan'ın basın özgürlüğünün ayaklar altına alınmak suretiyle tutuklanarak cezaevine gönderildiğini'' savunan, Soner Yalçın'ın gözaltındayken ''AKP'nin seçim startını kendisiyle başlattığını'' söylediğini ve bu sözlerin medyada yer aldığını hatırlatan Ersöz, basın özgürlüğünü ilgilendiren bu hususun bir seçim malzemesi haline getirildiğine şahit olduğunu öne sürdü. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan kişinin dün sabah saatlerinden itibaren adliyeye getirildiğini, sabah saat 09.00'dan 10.00'a kadar Ayhan Bozkurt, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu'nun, akşam saatlerinde de Soner Yalçın'ın savcılık ifadelerinin alındığını ve bu işlemlerin bitmesinin ardından 3'ünün tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildiğini hatırlatan Ersöz, İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesinin gece yarısından sonra saat 03.30'da verdiği kararla 3 kişinin tutuklanmasına karar verdiğini söyledi. Şüphelilerin savcılık ifadesi ve mahkeme sorgusuyla ilgili değerlendirmeler yapan Ersöz, müvekkili Terkoğlu'na savcılık ve mahkeme sorgusunda yöneltilen soruların tamamının meslekleriyle ilgili sorular olduğunu, 2009 yılından itibaren başladığını düşündükleri teknik takip sonucunda telefon kayıtlarının da Odatv'de haberlerin hazırlanmasıyla ilgili telefon kayıtları olduğunu ve bu kayıtların çıktısı alınan haberlere eklenerek bunlara ilişkin soruların müvekkillere sorulduğunu aktardı. ''Müvekkillerimizin gazetecilik faaliyeti çerçevesinde yapmış olduğu haberler sorgulanmıştır. Bunun basın özgürlüğü ile bağdaşmadığı ortada olan bir gerçektir. Türkiye'deki görsel ve yazılı basının aynı tehditle, aynı baskıyla karşı karşıya olduğunun bir göstergesidir'' diye konuşan Ersöz, şu anda gazetecilerin güvencesinin bulunmadığını, Basın Kanunu ve Anayasa'dan kaynaklanan güvencelerin tamamen ortadan kaldırıldığını savundu. Müvekkillerine haberlerden ve haber kaynaklarından başka hiçbir soru yöneltilmediğini anlatan Ersöz, müvekkillerine yöneltilen ''halkı kin ve tahrik'' suçunun oluşması için bu suçla ilgili fiili bir durumun oluşması, halkın galeyana gelmesi ve eylem gerçekleştirmesi gerektiğini dile getirdi. -VİRÜSLÜ E-POSTA İDDİASI- ''Odatv'deki bilgisayarlardan bir tanesine gönderilmiş olan bir spam virüs e-postası, o bilgisayarda birtakım dosyalar bırakmıştır. Bunları teknik incelemeyle biz ortaya çıkardık'' diyen Ersöz, elektronik postanın bilgisayara girip belgeleri bıraktıktan sonra bir saniye bile kalmaksızın imha edildiğini ve bu konuyla ilgili bilirkişi incelemesi yaptıracaklarını dile getirdi. Ersöz, şunları söyledi: ''Dijital terör olarak adlandırabileceğimiz husus bütün herkesin başına gelebilecek bir konudur. Bilgisayar ve e-posta kullanan herhangi bir kişi, spam e-postası ekindeki bilgilerle açılacak bir soruşturmaya maruz bırakılabilecektir. İtirazları yapacağız. Altında ne müvekkillerimizin imzası olan ne müvekkillerimizin doğrudan kullandığı bilgisayarda bulunan dijital dokümana dayanılarak suç isnadında bulunulmuyor. Basın özgürlüğünü ilgilendiren bu konuda gerekli duyarlılığı göstermenizi, kendi hakkınızı, hukukunuzu korumanızı istiyoruz.'' Basın mensuplarının ''Komplo mu var?'' diye sordukları Ersöz, ''Şüphesiz öyle. Müvekkiller sadece basın özgürlüğü çerçevesinde bir yayıncılık yapıyor. Müvekkillerin bilgisayarlarına eylül ayında gönderilen bir e-posta ile karşı karşıya bulunuyoruz. Bu e-postanın içerisinde de suç isnadında kullanılan ama müvekkilimin elektronik imzasını taşımayan, müvekkillerimle doğrudan ya da dolaylı olarak hiçbir bağlantı kurulmasını temin etmeyecek birtakım dijital dokümanlarla suç isnadında bulunuyor. Bunların da teknik incelemelerde, e-posta ile kötü niyetli, müvekkilimize suç isnadında bulunmak isteyen kişiler tarafından gönderildiğini tespit etmiş bulunmaktayız'' dedi. -HALK TV GÖRÜŞMESİ- Avukat Ersöz, ''Kemal Kılıçdaroğlu ile telefon görüşmesi de soruldu mu?'' sorusu üzerine, Soner Yalçın'ın yayın organlarında yer alan Halk TV'nin başına geçirilmesi hususuyla ilgili Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeler ve müvekkillerin büyük gazetelerde çalışan gazetecilerle yapılan telefon görüşmelerine ilişkin soruların sorulduğunu aktardı. ''Belgelerin içinde ne var?'' diye sorulan Ersöz, ''Soruşturma gizli. Bunlardan bahsedemiyorum. Bunlar, tam sayfa word belgesi düşünün, bu belgenin dörtte biri ya da üçte biri uzunluğundaki yazılar. Bu yazılarda bazı gazetecilerin isimleri geçiyor. Gündemle ilgili olarak, Mısır olayları ile ilgili kitap yazmaları bilgileri yer alıyor. Bazı meslektaşlarınızın Fethullah Gülen cemaati ile ilgili yaptığı haberler ve kitaplar, bu dijital dokümanların bazılarını oluşturuyor. Kolayca ulaşabileceğiniz kitaplar ve herkesin evinde vardır'' diye konuştu. Ersöz, şöyle devam etti: ''Dijital doküman içeriklerinde yeni medya kuruluşlarının kurulması gerektiği, mevcut medyanın da gündem yaratacak haberler yapması gerektiği değerlendirmeleri var. Burada bazı gazetecilerin isimleri geçiyor. Bunlar bize soruldu. Soy isimleri verilmediği için tahminde bulunabildik ama telefon görüşmelerindeki bu gazeteci isimleri açık bir şekilde yazıyor. Bu konu tamamen basın özgürlüğü içinde değerlendirilmesi gereken bir konu.''