Gündem

Odatv davası duruşması yarına ertelendi İSTANBUL (A.A)

04 Ocak 2012 21:31

-Odatv davası duruşması yarına ertelendi İSTANBUL (A.A) - 04.01.2012 - ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalara ilişkin açılan davanın tutuklu sanığı Şükrü Doğan Yurdakul, düşünceleri nedeniyle ilk kez tutuklanmadığını belirterek, ''Bu acayip filmi daha önce iki askeri darbe döneminde gördüm. Sivil bir hükümet döneminde yazdığım yazılar nedeniyle hapse atılmak ilk kez başıma geliyor'' dedi. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan gazeteci Yurdakul, iddianamedeki suçlamaların kişisel düşüncelerine yönelik olduğunu kaydederek, kendisini ''düşünce ve ifade özgürlüğü hakarete uğramış'' olarak gördüğünü söyledi.  İddianameye dayanak oluşturan hayali varsayımları çürütmenin, daha baştan kendisine verilmiş bir ceza gibi olduğunu savunan Yurdakul, gözaltına alındığında iki bilgisayarına el konulduğunu anımsattı.  Yurdakul, bazı yazıları ve haber tartışması niteliğindeki telefon konuşmalarının iddianame ve eklerine doldurulduğunu söyleyerek, şöyle devam etti: ''Düşüncelerim nedeniyle tutuklanmak başıma ilk kez gelmiyor. Bu dava benim için bir ''dejavu'' durumudur. Bu acayip filmi daha önce iki askeri darbe döneminde gördüm. Kıyasıya eleştirdiğim hiçbir sivil hükümet zamanında düşüncelerim nedeniyle hapse atılmadım. Sivil ve kendisine 'ileri  demokrat' diyen bir hükümet döneminde yazdığım yazılar nedeniyle hapse atılmak ilk kez başıma geliyor. Kimlik tespiti sırasında bana medeni durumumu sorduğunuzda içimden acı acı gülümsedim. Çünkü ilk eşimle Mamak Cezaevinde tutukluyken evlendim. İkinci eşimi Silivri sivil kampüsünde tutukluyken kaybettim. 1981'de iki yaşında olan kızım benimle ve annesiyle birlikte sürgündeydi, yıllarca BM pasaportu taşıdı. Şimdi 32 yaşında, Fransa'da yaşıyor ve babasının başına gelenleri internetten, sosyal paylaşım sitelerinden izliyor.'' Yurdakul, yazdığı yazılar sebebiyle bir türlü ilgili yargıcın karşısına çıkamadığını belirterek, ''Mahkemenizin, bu ülkede gazeteci ve yazarların düşüncelerinden dolayı olağanüstü mahkemelere çıkarılmaları çilesine son verilmesi için bir ilk adım atmasını diliyorum'' dedi.  Yurdakul, hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu ifade ederek, tahliyesini talep etti.  -"Nuri Alço'lar virüs attı" Tutuklu sanıklardan Müyesser Uğur da nüfus cüzdanında kızlık soyadının ''Yıldız'' olarak yer aldığını, kızlık soyadını özellikle kimliğine eklettirdiğini, haberlerinde bu soyadı kullandığını, bunun herhangi bir kod isim ya da örgütsel bir ad olmadığını kaydetti. Uğur, sanık savunmalarının yapıldığı kürsüde elindeki iki kitaptan birini kaldırıp ''bu bomba'', diğerini kaldırıp, ''bu molotofkokteyli, cezaevinde hazırladım'' ve kalemlerini kaldırıp, ''bunlar da silahlarım'' diye söze başladı. Soruşturma kapsamında evine gelen polislerin, basılı haldeki bir kitabı almayıp, bilgisayarda bulunan formatını aldığını anlatan Uğur, kitap taslağına neden el konulduğunu çok merak ettiğini kaydetti. Bilgisayarlarındaki virüsler nedeniyle suçlandıklarını öne süren Uğur,  ''Türk sinemasında Nuri Alço vardı, milletin gazozuna ilaç koyardı. Şimdi de Nuri Alço'lar virüs attı, ama çok şükür biz bozulmadık. Halen gazetecilik yapmaya devam ediyoruz'' dedi. Mahkeme heyeti, duruşmayı yarına bıraktı.